Adalet-i İlahi
Bir yaz günü büyük Üstad Fakirullah sıcaktan bunalmıştı. Dergahın sıcak havası içini kurutmuştu. O sırada yanında bulunan küçük İbrahim Hakkı’ya (Erzurumlu İbrahim Hakkı) “Evladım İbrahim, bize şu testi ile çeşmeden soğuk su getiriver” dedi.
Küçük İbrahim, üstadının isteğini yerine getirmek için testiyi aldı ve çeşmenin yolunu tuttu. Tam çeşmeye varmış ve suyunu doldururken yağız atlı bir yolcu çeşmeye geldi. “Çekil bire çocuk yolumdan” diye küçük çocuğu eliyle itti. Bu sırada yarısı dolu testi çocuğun elinden kaydı ve düşüverdi. Testi yere düşünce paramparça olmuştu. Korkan küçük İbrahim eli boş bir şekilde geri üstadının huzuruna geldi.
Yaşadığı olayı aynen anlattı. Üstad Fakirullah, “Sen ona bir şey söyledin mi” deyince “Hayır efendim, ona hiçbir şey söylemedim” diye cevap verdi. Fakirullah, “O zaman acele oraya git ve sen de ona kötü bir şeyler söyle İbrahim” dedi.
Üstadından hep iyilik ve güzellikler duyan İbrahim, bu duruma şaşırmıştı. Birisine kötü söz söylemek… İbrahim çeşmenin başına geri döndü. Adam atını suluyordu. Birkaç dakika orada bekleyen küçük İbrahim Hakkı belki korkusundan belki utandığı için bu sarhoş adama hiçbir şey söyleyemeden dergaha geri döndü.
Üstad, yine aynı şeyleri sordu. “Kötü bir şeyler söyledin mi ona” dedi. Küçük İbrahim, “Hayır efendim” deyince Üstad “İbrahim hadi git ve ona kötü bir şeyler söyle” dedi.
Üçüncü defa çeşme başına giden İbrahim gözlerine inanamadı. Bu sarhoş adamın atı ona bir çifte atmış ve adam hemen oracıkta ölüvermişti. Bu manzarayı gören İbrahim, geri üstadının yanına döndü ve yaşadığı olayı anlattı.
Üstad Fakirullah, “Evladım eğer ona kötü bir şeyler söylemiş olsaydın onunla ödeşmiş olurdunuz. Ama sen onu yapmadın. Onu Allah’a havale ettin. Allah da onu hemen cezalandırdı. Bir insanın ölmesine sebep oldun” dedi.
Zulmettiğiniz birisi hakkını savunamıyorsa korkun. Birisine haksızlık yapıyorsanız korkun.Eşinize, çocuğunuza, akrabanıza, öksüze, yetime, işçinize haksızlık ediyorsanız korkun. İlahi adalet er yada geç bir gün yakanıza yapışır. Yıllar önce bir danışanım olmuştu. Bu amca önceleri çok fakirmiş. Bir akrabasının yardımı ile uyuşturucu işine girmiş.
Yurtdışına yüklü miktarda mal çıkarmış. Çok yüklü miktarda para almış bu iş sonucu. Memlekete geri dönmüş ve o para ile daireler, arsalar, dükkanlar almış. “Çok zengin oldum hocam, artık bir elim balda bir elim yağda yaşıyordum. Bir oğlum vardı. Başkada evladım yoktu. Oğlumu çok korudum. El bebek gül bebek yetiştirdim. Çalışmasına gerek yoktu. Oğlum ergenlik dönemine gelince kötü arkadaşlar edinmeye başladı. 20 yaşına gelince artık onu hiç kontrol edemez hale geldik. Uyuşturucu kullanıyordu. Bir gün caminin tuvaletinde altın vuruş yapmış. Oracıkta ölmüş. Haber geldi. Kendi ellerimle oğlumu mezara koydum. Ben gavur dahi olsa binlerce genci zehirlemiştim. En sonunda Allah aynı acıyı bana yaşattı” demişti.
Neye inanırsanız inanın. İster Allah’a, ister Buda’ya, ister kutsal ruha. Varoluş içinde bir ilahi adalet var. Er yada geç bir gün sizi karşılar. Her şeyden kaçabilirsiniz ama ilahi adaletten asla kaçamazsınız. Sen empati kur. Sen iyi ol. Sen yardımsever ol. Sen güvenilir ol. Sen adil ol. Sen tevazu sahibi ol. Ama asla zalim olma.