Zeytin Hasadı Şenlikleri(1)

YAYINLAMA: 01 Ocak 1970 / 04.00 | GÜNCELLEME: 01 Ocak 1970 / 04.00

Bu sene (2008) zeytinin "var yılı”nı yaşayan Edremit Körfezi'nde yer alan Edremit ve Burhaniye'de ayrı ayrı düzenlenen "Zeytin Hasadı Şenlikleri”ne katılan Ayfer Ünsal, hem izlenimlerini hem de tattığı Ege lezzetlerini bizlerle paylaştı...

"ANNECİĞİM seni ılık zeytinyağı kadar seviyorum"... Hititli çocuğun bu etkileyici sözünden, arkeolojinin delikanlısı Muhibbe Darga seneler önce yazdığı bir makalesinde bahsetmişti. Zeytinyağı konusundaki içten anlatıma, Bernard Shaw da şöyle destek veriyor: “Yiyeceğe duyulan sevgiden daha samimi bir sevgi yoktur."

Peki, bu zeytinyağı ve yemek aşkından neden söz ediyoruz? Çünkü Ocak ayının son iki hafta sonunu Edremit Körfezi’nde geçirdik. Körfezin her tarafı zeytin ağaçlarıyla kaplı. Bir tarafta, Edremit, Burhaniye; diğer tarafta Ayvalık... Körfezin çevresini gezerseniz her köşede ayrı güzellikte manzara olduğunu fark ediyorsunuz. Ben, küresel ısınma ve kuraklık nedeniyle bu sene zeytin hasadı geç kaldı sanıyordum, halbuki zaten hasat, ekimin ikinci yarısı ile ocak ayının ortaları gibi olurmuş; dolayısıyla geç kalmamış...

 

Zeytin ağaçlarının çiçek açtığı 2007 Mayıs ayında hem yağmur yağmış, hem 43 derece gibi anormal bir sıcak olmuş. Bu nedenle çiçekler dökülmüş, tozlanma olamamış. Yerli deyimle "çiçekler yanmış". Çiçekler yanınca da hem meyve kalitesi etkilenmiş hem de rekolte düşmüş. Beklenilen hasadın ancak yüzde 15-20'sini alabilmiş üreticiler. Tadımcı Selim Kantarcı, her ne kadar önüne geçilmeye çalışsa da, hasadın bir sene kuvvetli, bir sene zayıf olduğu; halk arasındaki "var yılı, yok yılı"nın halen geçerli olduğunu söylüyor. Bu sene, Güney Ege'nin yok yılı iken, Edremit Körfezinin var yılı imiş ancak dediğim gibi kuraklık nedeniyle beklenilen şekilde ürün toplanamamış. Selim Bey, "37 senelik zeytinciyim ilk defa bu kadar kuraklık gördüm. Bazı yerlerde zeytinyağı ağaçları bile kurudu” diyor. Kuraklık sadece zeytini vurmadı, incir, pamuk, buğday hatta bamya da olmadı” diye de ekliyor.

Edremit’te zeytin hasadı
Edremit Ticaret Odası ve Edremit Belediyesi üç seneden beri “Zeytin Hasadı Şenliği” düzenliyor. Bu arada aynı konuda bir de fuar açılıyor. Fuarda, çiftçileri sulama konusunda özellikle damlama sistemine geçmeleri için çok teşvik ettiklerini de gördüm ve çok memnun oldum. Fuarı gezerken farklı zeytinyağlarını tatma, şişeleri görme şansını yakaladık. Ayrıca "tuzlama" denilen siyah zeytin salamurası ile de burada tanıştık. Gördüğüm ilginç şeylerden birisi de, "Zeyta" markası ile piyasaya sürülen, zeytin yaprağından yapılmış çaydı. Yörede yüzlerce yıl kullanılan zeytin yaprağı, antiseptik özelliğe sahip ve çayı "ororopin" denilen bir madde ihtiva ediyormuş. Bu maddenin hücre yenileyici olduğu söyleniyor. Ayrıca zeytin yapraklarından yapılan draje de satılıyordu ve üreticisi bir şişe hap kutusunun içerisinde 100 kilo zeytin yaprağı olduğunu söyledi. Edremitliler, fuar ve festival alanında, hasat sırasında yapılan bazı gelenekleri yaşattılar. Zeytin toplayan işçiler, hasadın sonunda bir zeytinlik sahibini zeytin ağacına bağladılar. Zeytinlik sahibinin esaretten kurtulması için iyi bir bedel ödemesi gerekiyordu. Bunu da Belediye Başkanı karşıladı. Daha sonra geleneksel hasat yemeği olan "Keşkek" ve "Nohut-pilav" ikram edildi. Bu arada geleneksel olarak hasadın sonunda işçilere dağıtılan. hakiki çövenden yapılmış "Bayramiç helvası" da misafirlere ikram edildi.

Ne olacak bu zeytinin hali?
Şenlik kapsamında, bilgilendirici bir de panel düzenlendi. "Zeytinin geleceğine bakış" isimli panel, zeytinin değeri konusunda bilgilenmemize neden oldu. Zeytinyağı üreticileri olan aynı zamanda zeytin konusunda sivil toplum yöneticiliği yapan Cahit Çetin, Ali Güreli, Tarkan Denizer ve Erol Üner'in katıldığı panelde, üreticilerin problemlerinin tartışılmasının yanı sıra, zeytinciliğimiz hakkında da bilgi verildi. Tüm dünyada zeytinyağı üretimi 2400 milyon ton, bunun sadece 120 milyonunu Türkiye üretiyor ve böylece dünya üretiminde yüzde 6'lık bir paya sahip oluyor. Cahit Çetin, bu konuda bizi sevindiren bir de haber verdi. Mevcut 90 milyon olan ağaç sayısı, yeni dikilenlerle 160 milyona çıkmış. Birkaç sene içerisinde hasat verecek bu ağaçlarla, zeytinyağı üretimi çok belirgin bir şekilde artacakmış. Edremit’te kurulu bulunan 150 yıllık Müderriszade Zeytinyağı Fabrikası’nda, önce bir basın toplantısı, arkasından da şahane bir öğle yemeği vardı. Verilen bilgiye göre, Osmanlı döneminde zeytinyağı ticareti gayrimüslimlerin elinde iken.

Zeytin Hasadı Şenlikleri(1)