Sayat Nova ve Gül Bayramı
Her sene Gürcistan'ın başkenti Tiflis'te büyük Ermeni aşık ve şair Sayat Nova'nın anısına 'Gül bayramı' gerçekleştiriliyor."Gül Bayramı", 19 Mayıs'ta Sayat Nova'nın mezarına çiçek konmasıyla başlamaktadır.
Sayat Nova, Gürcistanlı Ermeni şair ve halk ozanıdır. Eserlerini Ermenice, Gürcüce ve Azerice dillerinde yazmıştır. Günümüze ulaşan şarkılarının çoğu Azericedir. Sayat Nova’nın babası Halep ya da Adana’dan göç etmiş bir Ermeniydi. Gerçek adı Harutyun Sayatyan olan Sayat Nova, Tiflis’te doğup büyüdü. Yüzyıllar önce onun dinleyen ve ondan etkilenen insanlar ona “Şarkı Avcısı” anlamına gelen Sayat Nova adını vermişlerdir. Sadece Ermeniler değil Gürcüler, Azeriler ve İranlılar tarafından sevilmektedir.
Sayat Nova, 14 Haziran 1712 (Tiflis, Gürcistan) ve 1795 (Haghpat, Ermenistan) arasında yaşadı.
Sayat Nova'mezarı, Gürcistan'ın başkenti Tiflis'teki Surp Krikor Lusavoriç kilisesinin bahçesinde bulunmaktadır.
Şiirleri henüz Türkçe'ye çevrilmemiştir. “Çırpınırdı Karadeniz” türküsünün müziği Sayat Nova’ya aittir.
Bir Sözüm Var Sana
Bir sözüm var sana, söylemek istediğim dinle sabırla, gözümün nuru;
Dolmuştur bu gönlüm dinmez bir cemalin görme arzusuyla, gözümün nuru.
Nasıl bir günah işlemiş bulunmuşum ki küsmüşsün bana, gözümün nuru.
Gözümde tütüyorsun sen, dünya malı kalsın başkasına, gözümün nuru.
Bir kan denizi var kalbimde, gözyaşıyla doludur sonsuza dek gözlerim;
İyileştiremez yaramı hiç bir merhem, sevdiğimin varlığıdır tek çarem.
Aşktan bütün bütün hasta, yatarım ve arzular gözlerle yolun gözlerim;
Ben öldüğümde gelmişti o, duyan olmadı başkaca, ahlarını, bilirim.
Gelmiştir bahar, buraya bütün bütün, şendir çayırlar yaprak ve çiçekle;
Yayılmıştır tepelere menekşeler, bülbülün gönderdiği, kulübeye.
Fakat neden duyulamaz ki sesi? dikenli ağaç, bu zalim gücün niye?
Gelmiştir dalların, kalbini onun; yas tutar durur gül, kendi kulesinde.
Cezbetmeye kalkmış onu gelincik ve aklını çelmiş gezinen bülbülün,
Hayal etmekte iken gülü, bir tutam fesleğen ile bağlanıp sarılan.
Kimse acımadı ki ona; kopardı aldı gülü, vadiye ilk uğrayan.
Yazık, çaresiz bülbül; yakaladı çalı, deldi narin bedenini onun!
Bilir tanrı, ömrüm, koca bir hiçtir sadece; zevkle adadım sana onu.
Gel ki, tadalım zevklerini aşkın, bırak kıskansınlar başkaları bunu.
Amadeyim her emrine, görür müyüm sandın cemalinden başkacasını.
Mümkünse eğer ölümsüz olman, yalnız benim aşkım ölümsüz yapar seni.
Ve bil ki sen, yaram olsa binlerce, çıkmaz dudaklarımdan bir tek yakınma:
Hükümdarımsın sen benim, hükmetmez hiç kimse bana, senden başkaca.
Kalpsiz seni, ölüm değil midir ölüm, ölen için?
Lülelerinle, gözümün nuru, kalmış mıdır bir şey, yas tutmaktan başkaca.?
(Şiir, ww.insanokur.org sitesinden alınmıştır.)