BU DÜNYADAN STEVE ESTEPHANİAN GEÇTİ (11)

YAYINLAMA: 03 Nisan 2022 / 17.57 | GÜNCELLEME: 03 Nisan 2022 / 17.57

Kız kardeşi Aruzyak ile devam ediyoruz...

Steve Estephanian kız kardeşi Aruzyak Cambulyan ilepng

-Yiyecek içecek olarak kışa neler saklanırdı?

Bulgur, turşu, tatlının çeşitleri; reçeller, tuzlu yoğurt, süt alınırdı. Yoğurt yapılır. Yoğurtlar torbaya.. Torba yoğurdu olurdu. Sonra büyük tepsilerin içerisine konulur, odun ateşi, tuz, karıştıra karştıra onu pişirirlerdi. Onlar küplere konurdu. Ondan sonra kışın çıkarırdın onu, yoğurtlu çorba.

-O yoğurtlu çorbanın içerisine ne girer?

Pirinç. Pirinci iyice pişiririz. Ondan sonra özeriz güzelce, biraz bir kaşık nişe koyarım içerisine, yavaş yavaş o sudan alırım, sıcak... Et haşlasan olur, tavuk suyu olur. Ama şimdi bullion var onlardan koyuyoruz. Misafirin olursa mutlaka et korsun. Onun içerisine küçük köfteler atarlar.

-Siz nerede okudunuz?

Ben Türkiye olmadan Suriye idi, mektebe gittiğim. Zaten 8 yaşındaydım. Türkiye oldu, ondan sonra mektebe gitmedim.

-O zaman Ermeni okuluna mı gittiniz, Fransız okuluna mı?

Fransızlara gidiyorduk, ondan sonra 38’de mi 39’da mı kapandı. İskenderun’da biçki dikiş yurduna gittim. Orada kaldım. Çok yakın bir akraba evinde kaldım. 6 ayda bitirdim.

-Sanatı öğrendikten sonra çalıştınız mı?

Çalıştım tabii.

-Nerede çalıştınız?

Kırıkhan’da çalıştım bir zaman. Tabii yeni öğrenmiştim. Babam terziydi zaten, onunla provalara girerdim. Elimiz alışkındı ona. Beyrut’a geldikten sonra zaten evlendim. Evlendikten sonra tekrar çalıştım.

-Kaç çocuğunuz var?

Dört.

-Çalışırken bir sosyal sigortanız var mıydı?

Yok!

-Amerika’ya ne zaman geldiniz?

Dört sene evvel.

-Sofra kurulurken de, oturulurken de belli bir gelenek var mıydı?

Bizim evimizde nizamlı bir sofra koyardık. Bilmiyorum köylüler vardı Kırıkhan’da yere sererlerdi, otururlardı. Bağdaş kurarlardı. Engin bir sofraları olurdu. Bizim evde masa kurulurdu. Herkesin tabakları, çatalları, bıçakları herşeyiyle. Nizamlı sofra koyuyorduk biz. Öğlen ve akşam! Kırıkhan’da halen devam ediyor, nohut mayası var orada.. Ben bilmiyorum. Nohut mayasıyla simit çıkardı. Ramazan gülleri.. Nohut mayalı. Ah ne lezzetli olurdu o nohut mayalı Ramazan gülleri!

-Beyrut’ta var mıydı nohut mayası?

Yok! Bilmiyoruz. Bira mayası derler. Sonra toz mayalar torbalarda.. Onlar kullanılıyor.

-Zeytinyağı kullanıyordunuz değil mi?.

Kırıkhan’da zaten var olan birşey.

-Steve bana zeytinle yapılan sadece bir domuz yemeği reçetesi verdi, başka var mı?

Yok. Aynı yemek sığır etiyle de yapılabilir. Sirke, şarap konulur. Soğan, zeytinler ayıklanır. Etler kuşbaşı doğranır.

-Önce et mi pişer?

Evet, yalnız onu pişirmenin çeşidi vardır. Domuz etini bir bardak suyla tencereye koyardık. Önce çeker, sonra başlar cızır cızır kaynamaya. Kızartırsın bir daha korsun su. Pişene kadar böyle..

-Yalnız domuz mu böyle pişer?

Bir tane soğanı kavururuz zeytini içerisine atarız. Silkelersin, şarap ve su koyarsın. Zeytin yumuşayıncaya kadar pişirirsin ki birbirine geçsin.

-Beyrut’ta yapmadınız mı?

Çok yaptık. Burada da yaparız.

BU DÜNYADAN STEVE ESTEPHANİAN GEÇTİ (11)