Hayatı tartışma sadece yaşa
Alman filozofu Kant, Alman felsefesinin kurucu isimlerinin arasında yer alır.
Bir kız Kant’a aşık olmuştu. Onunla evlenmek istiyordu. Bu durumu Kant’a bildirdiler. Kant “Peki, bu konuyu düşüneceğim” dedi.
Şimdi Kant gibi bir düşünür hemen karar veremez. Kant da karar vermedi. Önce konu hakkında düşünmeye başladı. Konu aşk da olsa, evlilik de olsa filozof önce düşünür.
Kant aşk hakkında düşündü. Lehte ve aleyhte ne kadar delil varsa topladı. Evliliğin lehinde ve aleyhinde 300 sav topladığı söylenir. Ne yapacaktı? Nasıl karar verecekti? Çünkü çok kafası karışmıştı. En sonunda evlilikten yana ağır basan bir sav bulabildi.
Sav şuydu: Eğer eşit durumda olan iki olasılık varsa sana daha çok deneyim katacak olan alternatifi seç.
Evlenmek ya da evlenmemek… Şimdi bu savlar eşit…
Kant zaten bekardı. Evli olmamanın nasıl bir şey olduğunu biliyordu. O zaman evlenmek daha iyiydi. Çünkü yeni bir şeydi. Kant evliliği bilmiyordu. Yeni bir deneyim olacaktı. Yeni deneyimle evliliği bilecekti. Sevinçle kalkıp kızın evine gitti. Kapıyı çaldı. Kapıyı kızın babası açtı. Kant: “Kararımı verdim. Kızınızla evleneceğim. Kızınız nerede?” dedi. Kızın babası: “Artık çok geç, çünkü onun üç tane çocuğu oldu” dedi. Halbuki aradan tam 20 sene geçmişti.
Büyük filozof Kant hala düşünmekle meşguldü. Bu kadar düşünme aptallığı erkeklere aittir. Çünkü kadınlar daha sezgisel, daha duygusal, daha içgüdüseldirler. Dünya tarihinde bu yüzden pek kadın filozof çıkmamıştır. Kadınlar tartışma yerine yaşamaya eğilimlidir. Kadınlar daha detaycıdırlar. Süslenmeyi, giyinmeyi, yemeyi, sohbeti severler. Bütün bunlar yaşamakla alakalıdır. Erkekler bu konulara ilgi duymazlar.
Hegel düşündü, Kant düşündü ama hiçbir yere varamadılar. Hayatı hep tartışıyoruz. Biz hayatı tartışırken, yaşam avuçlarımızın arasından kayıp gidiyor. Son 30-40 yıldaki televizyon programlarına bakın. Hep aynı konular tartışılıyor.
Laiklik, din, siyaset, enflasyon, Güneydoğu, tarikatlar tartışılıyor. Konular aynı, ama tartışan kişiler değişiyor. Tam bir horoz dövüşündeyiz, sadece yorulan horozlar çekiliyor yerlerine yenileri geliyor.
Dünyanın hangi ülkesinde aynı konu 50-60 seneden beri tartışılıyor? Kardeşim aklın yolu birdir. Beğenmiyorsanız biraraya gelin ve o konuyu değiştirin.
Dini tartışıyoruz her gün ama yaşamıyoruz.
Aşkı, hayatı, sevdayı, güzelliği, başarıyı hep tartışıyoruz, ama hiç onları yaşamak aklımıza gelmiyor. Tartışma ve şüphelerle zamanı israf edip duruyoruz.
Büyük sorunlar hep zihindedir. Bir erkek için dünya lideri olmak büyük bir hedeftir.
Cengiz olur, İskender olur, Hitler olur ve milyonlarca insana acı yaşatırlar. Yaşam küçük detaylardan oluşur. Bu yüzden büyük denilen bu insanlar yaşamı pas geçerler. Kant “Düşünüyorum, o halde varım” dedi. Aslında düşünsen de düşünmesen de yaşamadığın müddetçe var olamazsın.