Ecirlik
Sabah daha önce bir dergiden kesip sakladığım yazıyı[i] okuyorum.
Kuruş hesabı...
Hollywood film dünyasının başkenti olarak bilinir. Kaliforniya’nın ılıman iklimine sırtını dayamış bu efsane kentteki dertlerden biri işçilik maliyetleri. Başrol oyuncularına avuçlar multi-milyon dolarlar göz kırpmadan sarf edilirken figüranların nasibi kuruşu kuruşuna hesap ediliyor.
Hatırladığım kadarıyla Titanic filmi stüdyo çekimlerinin büyük bölümü ucuz olsun diye Meksika’da, ucuz Meksikalı işçilerin inşa edilen dekorlarla bezenmiş mekânlarda çekilmişti. Sonraları Hollywood yapımcıları ucuza adam kapatma geleneğini sürdürerek Avrupa mekânlarına transfer oldu.
Figüranın ederi...
Hollywood için bir (sözsüz) figüranın günlük yevmiyesi $100 – 200 arasında iken bu tutar İngiltere’de $114 dolar, Berlin’de $41, Budapeşte’de $35, Varşova’da $22, Minsk kentinde (Belarus) ise sadece $2 olmaktadır.
Bu dışarı kaçışın Amerikan film endüstrisine yıllık maliyeti yaklaşık $10 milyar olarak hesaplanıyor. Fena para değil hani.
Herkes, bizde ne sebeptense zengin diye bellenmiş bulunan Amerikalılar bile ucuz işçilik peşinde koşuyor.
Kim koşmuyor ki?
"Birinci sınıf insanlar, birinci sınıf insanlarla, İkinci sınıf insanlar üçüncü sınıf insanlarla çalışır.” Leo Rosten
Bu gözlem doğru ise ki benim tecrübelerime göre çoğu durumda doğru, ecirlere değil bir alt ligden adam çalıştırarak kendi beceriksizliklerini üstünü örtmeye çalışan yöneticilere kızmak gerekiyor.
Ancak bir başka gözlem de kayda değecek kadar ilginç -
Veil’e Dilbert’in cevabı
Vail aksiyonu diyor ki – “Her insan bulunan kuruluşta, iş, en alttaki hiyerarşi seviyesini bulur.” Diğer bir deyişle - iş çalışanı bulur, kaçmak yoktur.
Dilbert öte yandan buyuruyor ki - “İyi iseniz bütün işler size verilir,gerçekten iyi iseniz hepsinden sıyırırsınız.”
Demek ki çalışan kendi kaderini kendi tayin edebiliyor.
Çalışan göze girebilir mi? Kimin söylediğini bilmediğim bir söze göre “Asla göze giremezsin... Ne kadar iş yaparsanız yapın, asla yeterince yaptı sayılmazsınız.”
Ama öte yandan Radoviç de kuralını ortaya koymuş – “Herhangi bir kuruluşta, bir astın üstünü yönetme potansiyeli, bir üstün, astı yönetme potansiyelinden çok daha yüksektir.“ Çalışanın cambazlıkları da hafife alınacak gibi değil. Ecirlik konusu epeyce girift bir konu.
Çalışanı işe sürmenin şartları ne olabilir? İnek üreticileri araştırmışlar ve ineklerin yönetimine ilişkin bir dizi öneri geliştirmişler[ii]
İnekler belli bir düzene alışırlar. Bu düzen dışına çıkılınca verimleri düşer. Bakıcıları ile inekler arasında yakın temas olmalıdır. İnekler bakıcılarından korkmamalıdır. İnekler aceleye gelmez. İnekler köpeklere kovalatılmaz. Ahırda bakıcılar sessizce çalışmalıdır. Bağırtı, çağırtı ve ani hareketler inekleri rahatsız eder...
İneklerin de verimli olması için sağlanacak şartlar bakımından insanlardan pek farklı olmadığı görülüyor.