Korku dünyası
Savaşa taraftar olan, aklı başında bir devlet var mı?
Uygar ülkelerin hepsi barıştan yana, daha iyi yaşam koşulları için çalışıyorlar.
Ama gerçek böyle mi?
Silahları, bombaları, kimyasalları, uçakları, tankları yoksul ülkeler mi üretiyor!
8 yıl (1980-1988) süren, her iki taraftan bir milyon insanın hayatını kaybettiği, yoksul halkların milyarlarca dolarının heba edildiği Irak-İran savaşı sırasında bir televizyon programını hatırlıyorum.
Her iki tarafta Paris’te, Fransızlarla silah pazarlığı yapıyor.
Elysee Sarayı’nda Fransızlar iki ayrı odada İran ve Irak heyetlerini ağırlıyor, müthiş pazarlık dönüyor!
Ortadaki odada ise hükümet sözcüsü bu kirli savaşı kınadıklarını, tarafları barıştırmak için görüşmelerin sürdüğünü açıklıyordu.
Dünyaya karşı barış güvercini kılığına giren Fransa, aslında heyetlere yeni silahları tanıtıyor, ne kadar öldürücü olduklarına dair garantiler veriyordu.
Silahların karşılığında para da istenmiyordu! Her iki ülke de zengin enerji kaynaklarına sahip olduğu için önlerine konan antlaşmaları imzalamaları yeterliydi.
Ama bu antlaşmalar ülkenin geleceğini karartacakmış, yoksulluğu artıracakmış, kimsenin umurunda bile değildi. Her iki taraf ta birbirinin toprağına kibrit suyu dökmek için yarışıyordu!
O savaş bitti, körfez savaşları başladı.
İran’ın Şahı Pehlevi gönderilip yerine Paris’ten Humeyni getirilmişti.Böylece İran uzun bir süre uygarlıktan koptu. Daha sonra da ambargo ile ıslah edilmeye çalışıldı!
Bütün bu olup bitenleri anya-manya-kumpanya ülkelerinin dışındaki bütün dünya devletleri seyretti.
Şimdiki geldiğimiz nokta ise bayağı ürpertici!
Büyük dünya gücü artık Avrupa’ya yüz vermiyor!
İngiltere, neden Avrupa Birliği’nden ayrıldı?Artık bunun üzerinde biraz daha düşünmek gerekmez mi?
Büyük dünya gücü atası sayılan İngiltere’ye yanlış yapabilir mi? Belki de, İngiltere’nin Avrupa’dan ayrılmasını özellikle istediler!
Rusya ile birçok konuda anlaşmış gözüküyorlar.Dışişleri Bakanı olarak özelliği Ruslarla yakın dostluğu olan birisi tayin edildi.
Bütün bu olup bitenler, mülteci krizi, gelir dağılımı dengesinin hiç olmadığı kadar bozulduğu (En zengin 62 kişinin serveti dünya nüfusunun yarısı olan 3.5 milyar insanın servetine eşit) dünyamızda herkes korku içinde yaşamaya başladı.
Her gün birbirimize aynı soruyu yöneltiyoruz:
Ne olacak bu işin sonu?
Not: Yazımın başlığının patenti bir arkadaşıma ait