Batum
Karadeniz’in doğusunda, Türkiye sınırına 20 km uzaklıkta, Çoruh Nehri’nin denize döküldüğü yerin kuzeydoğusunda, Gürcistan’ın Özerk Cumhuriyeti Acara’nın başkenti olan Batum, çözülen Sovyetler Birliği ve günümüzde Gürcistan’ın önemli limanlarından biridir.
Çay ve narenciye gibi tarımsal ürünler açısından zengindir.
Transkafkasya Demiryolu’nun ve Bakü petrol boru hattının son bulduğu en önemli liman ve ticaret merkezidir.
Batum, tarihsel süreç içinde Pers İmparatorluğu, Pontuslular, Romalılar, Laz Krallığı, Gürcistan Birleşik Krallığı, Osmanlılar ve Rus İmparatorluğu’na ev sahipliği yaptı.
3 Mart 1918 tarihinde Bolşeviklerle imzalanan Brest-Litovsk Antlaşması sonucu şehir Osmanlılara bırakıldı. 30 Ekim 1918’de imzalanan Mondoros Mütarekesi ile şehir İngilizler tarafından işgal edildi. İşgal sonrası Temmuz 1920’de şehir Gürcistan’a katıldı. Bunun üzerine Türkiye şehre askeri birlik göndererek ele geçirdi.
16 Mart 1921 tarihinde Rusya Hükümeti ile imzalanan Moskova Antlaşması sonucu tekrar Gürcistan’a bırakıldı. Gürcistan 1922 yılında Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği (Sovyetler Birliği)’ne katıldı. Gürcistan, Sovyetler Birliği’nin çözülme süreci sonunda 28 Nisan 1991’de bağımsızlığını ilan etti.
Türkiye-Gürcistan arasındaki Sarp Sınır Kapısı 1989 yılında açıldı. Sınır kapısı adını Artvin’in Kemalpaşa ilçesinin sınırdaki Sarp köyünden almaktadır. Gürcistan tarafındaki köyün ve sınır kapısının adı da Sarpi’dir.
Batum’da Yapmadan Dönme
Kent merkezinde yer alan, saat kulesi, Ortodoks Kilisesi, lüks restoran/kafe ve mağazalarına ev sahipliği yapan Piazza Meydanı‘nda dolaşmadan,
Mimarisi ile dikkat çeken, Medea Heykeli ve Astronomik Saat Kulesi’ni içinde barındıran, yerli ve yabancı gezginlerin mutlaka ziyaret ettikleri ve şehrin en kalabalık bölgesi olma özelliği taşıyan Avrupa Meydanı‘na uğramadan,
Efsaneye göre Azeri Ali ile Gürcü Nino’nun aşkından esinlenerek Azerbaycanlı yazar Kurban Said’in romanından ilham alınarak yapılan, kadın ve erkek iki insan silüetinden oluşan 7 metre uzunluğundaki hareketli, gece ve gündüz güzelliği farklı olan ve şehrin simgesi olan Ali ve Nino Heykeli'nin kucaklaşmasını seyretmeden,
Londra’daki London Eye dönme dolabının benzeri olan, sahil kısmında yer alan ve 55 metre yüksekliğinde şehrin ve Karadeniz’in panoramik manzarasının seyredilmesini sağlayan Batum Dönme Dolabı‘na binmeden,
Şehir merkezinde, 130 metre yüksekliğinde çifte sarmal deseninde DNA tasarımını sembolize eden ve üzerinde Gürcü alfabesinin 4 metrelik alüminyumdan yapılmış 33 harfini taşıyan ve üst kısmındaki kafe/restoranda şehrin manzarasının izlenebileceği Alfabe Kulesi‘ne çıkmadan,
Deniz seviyesinden 256 metre yüksekliğindeki Anuria Dağı’na 2.586 metre uzunluğunda giderken şehir ve deniz manzarasını görebileceğiniz Teleferik‘e binmeden,
1994 tarihinde ziyaret açılan, şehrin tarihine ışık tutan, arkeolojik kazılarda bulunan farklı dönemlere ait bronz kaplar ve seramik eşyaların sergilendiği Arkeoloji Müzesi’ne gitmeden,
Şehir merkezine 9 km uzaklıkta, 3 kasım 1912 yılında Sovyetler Birliği döneminde açılan, 108 hektarlık alanıyla dünyanın en büyük botanik parklarından birisi olan, iki bini ağaç olmak üzere beş binden fazla bitki türü bulunan Botanik Bahçesi‘ni görmeden,
Türkiye sınırına 4, Batum’a 15 km mesafede bulunan, M.Ö. 2. Yüzyılda Romalılar’ın inşa ettiği ve Gürcistan’ın en eski askeri yapı özelliğini koruyan Gonio Kalesi‘ni dolaşmadan,
Batum’um birbirinden renkli sokaklarında dolaşmadan, meydanlarında gezmeden, kiliselerini, parklarını, müzelerini görmeden, çarşılarında dolaşmadan, Türk Mahallesi’ne gitmeden, 7 km uzunluğundaki sahilde yürümeden, yerel lezzetlerini tatmadan dönmeyin.