MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin, “İttifak arayışımız, ittifak niyetimiz geldiğimiz bu aşamada artık kalmamıştır” açıklamasıyla virgül konulan Cumhur İttifakı, 24 Haziran’dan bu yana pek çok konuda ihtilaf yaşadı. Brunson Davası ve “Andımız” tartışması ile çatlakları belirginleşen Cumhur İttifakı, af teklifi özelindeki restleşmelerle yerel seçimler için sona erdi.
24 Haziran’da Türkiye’nin yönetim sistemini değiştiren Cumhur İttifakı, Mart 2019’da yapılacak olan yerel seçimlerde boy göstermeyecek. İttifakın yerel seçimlerde yapılmayacağı bugün TBMM’de gerçekleşen grup toplantılarında ilan edildi. “Parti olarak 31 Mart 2019 Mahalli İdareler Seçimlerine yönelik herhangi bir ittifak beklentimiz, ittifak arayışımız, ittifak niyetimiz geldiğimiz bu aşamada artık kalmamıştır” diyen MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’ye, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Yerel seçimlerde madem ki, ‘Biz yolumuza’ diyorlar. Biz de, ‘Herkes kendi yoluna’ deriz” yanıtını verdi.
İttifakın ilk büyük anlaşmazlığı MHP Genel Başkan Yardımcısı Fethi Yıldız’ın TBMM’ye sunduğu af teklifiyle gün yüzüne çıktı. 162 bin 989 kişinin faydalanarak cezaevinden çıkmasını öngören teklif, Cumhur İttifakı ortaklarının arasını açtı. MHP’nin teklifine destek vermeyen AK Parti’nin kendi af teklifini hazırladığı dile getirilirken, Cumhur İttifakı’nda pek çok konu üzerinde yaşanan görüş ayrılıklarıyla artan gerilim alınan yerel seçim ayrılığı kararı ile sonuçlandı. ANKA, AK Parti-MHP arasında af teklifi üzerinden liderler ve sözcüler seviyesinde yaşanan karşılıklı restleşmelerin son noktayı koyduğu fikir ayrılıklarını derledi.
MHP lideri Bahçeli’nin gazetecilerle bir araya geldiği akşam yemeğinde MHP’nin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı için aday çıkarmayacağını işaret ederek, “Aday çıkardığınız vakit kazanabilecek oran bizim için geçerli. Böyle bir durum karşısında kamuoyunda tartışmaya açıp, bazı isimleri söylemenin gereği yok. Türkiye’de diğer siyasi partiler de böyle netleşmeli” değerlendirmesinde bulunmasının ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan, “AK Parti şu anda bir numaralı parti. Türkiye’de gerek milletvekili sayısı gerek oyuyla konumu, yeri belli olan bir siyasi parti. Son seçimlerde birinci olduğumuz yerde aday çıkarmamayı nasıl anlatırım tabanıma? Seçmen tabanı küserse toparlayamazsınız” demişti.
Cumhur İttifakı’nın yerel seçimlerde ittifak konulu ilk görüşmesi AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Özhaseki ile MHP Genel Başkan Yardımcısı Sadir Durmaz arasında 25 Eylül’de gerçekleşmişti. Özhaseki-Durmaz ikilisinin ilk görüşmesinin ardından AK Parti Genel Başkanvekili Numan Kurtulmuş, “Görüşme iyi niyet görüşmesiydi. Onlar gayri resmi olarak, bir muhabbet ortamında bir araya gelmişler, karşılıklı olarak temenniler dile getirilmiştir. Resmi olarak karar verilmiş bir görüşme değildir. İlk gayri resmi görüşmelerden sonra resmi görüşmelere geçilebilir” şeklinde konuşmuş, bu beyanlar MHP’liler tarafından tepkiyle karşılanmıştı.
