Başkasını yargılama
Hayatta en çok yaptığımız hatalardan birisi başkalarını yargılamak ve eleştirmektir. Bilen için en zor şey, bilmeyen için en kolay şey yargılamaktır. Cehalet arttıkça yargılama da artar. Girin sosyal medyaya bakın. Aman Allah’ım! Ne cinayetler işleniyor. “Bu adam vatan haini! Bu hırsız… Şu var ya ne düzenbazdır. Ben bilirim, sen de kim oluyorsun. Sen benim dengim misin be zavallı?”. Adam okumuş belki 200 tane kitap yazmış. Kendini geliştirmiş. İşte bir narsist geçmiş bu alimi yerden yere vuruyor. Biliyorsan sende yaz adamın tezlerini çürüt, ama kimseyi yargısız infaza tabi tutma.
Sen o insanı ne kadar tanıyorsun? Dostum dediğin birisini gerçek anlamda tanıman mümkün mü?
Aslında bütün insanlar, bizim nazarımızda bilinmezdir. Sen o insanın bir kötü huyunu görürsün, ama o insanın belki 100 tane güzel huyu vardır. Bir huyuna, davranışına bakarak nasıl onu yargılarsın? İnsanları partisine, ırkına, cemiyetine, mezhebine göre yargılama yetkisini sana kim verdi?
Eğer birisi insanları yargılayacaksa o ancak yaratıcı olabilir. Başkalarını bilmediğimiz halde neden bu bilinmez hakkında hemen yargıda bulunuyoruz?
Sürekli başkaları hakkında düşünen birisi kendini düşünmez. Bu da o kişiyi kendi hayatını yaşamaktan alıkoyar. Ama başkaları hakkında konuşmak kişinin egosunu, benliğini, enaniyetini besler. Yani negatif bir enerji doldurur kişinin içine. Uyuşturucu alıp da kendinden geçen bir insan gibi olursunuz. Uyuşturucu zararlıdır ama insana keyif verir.
Cengiz Han’ın bir komutanı varmış. Bu komutan bir gün askerlerine “Askerlerim, içinizden 5 kişinin çok tehlikeli bir göreve gitmesi gerekiyor. Bunun için bu riski göze alan 5 kişinin bir adım öne çıkmasını istiyorum” demiş.
Komutan konuşurken bir atlı onlara doğru geliyormuş. Komutanın dikkati o atlıya kaymış. Atlı komutana bir haber getirmiş. Komutan o haberi okumuş. Sonra kafasını kaldırıp askeri birliğe bakmış. Kimsenin öne çıkmadığını görünce küplere binmiş. Gözlerinden alevler saçarcasına bağırmaya başlamış. “Sizi korkaklar, sizi işe yaramazlar! İçinizde öne çıkma cesaretini gösterecek kimse yok mu?” Bir yığın laf söylemiş askerlerine. Onları cezalandırmakla tehdit etmiş. Bölüğün yerine dikkat edince gerçeği anlamış ve demin söylediği sözlerden pişmanlık duymuş. Meğer komutan o atlı ile meşgul iken bütün bölük bir adım öne çıkmış.
Eğer birilerini yargılıyorsanız, bilin ki arıza onlarda değil sizdedir. Sizin kendinizi tamir etmeniz gerekiyor. Siz peygamberin insanları yargıladığını okudunuz mu?
Siz gönül insanlarını bir başkasını çekiştirirken eleştirirken gördünüz mü?
Ayrıca başkalarını yargılamak size ne kazandırıyor? Karınız nedir?
Kazancı olmayan bir davranışı neden yapıyorsunuz?
Bakınız inancımızda dahi bu durum hoş karşılanmamış.
Buna gıybet denilmiş.
Başkasının gözündeki çapağa dikkat eden, kendi gözündeki çöpü, merteği göremez.
Başkalarından size ne?
Siz kendi eksikliklerinize odaklanın.
Kendi eksikliklerini görüp, düzelten insanlar kaliteli yaşamın basamaklarını hızla tırmanırlar.
Bırak bir başkası senin partine oy vermesin.
Bırak senin dinine, mezhebine, tarikatına inanmasın.
Senin takımını tutmasın.
Senin gibi düşünmesin.
Senin gibi giyinmesin.
Bırak başkaları farklı olsun.
Bir çiçek bahçesinde binlerce çiçeğin olmasına izin ver. Sadece o bahçe de gülün olması bir güzellik değildir.
Herkesin farklı düşünme, yaşama, giyinme hakkı var. Lütfen saygı duy ki onlarda sana saygı duysunlar.