Oyunbazlar

YAYINLAMA: 01 Ocak 1970 / 04.00 | GÜNCELLEME: 01 Ocak 1970 / 04.00

Çalışanların bazılarının bilgisayarlarda oyun oynadıklarını tespit ediyorum. Bu konuda ne yapabileceğimi düşünüyorum. Yakaladıklarımı uyarabilirim. Bir iki kişiye uyarı verirsem belki örnek olur, diğerleri de cayar.  Ya peki, bilgisayarlardan oyunları silsek daha iyi bir yol olabilir mi? Bunlar arasında bocalarken aklıma değişik aldatmaca taktikleri geliyor. Malum Osmanlı’da halkın icat ettiği çok sayıda aldatmaca tekniği var. Çakırcalı çetesinin aldatmaca yöntemleri de çok meşhur.[i]

Aldatmacalar...

Kuyruk savurması – önden kaçan hızla geri dönerek kovalayanların ardına takılır.

Çarıkları ters giymek – böylece takipçilerin ters yönde gitmesi sağlanır.

Koyun sürüsüne sızmak – dört ayak üzerinde yürüyerek izleyen şaşırtılır..

Çalı dolaştırmak – kuyruklarına çalı bağlanmış hayvan sürüleri dolaştırılarak, karşı tarafa kalabalıkmış izlenimi verilir. 

Gizli iletişim kodları kullanmak – grup halinde başkalarını dinlerken eşraftan birisi bir ince ağaç dalını çakısıyla yontma tarzı ile dinleyicilere dinledikleri hakkında kanısını aktarır.  Kendine doğru yontarsa karşıya “Söylenenler doğrudur, kabul et”; dışarı doğru yontarsa “İnanma, kabul etme” anlamı çıkar.

Ecirlere acıma gibi bir zaafı olanlar var. Öte yandan tam tersi ecirlere acınmaması gerektiğini, onlara her yapılan iyiliğin ters teptiğini ileri sürenler de var. İnsanı bir uçtan diğer uca, bir kanıdan diğer kanıya tecrübesi taşıyor.  

Aslında ecirler hep ezilmiş, boğaz tokluğuna çalışan, sömürülen, sırtına vurulup lokması ağzından alınan, iş güvencesi verilmeyen kişiler olabileceği gibi kendi çıkarı için işini yavaşlatan, işini aksatan, işini yapmayan, rüşvet isteyen, yöneticisine olan kızgınlığını müşterisinden çıkaran çalışanlar da var.  

İyi huylu ecirlere diyeceğim yok ama üstlerine göre rejimi bozan, bozguncu, yoldan çıkan oyunbaz astları da iyi tanımak gerekiyor. Oyunbazların yaratacağı en büyük tehlike diğer astları, kışkırtıp, galeyan getirip, başlattıkları isyana alet ve ortak etme çabaları olur. 

Oyunbazlığın sınırı olmuyor. Çokça başvurulan oyunbazlık türlerine bakıyorum - 

Kaynatıcı... çalışılacak süreyi saniye saniye çalar... Gecikmeci... işe geç gelmek marifetini sergiler... Kredi kullanan... transfer olduğu yerde kendine tanına krediyi dibine kadar kullanır... Pazarlıkçı... her işi pazarlığa döker... Kaytarmacı... tam ihtiyaç duyulduğu anda ortalıktan kaybolur... Sabotajcı... alet, edevat, makine, teçhizatı bozar... Hırsız... çaktırmadan ne bulursa araklar... Dalavereci... hileyle gizlice iş çevirir... Aylak... boş otururu, boşa zaman geçirir... Katakulli çevirme... hile ve oyun yapar... Alaycı... tabularla dalga geçer, kutsal inekleri hedef alır... Ayak oyunu... her türlü figürü başarıyla tatbik eder... Kayırmacı... Hemşerisine, akrabasına, eşine, dostuna arka çıkar... İftira atıcı... Olur, olmadık yerde olmayanı bir başkasına mal eder... Dedikoducu... aslı olmayan öyküler yayar... Dalgaya alıcı... üstlerini ve çalışma arkadaşlarına isim takar, alay konusu eder, komikleştirir... Karikatürize edici... her şeyi, herkesi orasından burasından çekip çekiştirip deforme eder... İkiyüzlü... riyakârlık, farklı kişilere farklı ağızda konuşur; Dalkavuk... yeni adıyla yalakalık, eski adıyla şirinlik muskalığı yapar... Düşmanlık besleme... kin gütme, intikam hissiyle yanar... Soytarı – komiklik, şaklabanlık yaparak iş arkadaşlarını veya etrafı eğlendirir....

İşte bu gibi tuhaflıklarla karşılaşma olasılığını azaltmak için ecirleri iş alınırken süzgeçten geçirme teknikleri geliştirilmiş.

 



[i] Necmi Erdoğan, Devleti İdare Etmek -  Maduniyet ve Düzenbazlık, www.let.leidenuniv.nl/tcimo/tulp/ Research/Erdogan2.htm.Erişim tarihi 24 Ocak 2001. 

Oyunbazlar