MHP’li Durmaz ve AK Partili Özhaseki’nin 8 Ekim’de Meclis’te yaptığı görüşmeye bu kez MHP Genel Başkan Yardımcısı Semih Yalçın ve AK Parti Genel Başkanvekili Numan Kurtulmuş da katılmıştı. Kurtulmuş bu görüşmeye ilişkin ise, “Son derece verimli, yapıcı ve açık sözlü bir görüşme ortamından sonra bu toplantıların bundan sonraki süreçte de devam etmesi ve bu konuda atılacak adımlarla ilgili her iki partinin görüşlerini olgunlaştırarak sürecin devam ettirilmesi şeklinde prensip kararına vardık” demişti.
AK Parti MHP ittifakında bir diğer kırılma noktası organize suç örgütü lideri Alaattin Çakıcı hakkında yaşandı. Kırıkkale’nin Keskin ilçesindeki T Tipi Kapalı Cezaevi’nde hükümlü olan ve MHP lideri Bahçeli tarafından ziyaret edilen Alaattin Çakıcı’ya Kırıkkale Yüksek İhtisas Hastanesi’nden süresiz açık görüş raporu verilmesinin ardından Kırıkkale Yüksek İhtisas Hastanesi’ne çok sayıda gözaltı ile sonuçlanan operasyon düzenlenmişti. MHP lideri Bahçeli, söz konusu operasyon hakkında, “Ülkemizde çok yönlü sosyal, siyasal ve ekonomik sorunların yoğunlaştığı ve derinleştiği bu süreçte Türkiye’nin ve yönetiminin tek sorunu Alaattin Çakıcı olmasa gerektir. Alaattin Çakıcı hakkında daha önce verilen sağlık raporuyla ilgili kuşkular Sağlık Bakanlığınca bugüne kadar incelenerek pekala sonuca ulaştırılabilirdi” demişti. Bunun üzerine Sağlık Bakanlığı Bahçeli’ye cevaben yayımladığı açıklamada, “Gelişmelerle ilgili yeterli bilgiye ulaşılamamış olmasından kaynaklandığını düşündürmektedir” ifadelerini kullanmıştı. Sağlık Bakanlığı’na tepki gösteren MHP Genel Başkan Yardımcısı Yalçın, açıklamanın acemi üslupla hazırlandığını belirterek, “Sayın Cumhurbaşkanı’nın yerel seçimlerde de ittifak ruhuyla hareket edilebileceğine dair beyanlarına rağmen, bundan rahatsız olan bazı çevreler birtakım dolaplar döndürme hevesine mi kapılmışlardır?” sorusunu sormuştu.
Bir diğer AK Parti-MHP ihtilafı, Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak’ın ABD’li McKinsey firmasının Türkiye ekonomisine danışmanlık hizmeti sunacağını açıklaması üzerine meydana geldi. Bahçeli ve MHP cephesi McKinsey’e olumlu yaklaşırken, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Bakan arkadaşlarıma söyledim, bunlardan fikri danışmanlık almayacaksınız dedim. Biz bize yeteriz” diyerek tartışmalara son noktayı koymuştu.
İç siyasetteki gerilimler birbirini izlerken Brunson davası üzerinden ekonomiye tesir eden Türkiye-ABD krizi patlak verdi. İzmir Alsancak’taki Diriliş Kilisesi’nde misyonerlik faaliyeti yürüten Andrew Brunson, terör örgütü adına suç işlemek ve casusluk yapmak iddiasıyla tutuklanarak yargılandığı sürede Dolar, Türk Lirası karşısında tarihinin en yüksek seviyelerine çıkmış, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ve Adalet Bakanı Abdulhamit Gül’e Amerika yaptırım uygulama kararı almıştı. Erdoğan Brunson hakkında Amerika’ya, “Diyorlar ki filanca papazı bize verin. Bir papaz da sizde var siz onu bize verin biz de size onun yapalım yargıda şeyini size verelim” mesajını gönderdikten aylar sonra İzmir’de yargılanan Brunson, hakkında aleyhte ifade veren gizli tanıkların ifadelerini değiştirmesi ile serbest kalarak ülkesine geri dönmüştü. MHP lideri Bahçeli, Brunson’un ABD’ye dönmesi üzerine hedefe Erdoğan’ı koyarak, “Papaz Brunson verildiyse, ABD’deki Papaz Gülen niye alınmaz, neden alınamaz? Halbuki ver Papazı al Papazı demiştik. Evanjelist Papaz gözle kaş arasında uçup gidecek, peşinde olduğumuz FETÖ Papazı Pensilvanya’dan örgütünü idare edecek, böylesi bir tablo tarihi hata sayılmayacak mıdır?” demişti.
