Açmaza çekidüzen
Eski notlarımı karıştırırken sorun çözme ile ilgili karalamalarıma rastlıyorum. Yazdıklarıma göre sorun çözme bir sistem, metot ve disiplin işi. Sorunların altından başarı ile kalkmak ve en tatminkâr şeklide çözmek için atılması gereken bazı adımlar var –
Mevcut bilgi paylaşıla... Sorunun boyutlarını anlama, düşünceleri organize etme imkânı yaratma ve hazırlık yapmak için katılımcıların önceden bilgilendirmesi hem verimliliği hem de etkenliği artırıyor. Bu nedenle bilgi altyapısı – bilgi bulvarı mutlaka düzgün kurulmalı. Herkesin eş düzey olmasa bile yeterince bilgi sahibi olması ilk adımı oluşturuyor.
Sorun cümle veya soru haline dönüştürüle... Bir cümleyi soru haline dönüştürme okullarda öğretilen bir konu. Özellikle İngilizce derslerinde bu yola çokça başvuruluyor. Soru haline dönüştürme işlemi cümlenin içine “ne zaman, ne kadar, nasıl” soruları getirildikten sonra ardına bir fiil ekleyerek yapılıyor. Ben şahsen cümleyi soru haline getirmenin çok yarar sağladığına inanıyorum. Örneğin bir işletmede “Çok sayıda form yanlış yere gönderiliyor!” tespiti yerine “Bir ay içinde yanlış yerlere gönderilen form sayısını yüzde 50 oranında nasıl azaltırız,” cümlesinin daha sorun çözücü bir yaklaşım içerdiği kesin.
Beyin fırtınası yapıla... Bu adım körlüğü önlemek amacıyla insanlar üzerine oturtulan sınırları kaldırmak, serbest atışa imkân tanımak, başka düşünceleri yargılamadan, sansürsüz fikir üretimi için, fikirlerin üstüne fikirler eklemek üzere seçenekleri belirleme faaliyeti. Çıkan sonuçlar sonraki adımlarda kullanılmak üzere ana başlıklar halinde yazılıyor.
Seçenekleri değerlendirile... Bu adım seçenekleri önem sırasına koymak ve her birini değerlendirme işlemi. Çarçabuk geçildiği zaman daha sonraki adımlara eksik başlanıyor.
Çözümlerin yarar ve endişeler ile zayıf ve güçlü yanları belirle... Bu adımda önce her seçeneğin getirdiği yararlar sonra endişeler belirtiliyor. Önce yarar yerine endişe belirtildiği takdirde endişeler ön plana çıkıyor, yaratıcılığı baştan önlüyor. Yararları belirleme adımında şu sorular soruluyor – “Seçenek sorunu çözmeye ne kadar katkıda bulunuyor? Ne ölçüde çözüm kriterlerine uygun? Uygulanması ne kadar kolay? Uygulayıcı kişilerce ne ölçüde kabul görecek?” Bu soruların sayısını artırmak mümkün.
Endişeleri belirlene… Yararları takiben endişelere varılıyor. Sorunun ne kadarını çözülemedi, geriye kaldı? Bu işe ayıracak yeterli kaynağımız var mı? Uygulamada karşılaşılacak muhtemel güçlükler nelerdir? Uygulayıcı kişilerden bir direnme gelebilir mi? gibi sorularla endişeler açığa çıkartılıyor.
Endişeleri bertaraf et... Hiçbir çözüm yolu ideal olmayabiliyor. Endişe duyulan konuları irdelemek ve endişe duyanları rahatlatmak üzere “Nasıl aşarız?” sorusu soruluyor. Özellikle bu aşamada “Ne, nasıl, niçin” ile başlayan açık uçlu sorular soruluyor. Bu adımda yarar ve zarar muhasebesi yapılıyor.
Karar verile... Konular iyice açıldıktan sonra fazla dağıtmadan bir karar ulaşılıyor. Kararların verilme yöntemleri farklı olabiliyor. Otokratik idare altında kararı üst, yarı demokratik idare altında karar danışılarak, demokratik idare altında karar oylama usulüyle alınıyor.
Hareket planını geliştirile... Karar vermek yetmiyor, harekete geçmek zorunlu. Bu amaçla “Kim, Neyi? Kimle? Nerede? Ne zaman? Hangi araçla? Nasıl?” becerilecek eylem planı hazırlanıyor. Başarı şansı az ve acil durumlarda bir “B planı” da uygulama için yedekte bekletilmek üzere devreye sokulabiliyor.
Uygula... Plan hazır olduğuna göre uygulamaya geçilebilir. Planın öngörüldüğü şekilde uygulaması bu adımda gerçekleştiriliyor.
Değerlendir... Planın ne ölçüde başarılı olduğu periyodik gözden geçirmelerle tespit ediliyor.
Sonucu paylaş... Bizim kültürümüzdeki kara deliklerinden biri sonucu paylaşamamak gibi görünüyor. Başarı kolayca saptırılabiliyor; ilgili ilgisiz herkes sahip çıkabiliyor. Başarısızlık kolayca başkasına mal ediliyor, sahipleneni olmuyor. Biraz gerçeklerle yüzleşme korkusu, biraz “Çaktırmadan yutturabilir miyim?” uyanıklığı, biraz “Foya ortaya çıkar, herkes öğrenir” çekingenliği, biraz “Birileri benden kapar kendi kullanır,” özgüvensizliği, aşırı bilmişlik, biraz sağından solundan kırparak çekici hale getirme isteği, biraz “O kim ki, ona hesap vereceğiz?” maçoluğu bu adımın layıkıyla yerine getirilmesini önlüyor.
Notlarımı yeniden okuyunca en çok eğlendiğim kısmın “Endişeleri belirle ve gider..” adımı tartışmalarında olduğunu hatırladım. Herkesin takkesi bu adımda düşüyor ve keli görünüyor. Canla canan tercihi hemen sırıtıyor.