Mutluyuz, mutlusunuz, mutlular…
ANKA’dan Orhan Aysezen’in haberine göre, İngiltere'nin önemli gazetelerinden The Independent gazetesinin oluşturduğu Statista kuruluşunun Ipsos araştırma şirketi kaynağından yararlanarak derlediği sonuçlar "2017'ye İlişkin En İyimser ve En Az İyimser Ülkeleri" ortaya koydu.
Türkiye'de 2017'nin 2016'dan daha iyi olacağı beklentisi içinde bulunan vatandaşların oranıyüzde 79olarak gözüküyor.
Vatandaşlardan yüzde 46'sı "2017, 2016'dan daha iyi olacağı" görüşüne ‘tamamen katılıyor.’
Beklentiye ‘bir dereceye kadar katılan’yüzde 33 eklendiğinde iyimserlerin toplam oranı yüzde 79'u buluyor.
Asılında ekonomimizi, terörü, sınır olaylarını düşünürsek, Türkiye’de bu oranın daha düşük olması beklenirdi.
Ancak, insanlarımız, lanetli bir yılı geride bırakıp, yeni yılı umutla karşılamak için Nobelli yazar Amin Maalouf gibi düşünüyor olsa gerek, “Umutsuzlukta haklı çıkacağımıza, umutta yanılalım” demişler.
Araştırma 25 ülkede, 25 Kasım-9 Aralık 2016 tarihleri arasında 18 bin 62 kişiye sorularak derlenen Ipsos kaynaklarına dayandırıldı.
"2017'ye İlişkin En Çok ve En Az İyimser Olan Ülkeler" başlığını taşıyan araştırmada ülkeler böyle sıralandı.
‘Müttefiklik’ kavramı değiş mi?
ABD müttefikine tank veriyor, kankasına da Javelin göndermiş.
Hani şu ‘Tank katili’ olarak bilinen, mermisi 100 bin dolar olan müthiş silah…
Yani, ‘tavşan kaç, tazı tut’ der gibi!
Vizyoner olmak istiyorsanız
bu yazıyı okumalısınız!..
Çok sevdiğim bir arkadaşım telefon açtı.
“Sana bir soru soracağım, hemen beklemeden cevap vereceksin” dedi.
“Ne olacak, neden soruyorsun?”
“Senin profilini ortaya çıkaracak bir soru. Bu soruya verdiğin cevap ortaya bir takım veriler çıkaracak” dedi.
“Tamam sor” dedim.
Soru…
“A4 diyorum, çabuk aklına ilk geleni söyle” dedi.
Hemen cevap verdim:
“Dosya kağıdı. Biz eskiden dosya kağıdı derdik, şimdi A4 diyorlar. Tatmin oldun mu?”
Telefonda güldüğünü hissettim. Birden neşelendi…
“Ne oldu? Anlat bakalım, profilim neymiş…”
“Bak” dedi.
“Bu soruyu senden önce başkalarına da sordum.”
“Eeh, onlar ne dedi?”
“İşte fark burada. Senden başka hemen herkes, Audi’nin çok beğenilen modeli A4 dediler…”
“Onu ben de biliyorum. Ama sen…”
“Şimdi bırak seni beni. Ben aklına ilk geleni söyle dedim. Yoksa senin Audi’yi bilmemeni düşünebilir miyim?”
“Peki, neymiş benim profilim?”
“Memur kafalısın. Vizyon problemin var. Gözün çöplükte!..”
Canım sıkıldı, ben de başkalarını arayıp aynı numarayı çektim. İstisnasız hepsi, Audi A4 dedi.
Herşeye rağmen kendimi teselli ettim!
Nasıl mı?
Arkadaşlarımın hemen hepsinin vizyoner, gözü yükseklerde olmasının hazzını yaşadım!..
Yetmez mi?