AK Parti-MHP geriliminde son perde Danıştay’ın “Andımız” kararı ile gözler önüne serildi. AK Parti, Çözüm Süreci döneminde okullarda dersler başlamadan önce “Andımız” metninin okunması uygulamasına son vermişti. İdarenin bu kararı üzerine Danıştay’a giden Türk Eğitim-Sen’in davası sonuçlanarak “Andımız”ın okullara geri dönmesi kararlaştırılmıştı. Danıştay kararına ilk tepki Adalet eski Bakanı Bekir Bozdağ’dan geldi. Danıştay’ın hukuka uygunluk denetiminin sınırlarını aştığını, kendisini yürütmenin yerine koyduğunu, yürütmenin takdir hakkını yok saydığını, yürütmenin takdir yetkisini bizzat kullandığını ifade eden Bozdağ, “Kısaca; Danıştay anayasa ve yasayı alenen çiğnemiştir” paylaşımında bulunmuştu.
Bozdağ’ın “Andımız” açıklaması MHP lideri Bahçeli tarafından da sert sözlerle karşılandı. Bahçeli Twitter’dan açıklama yapan Bozdağ’a Twitter’dan verdiği cevabında, “Sayın Bozdağ Kürdüm, özgürüm diyebilir. Dilini tutan yoktur. Sus otur yerine diyen de yoktur. Buyursun, mizaç ve meşrebine müzahir değerlendirmesini yapsın. Türk milleti kendisini en güzel ve yüksek mevkilere taşımıştır. Ama kendisi Türk milletini düşürmeyi aklından geçirmesin. PKK’lıyım, bölücüyüm, Kürdistan için çalışırım diyen varsa cezası bellidir, sonuçlarına katlanacaktır. Uyarıyorum, Sayın Bozdağ buna çok dikkat etsin” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın hafta sonu Üsküdar-Çekmeköy-Sancaktepe metro hattının ikinci etabının açılış töreninde, “Hele hele 50 bini aşkın uyuşturucunun cezaevlerinde olduğu bir dönemde biz uyuşturucuları affeden bir iktidar olarak mı anılacağız?” şeklindeki ifadeleri MHP cephesinden büyük tepkiyle karşılandı. MHP lideri Bahçeli ise Erdoğan’a, “MHP’yi yüzeysel ve üstünkörü bir şekilde uyuşturucuyla, uyuşturucu suçuyla yan yana getirmek şayet art niyet değilse, kesinlikle isabetsiz ve itibarsız bir isnattır” dedi.
