İl Sağlık Müdürü Dr. Yemliha Aksoy, Ramazan ayı süresince yeterli ve dengeli beslenmeye özen gösterilmelisi gerektiğini bildirdi.
Aksoy, yaptığı açıklamada, oruç tutanların ramazan ayında günlük beslenme şekilleri ve öğün sayısı değişiklikleri olduğunu, bu dönemde 3 ana öğünün 2 öğüne indiğini, özellikle hamur işi, tatlı, kırmızı et, ekmek, pilav ve makarna tüketiminin arttığını vurguladı.
Oruç tutarken, sağlıklı ve çeşitli besin seçenekleriyle yeterli ve dengeli beslenmenin sağlanmasının esas olması gerektiğini ifade eden Aksoy, Ramazanda sağılıklı beslenme konusunda şu önerilerde bulundu:
''Ramazan ayı süresince yeterli ve dengeli beslenmeye özen gösterilmeli. Ramazan ayında öğünler, sahur ve iftarda 2 ana öğün ile iftardan sonra 1-1,5 saat aralıklarla 2 ara öğün şeklinde düzenlenmeli. Oruç tutanların sahur yapmaları sağlığın korunması açısından önemlidir. Sahurda süt, yoğurt, peynir gibi besinlerden oluşan hafif bir kahvaltı yapılmalı ya da çorba, sebze ve zeytinyağlı yemeklerden oluşan bir öğün tercih edilmelidir. Ancak gün içerisinde aşırı acıkanların, midenin boşalma süresini uzatarak acıkmayı geciktiren kuru fasulye, nohut, mercimek, bulgur pilavı gibi yemekleri tüketmeleri, aşırı yağlı, tuzlu ve ağır yemeklerle unlu gıdalardan uzak durmaları gerekir. İftara peynir, domates, zeytin gibi kahvaltılıklar veya çorba gibi hafif yemeklerle başlanmalı, oruç açıldıktan 10-15 dakika sonra az yağlı et yemeği, sebze yemeği veya salatayla devam edilmeli. Enerji veren, ancak kan şekerini dengeli bir biçimde yükselten besinler tercih edilmelidir. Beyaz ekmek, pirinç pilavı gibi glisemik indeksi yüksek olan gıdalar yerine, bulgur pilavı, kepekli ekmek veya kepekli makarna gibi posalı besinler tüketilmeli.''
Günde ortalama 2-2,5 litre suyun yanı sıra, enerji verirken sıvı ihtiyacını da karşılayan ayran, taze sıkılmış meyve veya sebze suyu ve soda tüketilmelisine işaret eden Aksoy, şunları kaydetti:
''İftarda aşırı şerbetli, yağlı tatlılar yerine sütlaç, güllaç ve muhallebi gibi sütlü tatlılar veya meyve tatlıları tercih edilmeli. Tek seferde büyük porsiyonlar değil, iftardan sonra birer saat arayla her seferinde azar azar küçük porsiyonlar yenmeli. İftar yemeğinden hemen sonra televizyon veya bilgisayar karşısına geçmek, koltukta dinlenmek yerine, biraz hareket etmek, kısa mesafeli yürüyüşler yapmak sindirim için yararlı olur. Ramazan ayında yemeklerin pişirme yöntemleri de çok önemlidir. Özellikle ızgara, haşlama ve fırında yapılan yemekler tercih edilmeli, kavrulmuş, tütsülenmiş ve kızartılmış besinlerden uzak durulmalı. Beslenme düzenindeki değişikliklere bağlı olarak oluşabilecek kabızlığı önlemek için yemeklerde lif oranı yüksek kuru baklagiller, kepekli tahıllar ve sebzeler, ara öğünlerde de taze ve kuru meyveler, ceviz, fındık, badem gibi kuru yemişler tercih edilmeli.''AA
Aksoy, yaptığı açıklamada, oruç tutanların ramazan ayında günlük beslenme şekilleri ve öğün sayısı değişiklikleri olduğunu, bu dönemde 3 ana öğünün 2 öğüne indiğini, özellikle hamur işi, tatlı, kırmızı et, ekmek, pilav ve makarna tüketiminin arttığını vurguladı.
Oruç tutarken, sağlıklı ve çeşitli besin seçenekleriyle yeterli ve dengeli beslenmenin sağlanmasının esas olması gerektiğini ifade eden Aksoy, Ramazanda sağılıklı beslenme konusunda şu önerilerde bulundu:
''Ramazan ayı süresince yeterli ve dengeli beslenmeye özen gösterilmeli. Ramazan ayında öğünler, sahur ve iftarda 2 ana öğün ile iftardan sonra 1-1,5 saat aralıklarla 2 ara öğün şeklinde düzenlenmeli. Oruç tutanların sahur yapmaları sağlığın korunması açısından önemlidir. Sahurda süt, yoğurt, peynir gibi besinlerden oluşan hafif bir kahvaltı yapılmalı ya da çorba, sebze ve zeytinyağlı yemeklerden oluşan bir öğün tercih edilmelidir. Ancak gün içerisinde aşırı acıkanların, midenin boşalma süresini uzatarak acıkmayı geciktiren kuru fasulye, nohut, mercimek, bulgur pilavı gibi yemekleri tüketmeleri, aşırı yağlı, tuzlu ve ağır yemeklerle unlu gıdalardan uzak durmaları gerekir. İftara peynir, domates, zeytin gibi kahvaltılıklar veya çorba gibi hafif yemeklerle başlanmalı, oruç açıldıktan 10-15 dakika sonra az yağlı et yemeği, sebze yemeği veya salatayla devam edilmeli. Enerji veren, ancak kan şekerini dengeli bir biçimde yükselten besinler tercih edilmelidir. Beyaz ekmek, pirinç pilavı gibi glisemik indeksi yüksek olan gıdalar yerine, bulgur pilavı, kepekli ekmek veya kepekli makarna gibi posalı besinler tüketilmeli.''
Günde ortalama 2-2,5 litre suyun yanı sıra, enerji verirken sıvı ihtiyacını da karşılayan ayran, taze sıkılmış meyve veya sebze suyu ve soda tüketilmelisine işaret eden Aksoy, şunları kaydetti:
''İftarda aşırı şerbetli, yağlı tatlılar yerine sütlaç, güllaç ve muhallebi gibi sütlü tatlılar veya meyve tatlıları tercih edilmeli. Tek seferde büyük porsiyonlar değil, iftardan sonra birer saat arayla her seferinde azar azar küçük porsiyonlar yenmeli. İftar yemeğinden hemen sonra televizyon veya bilgisayar karşısına geçmek, koltukta dinlenmek yerine, biraz hareket etmek, kısa mesafeli yürüyüşler yapmak sindirim için yararlı olur. Ramazan ayında yemeklerin pişirme yöntemleri de çok önemlidir. Özellikle ızgara, haşlama ve fırında yapılan yemekler tercih edilmeli, kavrulmuş, tütsülenmiş ve kızartılmış besinlerden uzak durulmalı. Beslenme düzenindeki değişikliklere bağlı olarak oluşabilecek kabızlığı önlemek için yemeklerde lif oranı yüksek kuru baklagiller, kepekli tahıllar ve sebzeler, ara öğünlerde de taze ve kuru meyveler, ceviz, fındık, badem gibi kuru yemişler tercih edilmeli.''AA