İŞE İADE DAVASI ÖNCESİ ARABULUCULUĞA ve MAHKEMEYE BAŞVURU SÜRELERİ
İşçiler açısından oldukça önem arz eden işe iade davalarında genel olarak arabuluculuk süreleri ve akabindeki dava açma sürelerine riayet edilmediği, bu sürelerin geçirildiği görülmektedir. Bugünkü yazıda sizleri bu konuda oldukça özet bir şekilde aydınlatmakta fayda görülmüştür.
İş Mahkemeleri Kanununun (7036 sayılı) yürürlüğe girmesiyle birlikte işçi ve işveren arasındaki bireysel veya toplu iş sözleşmesine dayanan alacak ve tazminat talepleri ile işe iade talepleri için arabulucuya başvurulması dava şartı hâline gelmiştir. Arabuluculuk, uyuşmazlıkların yargıya intikal etmeden daha hızlı, ucuz ve etkili bir şekilde çözülmesini amaçlayan win-win dediğimiz, kazan-kazan ilkesine dayanan gelişmiş ülkelerde egemen olan dava öncesi çoğu uyuşmazlıkta başvurulması zorunlu olan bir çözüm yoludur.
Arabuluculuk sürecinin başlamasıyla sona ermesi arasında geçen süre, alacağın türüne bakılmaksızın, zamanaşımı ve hak düşürücü sürelerin hesaplanmasında dikkate alınmaz. Bir başka ifade ile bu süreler, arabuluculuk faaliyetinin bitmesine, son tutanağın hazırlanmasına kadar durur, işlemez.
Hakkının ihlâl edildiğini düşünen işçinin yaptığı arabuluculuk başvurusuna bağlanan süreler, talebin içeriğine göre farklılıklar göstermektedir. Bunun gibi arabuluculuk görüşmelerinin anlaşamama şeklinde sonuçlanmasından sonra da dava açmak için farklı süreler belirlenmiştir.
İş uyuşmazlıklarında zorunlu arabuluculuğa başvuru ve akabinde dava açma süreleri aşağıda iki farklı ana başlık altında incelenmiştir.
1. İşçilik Alacakları ve Tazminatları İçin Dava Açma Süresi (Kıdem, İhbar, Fazla Mesai vb.)
İş Kanunu, bireysel veya toplu iş sözleşmesine dayanan işçi veya işveren alacağı ve tazminatları (kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, fazla mesai ücreti, yıllık izin ücreti, kötüniyet tazminatı vs) bakımından arabuluculuğa başvuru için özel bir süre belirlenmediği gibi bu arabuluculuk sürecinin anlaşamama ile sonuçlandıktan sonra da dava açılması için özel bir süre kısıtlaması öngörmemiştir. Bu tür işçilik alacakları ve tazminatları için arabuluculuğa başvuru ve dava açma süresi, uyuşmazlık konusu alacağın zamanaşımı süresine bağlıdır.
Zamanaşımı Süreleri: İş Mahkemeleri Kanununun resmi gazete yayınlandığı 25 Ekim 2017 tarihinden sonra sona eren iş sözleşmeleri için kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, ücret alacakları, fazla mesai, ulusal bayram ve genel tatil (UBGT) ücreti gibi alacaklar için zamanaşımı süresi 5 yıl olarak belirlenmiştir. İş kazası veya meslek hastalığından kaynaklanan maddi ve manevi tazminatlarda ise genel hükümlere tabi olarak 10 yıllık zamanaşımı süresi geçerlidir.
Zamanaşımının ve Hak Düşürücü Sürelerin İşlemesi: Arabuluculuk bürosuna başvurulmasıyla zamanaşımı ve hak düşürücü süreler, son tutanağın düzenlendiği tarihe kadar durur, işlemez. Bu tarihten itibaren ise kaldığı yerden tekrar işlemeye başlar.
Görüldüğü üzere işçi alacaklarına ilişkin zorunlu arabuluculuk görüşmesi anlaşamama ile sonuçlandığında, işçinin dava açması için kanunda özel bir hak düşürücü süre, zamanaşımı süresi bulunmamaktadır. Önemli olan, arabuluculuk sürecinden önce işlemeye başlamış olan sürelerin, kanunda belirlenmiş olan genel süreler dolmadan arabuluculuğa ve anlaşma veya anlaşamama durumuna göre mahkemeye başvurunun yapılmış olmasıdır.
2. İşe İade Talepleri İçin Dava Açma Süresi (Hak Düşürücü Süre)
İşe iade talepleri, işçilik alacaklarının aksine, işten ayrılmadan sonra arabuluculuğa başvuru için ve sonrasında dava açma süresi konusunda kesin ve kısa bir sürelere tabidir. Bu süreler hak düşürücü niteliktedir.
İş sözleşmesi feshedilen işçi, öncelikle fesih bildiriminin kendisine tebliğ tarihinden itibaren bir ay içinde işe iade talebiyle arabulucuya başvurmak zorundadır. Arabulucu, yapılan başvuruyu görevlendirildiği tarihten itibaren kural olarak üç hafta içinde sonuçlandırır ve bu süre zorunlu hallerde bir hafta daha uzatılabilir. Bu şekilde arabuluculuk azami olarak dört haftada sonuçlandırılır.
Arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamaması hâlinde de işçi, son tutanağın düzenlendiği tarihten itibaren iki hafta içinde iş mahkemesinde dava açmak zorundadır. Buradaki iki haftalık süre, hak düşürücü süre niteliğinde olup sürenin kaçırılması davanın usulden reddi sonucunu doğurur.
