Hala o şans var!
Demokrasinin en popüler tarifi olan ‘uzlaşma sanatı’na vurgu yapmak istiyorum.
Referandum için partilerin propaganda takvimi henüz başlamadı. Kampanyalar netleştirilme aşamasında.
Daha ortada bir şey yokken gelinen şu aşamaya bir bakar mısınız?
“Bu referandum oylamasında başarısız olursak iç savaşa hazırlanın!”
Gerçi bu iddianın sahibi, Manisa AK Parti İl Başkan Yardımcısı Ozan Erdem, “Sözlerim cızbızlandı, amacından uzaklaştırıldı” diyerek görevlerinden istifa etti ama kampanya sırasında bu gibi karşılıklı çok ağır suçlamaların havada uçuşacağının sinyalini de verdi.
Erken anketlerden öyle anlaşılıyor ki, ‘Evet’ çantada keklik değil.
Gaziantep’te ‘Evet’ oylarının, bir süre önce, yüzde 60 sınırını zorlayacağını yazdığımda tepkiyle karşılandım.
Bu tahmini, önceki seçimlerde AK Parti’nin genel ve yerel seçimlerde aldığı oylara dayandırarak yaptım.
Oysa, bizzat AK Partililer ve MHP’liler referandumun partili gözüyle görülemeyeceğini, ayrı değerlendirilebileceğini vurguluyor.
Bu da ‘Evet’ ve ‘Hayır’ oylarının birbirine çok yakın olacağını gösteriyor.
Hepimiz aynı gemideyiz. Birbirimizin felaketinden, dışlanmasından sağlayacağımız bir yarar yok. Kardeş kavgası çıkarsa, iç savaş olursa, örneğin Gaziantep’te, kime ne faydası olacak?
Önceki güne kadar böyle saçmalıkları duymazdan gelirdim ama şimdi büyük bir gaf da olsa dillendirilmeye başlandı.
Beni en çok tedirgin eden konu, ekonomi.
İç terör, dış terör, FETÖ, yolsuzluk, adaletsizlik, tecavüz, bunların hepsinin üzerinden geliriz, huzuru sağlarsak, sorunlarımıza konsantre olursak…
Ama ekonomide gereksiz yere vurgun yersek zorlanabiliriz.
Sınırlarımızın dışındaki operasyonun büyük maddi külfet getirdiği bir gerçek. İçeride turizmin başına gelen talihsizlikler, tedirgin piyasanın doları tetiklemesi, güven bunalımının yolaçtığı durgunluk, sanayicinin, tüketicininin aşırı borçlu olması moralleri bozuyor.
Yalnız bununla da kalmıyor, devletin geliri sürekli azalıyor.
Azalan gelire rağmen hükümet piyasayı canlı tutmak için sürekli bir şeyler yapıyor, ama bunun bir sınırı olduğu da biliniyor.
İşte durum tam da böyle iken…
Tarafların uzlaşması ile referandum ertelense de, seçimlerin yapılacağı 2019 senesine kadar yeni bir yol programı yapılsa, ülkenin bütün gücü ekonomiye verilse, içeride ve dışarıda huzurun sağlanması için iş işbirliği yapılsa kim ne kaybeder ki…
Herkes kazanır.
Ülkenin şu anda içinde bulunduğu olağanüstü durumda kazananı-kaybedeni düşünecek hal mi var?!..
Aklımız fikrimiz evlilik programlarında
İki resim de Türkiye’den değil. Dışarısı da içerisi de berbat!
Önce New York Times’dan bir araştırma notunu paylaşmak istiyorum. Sonra bazı istatistikler.
1900 yılında insanlarda bilgi birikimi 100 yılda ikiye katlanıyordu. 2014’te 13 ayda ikiye katlanmış. 2020’de insanlığın bilgi artışı her 12 saatte iki misli olacak.
Oranlarla ülke profilimiz
Kitap okuma oranımız:Yüzde1
Sanat etkinliklerine katılma:Yüzde1
Gazete okuma:Yüzde0.03
Müze dolaşma:Yüzde0.1
Tv izleme:Yüzde78
Dizi izleme:Yüzde37
Haber izleme:Yüzde32
Evlilik programlarını izleme:Yüzde76.1
İnternet ortamında
Kültür sanata ilgi:Yüzde0.01
Siyasi habere ilgi:Yüzde39
Pornografiye ilgi:Yüzde80