Cumhur İttifakı parlamentoda da çeşitli konularda aykırı duruşlar sergiledi. MHP’nin seçim öncesi vaatleri arasında bulunan Emeklilikte Yaşa Takılanlar (EYT) sorununa çözüm bulmak için verdiği kanun teklifi, CHP, HDP, İYİ Parti tarafından destek görürken ortağı AK Parti’den eleştiri almıştı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, partisinin grup toplantısında bu yasanın bütçeye getireceği yüke dikkat çekerek söz konusu düzenlemenin gerçekleştirilmesinin mümkün olmadığını anlatmıştı. Öte yandan MHP’nin, fındık üreticisinin sorunlarının araştırılması için TBMM’ye verdiği araştırma önergesi de CHP, HDP, İYİ Parti’nin lehte, AK Parti’nin aleyhte verdiği oylarla reddedilmişti. ANKA
24 Haziran’da Türkiye’nin yönetim sistemini değiştiren Cumhur İttifakı, Mart 2019’da yapılacak olan yerel seçimlerde boy göstermeyecek. İttifakın yerel seçimlerde yapılmayacağı bugün TBMM’de gerçekleşen grup toplantılarında ilan edildi. “Parti olarak 31 Mart 2019 Mahalli İdareler Seçimlerine yönelik herhangi bir ittifak beklentimiz, ittifak arayışımız, ittifak niyetimiz geldiğimiz bu aşamada artık kalmamıştır” diyen MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’ye, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Yerel seçimlerde madem ki, ‘Biz yolumuza’ diyorlar. Biz de, ‘Herkes kendi yoluna’ deriz” yanıtını verdi.
İttifakın ilk büyük anlaşmazlığı MHP Genel Başkan Yardımcısı Fethi Yıldız’ın TBMM’ye sunduğu af teklifiyle gün yüzüne çıktı. 162 bin 989 kişinin faydalanarak cezaevinden çıkmasını öngören teklif, Cumhur İttifakı ortaklarının arasını açtı. MHP’nin teklifine destek vermeyen AK Parti’nin kendi af teklifini hazırladığı dile getirilirken, Cumhur İttifakı’nda pek çok konu üzerinde yaşanan görüş ayrılıklarıyla artan gerilim alınan yerel seçim ayrılığı kararı ile sonuçlandı. ANKA, AK Parti-MHP arasında af teklifi üzerinden liderler ve sözcüler seviyesinde yaşanan karşılıklı restleşmelerin son noktayı koyduğu fikir ayrılıklarını derledi.
MHP lideri Bahçeli’nin gazetecilerle bir araya geldiği akşam yemeğinde MHP’nin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı için aday çıkarmayacağını işaret ederek, “Aday çıkardığınız vakit kazanabilecek oran bizim için geçerli. Böyle bir durum karşısında kamuoyunda tartışmaya açıp, bazı isimleri söylemenin gereği yok. Türkiye’de diğer siyasi partiler de böyle netleşmeli” değerlendirmesinde bulunmasının ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan, “AK Parti şu anda bir numaralı parti. Türkiye’de gerek milletvekili sayısı gerek oyuyla konumu, yeri belli olan bir siyasi parti. Son seçimlerde birinci olduğumuz yerde aday çıkarmamayı nasıl anlatırım tabanıma? Seçmen tabanı küserse toparlayamazsınız” demişti.
Cumhur İttifakı’nın yerel seçimlerde ittifak konulu ilk görüşmesi AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Özhaseki ile MHP Genel Başkan Yardımcısı Sadir Durmaz arasında 25 Eylül’de gerçekleşmişti. Özhaseki-Durmaz ikilisinin ilk görüşmesinin ardından AK Parti Genel Başkanvekili Numan Kurtulmuş, “Görüşme iyi niyet görüşmesiydi. Onlar gayri resmi olarak, bir muhabbet ortamında bir araya gelmişler, karşılıklı olarak temenniler dile getirilmiştir. Resmi olarak karar verilmiş bir görüşme değildir. İlk gayri resmi görüşmelerden sonra resmi görüşmelere geçilebilir” şeklinde konuşmuş, bu beyanlar MHP’liler tarafından tepkiyle karşılanmıştı.
