Öz lider
Öz lider[i], diğer liderden farklı olarak, liderliğini önce kendi kendine uyguluyor, daha sonra etrafına yayıyor. Öz lider olmak kolay değil ama kesinlikle çok zevkli.
Düşünelim. Bir kere, kendine hedefler koyuyorsunuz, buna ulaşmaya çalışıyorsun, ulaşınca kendine bir ödül alıyorsun, ulaşamaz isen kendine ceza veriyorsun, kendi kendine rol modeli oluyorsun.
Sonra sana bakanlar, seni takdir ediyor, sana benzemeye çalışıyor, senin gibi öz disiplinli olmak istiyor. Sen de bu arada onlara hedef koyma, koyduğu hedeflere ulaşma yolları konularında yardımcı oluyorsun, gerekli eğitim ve yetiştirme hizmetlerini görüyorsun. Bu arada o senin yöntemini taklit edenleri izliyor, gözlemliyor ve bunların sonucu onlara değerleri, inanışları, varsayımları ve yok sayımları hakkında bilinçlenmeleri için yardım diyorsun. Bununla kalmayıp, terfi ettirmek, daha fazla sorumluluk vermek gibi ödüller de veriyorsun. Kendi kendinin lideri olanları canla başla teşvik ediyorsun, buna yanaşmayanların kulağını, yapıcı olmak koşuluyla, hafifçe çekiyorsun.
Artık bu ekip, kendi kendini ödüllendirmeyi, kendi başarısını tanımayı, kendi kendini övmeyi, kendi kendini kutlamayı biliyor. Bütün bu çalışmaları kuruluştakilerin yarısından fazlası yapmaya başlayınca da başarılı oluyorsun.
Öz liderliğin özü bu, ancak ciddi bir tehlikesi de var. Bu uygulamayı yapanların kendilerini diğerlerinin üstünde görmeye başlaması ve bunun dalgalar halinde kuruluşta yayılarak herkesin kendini bir şeyler sanmaya ve diğerinin beğenmemeye başlaması ile sonuçlanabiliyor.
Bu tehlikeyi göze alanlar buyurup öz liderliğe soyunabilir.
Sakıncalarından arındırılabildiği takdirde öz liderlik akla yatkın görünüyor. Zaten her liderlik kitabında yer aldığı gibi iş başkalarına rol modelliği yapmak değil mi?
[i] C.C. Manz and H.P. Sims, Jr., Superleadership: Leading Others to Lead Themselves, Upper Saddle River, New Jersey, Prentice Hall, 1989.