HEYECANLANDIRAN BİR MİMARİ PROJESİ

YAYINLAMA: 25 Eylül 2022 / 16.43 | GÜNCELLEME: 25 Eylül 2022 / 16.43

Geçen gün Hatay Mustafa Kemal Üniversitesi’nden mimarlık bölümünden dört öğrenci ziyaretime geldi. Dördüncü sınıfta olmaları nedeniyle bir proje yapıyorlarmış. Fatih Örgerim, Fatma Süzer, Furkan Aktaş ve Cemil Bölük, Arsuz bölgesinin kültürüyle uyuşacak bir tatil köyü projesi tasarlayacaklar. İşte bu nedenle bölgede yaşayan farklı kişilerle görüşüp, onların fikirlerini alıyorlar. Projeyi bölge insanının da benimsemesi gerekiyor, daha doğrusu, onun günlük yaşamı ile uyum içerisinde olmak zorunda.

Benim fikrime göre, projenin konusu çok güzel, ancak çok da geniş boyutlu. Arsuz bölgesinde farklı köylere gittim, şöyle özellikler gözledim:

Bölgede tipik mimari özellikler içeren evler yok. Genellikle ustaların betondan yaptığı, evin sahibinin maddi durumuna ve isteğine göre yapılan iki katlı bahçeli evler var. Gelenekselliği korumak isteyen kadınların her birinin bahçede bir ahırı var. Ahırda ve bahçede bir veya iki inek, koyun, tavuk ve evi bekleyen bir de köpek bulunuyor.

Bahçede çeşitli mevsimlik çiçek, begonvil, yanı sıra yine mevsimlik sebze mutlaka var.

Amanos Dağları’ndan çıkan bol miktarda su kaynağı var. Benim gördüğüm tüm köylerde dağdan getirilmiş su, musluktan akıyordu. Evin arazisi geniş ve yanında narenciye bahçesi varsa o evde bir de kuyu bulunuyor. Damlama sistemiyle sulama yaygın olduğundan, kuyu suyu filtre ediliyor, o nedenle de kuyu suyunun yumuşaklığına göre içilebiliyor veya çay demlenebiliyor.

Fatih, Fatma, Furkan ve Cemil ile iki saatin üzerinde konuştuk. Adetim üzere konuyu dağıttım da zira Antakya bölgesinin tarihi geçmişinin projede mutlaka kullanılması gerektiğini savundum. Fatih de ısrarla yapacakları projenin mutlaka bölge insanının benimseyebileceği bir yapıda olması gerektiğini söyledi.

O zaman, ben yaşamaktan hoşlandığım Arsuz evini yazayım dedim. Kendime baştan koyduğum olmazsa olmazlarım var:

İlk sırada kompost yapımı geliyor. Evde mutlaka sebze ve meyve artıklarının biriktirilip gübreye dönüşeceği bir sistem olmalı. Bunun en kolayı da bizim yaptığımız oksijen ve sulu sistem.

İkinci çok sevdiğim şey güneş enerjisini kullanmak. Güneş, hem sıcak suyumu ısıtacak hem de kesintisiz güç kaynağımı besleyecek. Ayrıca bir gün mutlaka edinmek istediğim elektrikli arabamı da şarz etmeli. Kesinsiniz güç kaynağından kastım, elektrik kesilince evimdeki aydınlatmayı ve buzdolaplarını devreye sokması, yâni evimdeki ışığın hiç sönmemesi.

Yaşanılan evin ergonomik olması gerek. Evin metrekare olarak büyük olmasını yanlış buluyorum. Artık her türlü temizlik ve benzeri işleri kendimiz yapmak zorundayız, o nedenle işlerin üstesinden gelebileceğimiz evlerde oturmalıyız. Her türlü eşyanın yerinin olduğu, tüm ayrıntılar tasarlanarak planlanmış bir ev olmalı. Bu evin tüm balkon kapıları ve pencereleri ısı camdan yapılmalı. Isı cam derken, çift cam, camın iç kısmının bir tarafının soğuğa, diğer tarafının sıcağa karşı izolasyon sağlayacak şeffaf boya ile kaplanmış olması gerektiğini söylemek istiyorum. Ayrıca boyaların yanı sıra camın içerisinde argon gazı da olmalı. Evin duvarlarının izole edilmesi iyi olur. Bahçenin evin etrafını bitki ile sarılabilecek şekilde tasarlanması gerek. Bahçenin de büyük olmasına gerek yok, yeter ki doğru tasarlansın.

Aslında bahçenin tasarımının da detayları olmalı, sık yapraklı bol gölge verebilecek bir ağacın dikilmesi gibi. Konu geniş ve çok detay verilebilir, ancak sıkılmamanız için bu kadar yazdım. HMK Mimarlık sınıfı öğrencilerine projelerini gerçekleştirmelerinde başarılar dilerim.

miömarlık ogrencileri

Soldan sağa: Fatma, ben, dokunduğum Cemil, yanımda Furkan ve en uzun boylumuz Fatih.

kiralık-yazlık-ev-ana-gorsel

ev

HEYECANLANDIRAN BİR MİMARİ PROJESİ