MHP’li Durmaz ve AK Partili Özhaseki’nin 8 Ekim’de Meclis’te yaptığı görüşmeye bu kez MHP Genel Başkan Yardımcısı Semih Yalçın ve AK Parti Genel Başkanvekili Numan Kurtulmuş da katılmıştı. Kurtulmuş bu görüşmeye ilişkin ise, “Son derece verimli, yapıcı ve açık sözlü bir görüşme ortamından sonra bu toplantıların bundan sonraki süreçte de devam etmesi ve bu konuda atılacak adımlarla ilgili her iki partinin görüşlerini olgunlaştırarak sürecin devam ettirilmesi şeklinde prensip kararına vardık” demişti.
AK Parti MHP ittifakında bir diğer kırılma noktası organize suç örgütü lideri Alaattin Çakıcı hakkında yaşandı. Kırıkkale’nin Keskin ilçesindeki T Tipi Kapalı Cezaevi’nde hükümlü olan ve MHP lideri Bahçeli tarafından ziyaret edilen Alaattin Çakıcı’ya Kırıkkale Yüksek İhtisas Hastanesi’nden süresiz açık görüş raporu verilmesinin ardından Kırıkkale Yüksek İhtisas Hastanesi’ne çok sayıda gözaltı ile sonuçlanan operasyon düzenlenmişti. MHP lideri Bahçeli, söz konusu operasyon hakkında, “Ülkemizde çok yönlü sosyal, siyasal ve ekonomik sorunların yoğunlaştığı ve derinleştiği bu süreçte Türkiye’nin ve yönetiminin tek sorunu Alaattin Çakıcı olmasa gerektir. Alaattin Çakıcı hakkında daha önce verilen sağlık raporuyla ilgili kuşkular Sağlık Bakanlığınca bugüne kadar incelenerek pekala sonuca ulaştırılabilirdi” demişti. Bunun üzerine Sağlık Bakanlığı Bahçeli’ye cevaben yayımladığı açıklamada, “Gelişmelerle ilgili yeterli bilgiye ulaşılamamış olmasından kaynaklandığını düşündürmektedir” ifadelerini kullanmıştı. Sağlık Bakanlığı’na tepki gösteren MHP Genel Başkan Yardımcısı Yalçın, açıklamanın acemi üslupla hazırlandığını belirterek, “Sayın Cumhurbaşkanı’nın yerel seçimlerde de ittifak ruhuyla hareket edilebileceğine dair beyanlarına rağmen, bundan rahatsız olan bazı çevreler birtakım dolaplar döndürme hevesine mi kapılmışlardır?” sorusunu sormuştu.
Bir diğer AK Parti-MHP ihtilafı, Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak’ın ABD’li McKinsey firmasının Türkiye ekonomisine danışmanlık hizmeti sunacağını açıklaması üzerine meydana geldi. Bahçeli ve MHP cephesi McKinsey’e olumlu yaklaşırken, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Bakan arkadaşlarıma söyledim, bunlardan fikri danışmanlık almayacaksınız dedim. Biz bize yeteriz” diyerek tartışmalara son noktayı koymuştu.
İç siyasetteki gerilimler birbirini izlerken Brunson davası üzerinden ekonomiye tesir eden Türkiye-ABD krizi patlak verdi. İzmir Alsancak’taki Diriliş Kilisesi’nde misyonerlik faaliyeti yürüten Andrew Brunson, terör örgütü adına suç işlemek ve casusluk yapmak iddiasıyla tutuklanarak yargılandığı sürede Dolar, Türk Lirası karşısında tarihinin en yüksek seviyelerine çıkmış, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ve Adalet Bakanı Abdulhamit Gül’e Amerika yaptırım uygulama kararı almıştı. Erdoğan Brunson hakkında Amerika’ya, “Diyorlar ki filanca papazı bize verin. Bir papaz da sizde var siz onu bize verin biz de size onun yapalım yargıda şeyini size verelim” mesajını gönderdikten aylar sonra İzmir’de yargılanan Brunson, hakkında aleyhte ifade veren gizli tanıkların ifadelerini değiştirmesi ile serbest kalarak ülkesine geri dönmüştü. MHP lideri Bahçeli, Brunson’un ABD’ye dönmesi üzerine hedefe Erdoğan’ı koyarak, “Papaz Brunson verildiyse, ABD’deki Papaz Gülen niye alınmaz, neden alınamaz? Halbuki ver Papazı al Papazı demiştik. Evanjelist Papaz gözle kaş arasında uçup gidecek, peşinde olduğumuz FETÖ Papazı Pensilvanya’dan örgütünü idare edecek, böylesi bir tablo tarihi hata sayılmayacak mıdır?” demişti.
