TOKİ Bize Ev Verecek Mi?..
Son dönemde en çok duyduğum cümle bu oldu arkadaşlar..
Pek çok defa açıkladım, bir defa da burada anlatayım istiyorum.
Evleri orta hasarlı olup güçlendirme isteyenler “ya binamız yıkıma giderse” korkusu yaşarken, orta hasarlı olup yıkım isteyenler “ya binamız yıkılmazsa” kaygısı içindeler.
Neden yıkım istiyorlar?
Çünkü çoğunlukla TOKİ’den ev sahibi olmak istedikleri için.
Ve bir çoğu şöyle düşünüyor.
“Bu çok kârlı ve avantajlı.”
Şimdi gelin biraz da gerçekleri konuşalım o halde.
Yıkım ve yeniden inşa süreci nasıl olacak?
Hak sahipliği başvurunuz onaylanır ise devlet sizinle bir sözleşme yapacak.
Bu sözleşmeye göre yeniden yapılacak olan binanız kendi arsanız üzerinde de olabilir kamu arazisi olan farklı bir alanda da olabilir. Arsa paylarınız değişebilir, azalabilir. Yeni imar yönetmeliğine göre küçülme olacağı kesin de diyebilirim.
Peki bunun maliyeti bize ne olacak?
Devlet bu noktada borçlandırmaların maliyet üzerinden olacağını ifade etti. Tamam güzel.
Bu da şu anlama geliyor diyor vatandaş; yani biz bu evin satış değerinin % 40’ını ödeyerek ev sahibi olacağız ve bu borcu ilk iki yıl ödemesiz sonraki 18 yıl faizsiz ödeyerek kapatacağız.
Evet haklısınız.. cazip görünüyor..
Vadedilen bu.
Ancak
Uygulanabilir mi?
Haftadan haftaya aynı fiyata hiçbir şey alamadığımız bir ülkede yaşıyoruz gerçeğine dikkatinizi çekerim.
20 yıl faizsiz ve bugünün maliyetleri üzerinden bir ev sahibi olabileceğiniz ihtimalini ne kadar gerçekçi buluyorsunuz?
İnşallah ben yanılıyor olurum ve bu vadler gerçek olur.
Bu konu sözleşme aşamasında biraz netleşir arkadaşlar. Hatta sözleşme ile de bitmez. Ara ödemeler, ek ödemeler, uzayan teslim süreleri olacaktır. Sözleşmeleri imzalarken kelime kelime okuyun!..
Çok sayıda insanın avantajlı olacağım niyeti ile binasını yıktırmak istediğini biliyorum.
Fakat yazık ki ülkemde gördüğüm ekonomik manzara derin bir şüphe içinde olmama neden oluyor.
Ve üstelik binalar yıkıldıktan sonra bunun geri dönüşü de mümkün olmayacak.
Bu nedenle adımlarımızı vadler ve ümitler üzerinden değil, gerçekler üzerinden atmak yerinde olacaktır. Dimyat’a pirince giderken, elinizdeki bulgurdan olmayın. Mecbur kalanlara bir şey diyemem. Fakat kâr edeyim derken kendinizi mağdur etmeyin. Dikkat demek istiyorum.
Tam da bu noktada daha önce deprem geçiren illerde neler yaşandığını görmek de ayrıca konu hakkında fikir verecektir. Bitmeyen, uzadıkça uzayan teslim süreleri, ekstra ekstra ek ödemeler vs.
Umarım yeterince aydınlatıcı olmuştur.
Herkese kolaylıklar.
Sevgiler, selamlar…