Haydi bir çay demleyelim…

YAYINLAMA: 16 Kasım 2020 / 18.38 | GÜNCELLEME: 16 Kasım 2020 / 18.38

Çay, günün her saatında tüketebileceğimiz, simit, pide, kek veya börek gibi yiyeceklerimize eşlik edebilecek güzel bir içecek. İnternette araştırma yaparken dünyada sudan sonra en fazla tüketilen içecek olduğunu da okudum. Ülkemizde içilen şekerli Rize çayından, tuzlu ve tereyağlı içilen Tibet çayına varıncaya kadar kültürlere göre değişen pek çok hazırlama yöntemi vardır.

Çay çiçekli

Bizim çay demleme usulümüz Ruslar’ın uyg uladıkları yöntemdir. Bugün elektriklisini kullandığımız semaver ise Rusça bir kelimedir. Su haznesi veya kendi kendine demleyen demektir. Rus usulünde semaverin üzerinde porselen bir demlik vardır, çay demlendikten sonra servis edilir. Demleme işi şöyle yapılır: su kaynama derecesine getirilir. Porselen demliğin içi boştur, önce sıcak su konulur, sıcak suyun üzerine çay yaprakları atılır. Demlik, semaverin üzerine yerleştirilir. 15 dakika sonra, isteğe göre biraz dem ve üzerine sıcak su konularak servis edilir. Aynı yöntem ve semaver kullanımı İran ve Hindistan’ın Kaşmir bölgesi için de geçerlidir.

Madoda çay

Türkiye’de üretilen çayı beğendiğim için, yıllar evvel kendime bir çay beğeni listesi yapmıştım. Bunların içinde en çok beğendiğim Tirebolu No:42 idi. Ancak, şimdilerde bu çay da diğerleri gibi gayet kalitesiz hale geldi. Çaykur’un mukavva kutuda hediyelik ismi ile sattığı bir çay vardı, o da kalktı piyasadan. Yani, benim beğendiğim bir çay yok artık. Raflara bakıp, gelişigüzel takılıyorum. Önceden içerisine bergamont aroması ilave edilmiş İngiliz çayı alma şansım vardı, artık o şansa da sahip değilim. Harman yaparken o sırada beğendiğim çayları önceden paket halindeyken tek tek eliyorum. Paketlerin içerisinde elenmiş çaylar duruyor. Sonra her birinden eşit miktarda alarak harmanlıyorum. Harman oluşturduktan sonra demlerken demliğin içerisine bir parça kurutulmuş nar kabuğu, kurutulmuş yasemin çiçeği, kurutulmuş portakal kabuğu koyuyorum. Size, aromatik olan kabuklar ve çiçek tuhaf gelebilir. Ben çok az kullandığım için onların tadları çayın tadının önüne geçmiyor, tersine geride hoş bir lezzet bırakıyor. Nar kabuğunun geride bıraktığı hafif buruk tadı seviyorum ben... Şu sıralar, Tirebolu No:42, İlk hasat, Altınbaş ve Vatan çaylarını 100 gramlık Tomurcuk ile karıştırdım, fena olmadı.

Gaziantep Üniversitesi ODTÜ iken, Makina Mühendisliği Bölümü’nde Süleyman isminde çok terbiyeli bir çaycı vardı. Yerli çaydan pek lezzetli, tavşan kanı çay demlerdi. Hangi çayı kullandığını ve nasıl demlediğini ona sormuştum. Bana, yerli çayı mutlaka eleyerek tozunu aldığını söylemişti. Bir de demliğin içerisine mutlaka bir parça nar kabuğu attığını da eklemişti sözlerine ... Elemek derken, belirtmem gerekir, bu işlem sadece tozunu almaktır. Özellikle fotoğraf koydum, tozu göresiniz diye. İnce bir elekten eleseniz bile minik çay yaprakları eleğin altına geçecektir, yanlış olur, çayı israf edersiniz. O nedenle ben çay demlerken kullandığım naylon filtreyi elemek için de kullanıyorum. Delikleri çok sık olduğu için sadece tozunu eliyor. Çayı filtrenin içinde demliyorum, içtikten sonra atarken kolaylık olsun diye.

Çayın tozu

Bir arkadaşımın söylediğine göre, Çaykur’un tesisleri eski olduğu için benim elediğim o incecik tozu içinden alamıyor ve zorunlu olarak çayla birlikte satıyor! Halbuki yabancı çaylarda o toz yok değil mi? Hatta, o tozlar üzeri balmumu kaplanmış minicik kağıt torbaya konup, sallama çay bile oluyor! Arkadaşım haklı galiba.

Çay aynı zamanda müthiş bir koku emicidir haberiniz olsun. Buzdolabınıza, derin dondurucunuza minik kaselerde çay koyarsanız buzdolabınız katiyen kokmaz.

Ben çaydanlık olarak termostatlı semaver kullanırım. Şimdiki semaverler de pek akıllı. Suyu tam kaynatmadan haber veriyor, demliyorum, sonra da sıcak suyu sürekli 92 derecede tutuyor. Benim hazırladığım harman çay, 15 dakikada demleniyor. Porselen demliğin içine önce sıcak suyu sonra içerisinde çay olan filtreyi koyuyorum, böylece çay haşlanmıyor, tersine sıcak suyun üzerinden yavaş yavaş dibe çöküyor porselen demliğin içerisinde. 15 dakika sonra ise çay demlenmiş oluyor.

Tavşan kanı renginde çayla, koyu, keyifli sohbetler dilerim.

Semaver 1

Semaver 2

Fotoğraflarda Rusya’nın Rostov kentindeki müzede gördüğüm iki ayrı model semaveri görüyorsunuz. Bir diğer fotoğraf, evime yakın bir kafedeki çay ikramını gösteriyor. Minicik bir vazo, içerisinde taze çiçekler bulunuyor. Çayın yanına bir de günlük kurabiye eklenmiş. Fotoğrafa bir de Vezirköprü’de yapılan değişik şekilli teneke semaveri de ekledim. Vezirköprü’de çeşit çeşit semaverler de satılıyordu.

Vezirköprü dükkanı

Sem Vezir

Haydi bir çay demleyelim…