AK Parti-MHP geriliminde son perde Danıştay’ın “Andımız” kararı ile gözler önüne serildi. AK Parti, Çözüm Süreci döneminde okullarda dersler başlamadan önce “Andımız” metninin okunması uygulamasına son vermişti. İdarenin bu kararı üzerine Danıştay’a giden Türk Eğitim-Sen’in davası sonuçlanarak “Andımız”ın okullara geri dönmesi kararlaştırılmıştı. Danıştay kararına ilk tepki Adalet eski Bakanı Bekir Bozdağ’dan geldi. Danıştay’ın hukuka uygunluk denetiminin sınırlarını aştığını, kendisini yürütmenin yerine koyduğunu, yürütmenin takdir hakkını yok saydığını, yürütmenin takdir yetkisini bizzat kullandığını ifade eden Bozdağ, “Kısaca; Danıştay anayasa ve yasayı alenen çiğnemiştir” paylaşımında bulunmuştu.
Bozdağ’ın “Andımız” açıklaması MHP lideri Bahçeli tarafından da sert sözlerle karşılandı. Bahçeli Twitter’dan açıklama yapan Bozdağ’a Twitter’dan verdiği cevabında, “Sayın Bozdağ Kürdüm, özgürüm diyebilir. Dilini tutan yoktur. Sus otur yerine diyen de yoktur. Buyursun, mizaç ve meşrebine müzahir değerlendirmesini yapsın. Türk milleti kendisini en güzel ve yüksek mevkilere taşımıştır. Ama kendisi Türk milletini düşürmeyi aklından geçirmesin. PKK’lıyım, bölücüyüm, Kürdistan için çalışırım diyen varsa cezası bellidir, sonuçlarına katlanacaktır. Uyarıyorum, Sayın Bozdağ buna çok dikkat etsin” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın hafta sonu Üsküdar-Çekmeköy-Sancaktepe metro hattının ikinci etabının açılış töreninde, “Hele hele 50 bini aşkın uyuşturucunun cezaevlerinde olduğu bir dönemde biz uyuşturucuları affeden bir iktidar olarak mı anılacağız?” şeklindeki ifadeleri MHP cephesinden büyük tepkiyle karşılandı. MHP lideri Bahçeli ise Erdoğan’a, “MHP’yi yüzeysel ve üstünkörü bir şekilde uyuşturucuyla, uyuşturucu suçuyla yan yana getirmek şayet art niyet değilse, kesinlikle isabetsiz ve itibarsız bir isnattır” dedi.
Cumhur İttifakı parlamentoda da çeşitli konularda aykırı duruşlar sergiledi. MHP’nin seçim öncesi vaatleri arasında bulunan Emeklilikte Yaşa Takılanlar (EYT) sorununa çözüm bulmak için verdiği kanun teklifi, CHP, HDP, İYİ Parti tarafından destek görürken ortağı AK Parti’den eleştiri almıştı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, partisinin grup toplantısında bu yasanın bütçeye getireceği yüke dikkat çekerek söz konusu düzenlemenin gerçekleştirilmesinin mümkün olmadığını anlatmıştı. Öte yandan MHP’nin, fındık üreticisinin sorunlarının araştırılması için TBMM’ye verdiği araştırma önergesi de CHP, HDP, İYİ Parti’nin lehte, AK Parti’nin aleyhte verdiği oylarla reddedilmişti. ANKA
RSS