Amerika’da huzursuzluğun ayak sesleri…
Seçimle gelen kamu yöneticilerinin eğitimi, meslekleri hep tartışma konusu olmuştur.
Hukuk mezunu, hukukla iştigal eden birisi mi, yoksa emlak işlerinde büyük başarı kazanmış bir iş adamı mı devleti daha iyi yönetir?
İki yöneticinin arasında mutlaka çok ve önemli farklılıklar olacaktır.
Bir işadamının sorunlara yaklaşımı ve çözümü için atacağı adımlar mutlaka bir hukuk adamından değişik olacaktır.
Bunun bariz örneğini Amerikan yönetiminde görmeye başladık.
Eğer şöyle düşünürseniz; “yahu bunların akıllı danışmanları, deneyimli bürokratları vardır” çok yanılırsınız.
“At binicisine göre kişner” atasözü, tam da bunun için söylenmiştir.
Danışmanlar ve alt kadro atın binicisine göre kişnemezse kendilerini sokakta bulurlar! Bunun içindir ki, Başkan’ın gözüne girmek için onun gibi düşünmeye çalışırlar.
Bir devleti gayrimenkul zannedip ona göre tavır alanların, yönetenlerin sonunun iyi olmayacağını şimdiden söylemek kehanet olmaz diye düşünüyorum.
ABD’nin yeni başkanı Donald Trump, Amerika’yı bu zihniyetle yönetmeye başladı bile!
Dün Trump, Meksika’dan ithal edilecek bütün mallar için yüzde 20 gümrük vergisi koyacağını açıkladı. (file:///Users/MacintoshHD/Desktop/28%20ocak%20yazısı.webarchive)
Buradan elde edilecek gelirle de seçim mitinglerinde verdiği sözü tutup, Meksika sınırına duvar örecek.
Duvarın 20 milyar Dolar’a mal olacağı hesaplanıyor. Çin seddi gibi uzaydan görülebilecekmiş!..
Diğer önemli bir seçim sözü, ülkeye müslümanların girişi yasaklanacak.
Bu söz büyük tepki alınca, Trump “Radikal müslüman teröristleri kastettim” diye şimdilik tevil etti.
İlk aşamada 7 müslüman ülkeden Amerika’ya girişleri yasakladı. Daha önce vize alanlar bile Amerika’ya giremeyecekler. Bu ülkeler; İran, Irak, Suriye, Libya, Sudan, Somali ve Yemen.
Bunlara pek yakında Pakistan, Bangladeş ve Endonezya eklenecek.
Daha sonra hangi ülkelere vize boykotu uygulanacak, düşünmek bile istemiyorum.
Dün New York Belediye Başkanı’ndan ilginç bir açıklama geldi.
Bill de Blasio, basın toplantısında, kameralar önünde heyecanlı bir konuşma yaptı.
“New York’ta yaşayan müslümanların fişlenmesi talep ediliyor. Hayır efendim! Böyle bir şey olmayacak. Bu yöndeki talepleri reddedeceğiz” diyerek başladığı konuşmasında benzer önemli konulara da değindi.
“Polis marifetiyle müslüman aileleri dağıtın diyor. Asla böyle bir şey olmayacak. Halen New York’ta yaşayan ama kalış izinleri bulunmayan müslümanlar sınır dışı edilmeliymiş. Böyle bir şey yapılmayacak. Gerekli bütün hukuki önlemleri almak için arkadaşlarımı görevlendirdim. Zorda kalanlara karşılıksız hukuki yardım vereceğiz. Asla ırkçılık yapılmasına müsaade etmeyeceğiz. Onlara her türlü yardımı yapacağız. Eğer, New York’taki müslümanlara karşı eylem yapılırsa, bilsinler ki en sert önlemleri alacağız, derhal tutuklayacağız.”
Konuşmasının sonunu o kadar güzel tamamladı ki, o sözleri de köşeme alıyorum.
“Burası New York. Seçimden önceki New York. Değişen bir şey yok. Biz aynı New York’uz…”
Donald Trump böyle devam ederse, Amerika’da epey huzursuzluk, patırtı gürültü olacağa benziyor.
Bu olaylar bir başlarsa nerede duracağı belli olmaz.
Devlet adamı olsaydı bunları bilirdi. Ama nerede rant yapacak arsa var, onu bilen de bu işleri bilmez!
İşte böyle bir şey…