Niçin Üretmeliyiz Nasıl Tüketmeliyiz? (1)
“Burada bütün kuşkular kovulsun
Ve burada her türlü korku yok olsun,” (Dante)
İnsan niçin yaşar?
Elbette ki, yatmak, uyumak, zaman geçirmek, yiyip içmek için yaşamayız; dünya kaynaklarını biriktirmek, istiflemek, güçlü bir ekonomi yaratmak için de yaşamaz insan; koşturmak, sürekli çalışmak, kaygılanmak, belirsizlikte boğulmak, telaşla “kendinden kaybolmak da” yaşamda bir gereklilik değildir.
İnsan sürekli çatışmaların, ayrışmaların, kopuşların, savaşların, açlığın, sefaletin, susuzluğun, hastalıkların, kuraklığın kaygısıyla da yaşayamaz. Günümüz çağının insanını alabora eden; öfke, şiddet, saldırganlık, linç, hakaret ve yok etme güdüsü ise hiç de yaşamın ruhu ile uyumlu bir hal değildir. Ne yazık ki biz yaşamın idealinden kopalı çok olmuş galiba.
Peki, insan niçin üretir?
“Daha iyi bir” evi, “daha iyi bir” arsası, birçok yazlığı, fazladan malı mülkü, çok yeni eşyaları, yeni model arabası olsun diye mi üretir insan?
Ekonomi merkezli; kar, rant, hırs, sermaye birikimli bir anlayışla mı üretmeli insan? Peki kuralsız üretime odaklanırken; zamanını, emeğini, ruhunu, iyilikseverliğini, dayanışmasını, paylaşımını, özgürlüğünü ve sevgisini canlı tutabilecek mi insan? İnsanı mahkûm eden, köleleştiren “sahip olma” duygusudur belki de. İnsan bir hazinedir aslında, sonsuzluktur, birikimdir, güneştir, insan sanatçıdır; tabi ki arzularına, hırslarına, bencilliğine ve aç gözlülüğüne yenilmeden önce.
İnsan, yaşamını ve sağlığını koruyabilmek, eğitimini gerçekleştirebilmek, güvenli olabilmek ve doğayı(eko sistemi) yaşatabilmek için üretmeli oysa. Yani tüm kaynaklar, insan, yaşam ve doğa esaslı olmalıdır. İnsan gece gündüz koşturarak, kölece çalıştırılarak zaten yaşamdan, sağlığından ve zenginliklerinden alı konulmuş olmuyor mu? Yeryüzünün kaynakları, yaşamın temel gerekçesine uygun olarak kullanıldığında, şu an yeryüzünde insanlığı ve doğayı kemiren sorunların alt yapısı kendiliğinden ortadan kalkmış olacak.
Mesele doğa kaynaklarına sahip olmak değil; bunlardan, doğanın kuralları içinde ihtiyaçlarını karşılayabilmektir. Elbette ki, insan insanı, insan doğayı, insan yaşamı yok etmeme bilincine bir gün ulaşacak ve buna muhtaç olacak. (Sürecek)