Donald Trump’ın telefonu önemliydi
Artık şu seçimi meçimi unutsak da biraz işe güce baksak ne iyi olacak.
Televizyonlardaki açık oturumlardan, sokaktaki gürültüden bıkmayan kalmadı. Biraz sessizliğe; derlenmeye, toparlanmaya ihtiyaç var.
Tepkiler bir hayli fazla. Yurt dışından gelenler daha da çok.
Önemli liderler henüz yorum yapmadılar.
Demokratik dünya sessiz kalırken ABD Başkanı Donald Trump’ın telefonu önemli. Ancak, hükümet sözcüsü yorum yapmak için AGİT’in raporunu bekliyoruz dedi. Hemen bütün ülkeleraynı beklentide.
AGİT’in raporu ise aşağı yukarı belli. Çok olumsuz.
Cumhurbaşkanı da zaten raporu beklemeden, “Önce haddinizi bilin. Sizin hazırlayacağınız siyasi içerikli raporları biz ne görürüz, ne duyarız, ne biliriz. Biz yolumuza devam ederiz” diye peşinen reddetti.
Hatta, “54 sene bizi Avrupa Birliği kapısında beklettiler” diyerek yeni bir referandum sinyali ile tehdit bile etti.
Almanya ile çok içli-dışlıyız!
En büyük ticari partnerimiz. Yurt dışında vatandaşlarımızın en yoğun yaşadığı ülke. Ülkemizdeki en çok yabancı şirket, Alman şirketleri.
Ve... Kader birliği ettiğimiz ülke.
Almanya’nın zorlamasıyla girdiğimiz I. Dünya Savaşı sonunda yenilip toprak kaybettiğimiz hazin bir hikaye.
En çok karışanımız Almanya.
Orada yalnız işçilerimiz bulunmuyor, 75 bin civarındaki Türk kökenli işverenin çoğu Almanlardan oluşan 375 bin kişiye istihdam sağlıyor.(Ekovizyon Mart 2017)
2050 yılında Alman Cumhurbaşkanı ‘Mehmet’ olacak şaka, ima karışımı sokuşturmalar önemli bir gerçeği de yansıtıyor. Alman nüfusu sürekli gerilerken bizim (!) sayemizde aşırı azalma engelleniyor!
Alman gazeteleri her gün birinci sayfalarından referandum haber ve yorumları yayınlarken haksız da sayılmazlar!
Sonuçta bizim iyiliğimizi istiyorlar! Ama AB’nin patronu olarak bizi Avrupa Birliği’ne almayanlar da yine onlar! Bu da mutlaka bizi düşündükleri ve sevdikleri için olsa gerek!
“Türklere artık AB kapısı kapandı” diyen Avusturya Dışişleri Bakanı SebastianKurz genç yaşının verdiği heyecan ve cesaretle şunu da ekledi: “Tamam... Türkler kararını Erdoğan için kullandılar. Peki ama Avrupa ve AB ile pazarlıklar ne olacak?”
Şu yorumu özellikle okumanızı istiyorum. Alman Dışişleri Bakanı Sigmar Gabriel, Bild gazetesine verdiği özel mülakatta şöyle konuşmuş: “Biz Almanya’da Türklerin bölünmesine asla müsaade etmeyeceğiz. Bu konuda kırmızı çizgilerimiz var.”
Bir yabancı ülkenin başbakanı ülkesindeki Türkler için böyle konuşuyorsa, biz de kendi ülkemizde kutuplaşmayı biran önce durdurmalıyız ki, bölünme saçmalığını kimse ağzına almasın. Neticede aynı gemideyiz.