ANASAYFA arrow right 20 Yıl Önce

Eti ve sütü de mi ithal edelim?

Eti ve sütü de mi ithal edelim?
YAYINLAMA: 02 Temmuz 2025 / 16.32
GÜNCELLEME: 02 Temmuz 2025 / 16.32

AB sürecinde önemli 3 hedef olmalıdır: Birincisi bilim, ikincisi örgütlenme, üçüncüsü de üretimdir

AB’ye girme mücadelesi veren Türkiye’nin tarım ve hayvancılık alanında AB’ye hazır olmadığını, işin üzücü tarafının hükümetin tarım ve hayvancılığı geliştirecek, kalkındıracak somut bir çalışmasının da bulunmadığını söyleyen Et ve Süt Üreticileri Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Mevlüt Polat, “Türkiye, tarım ve hayvancılık açısından AB’ye hazır değil. Hükümetin de bu konuda ciddi bir çalışması görülmemektedir. Geçmiş yıllarda Türkiye, hayvancılıkta çok iyi konumdaydı. Özellikle ilimizde1986’dan 1999’a kadar yıllık 200 milyon dolara varan ihracat gerçekleştirilebiliyordu. Şimdi 1 milyon dolara düştü” dedi.

Tarım ve hayvancılıkta AB’ye hazır değili z

Tarımda uygulanan yanlış politikaların, ülkemizde tarım ve hayvancılığı önemli oranda zarara uğrattığını, ciddi bir tarım politikası belirlenememesi durumunda Türkiye'nin tarımda ve hayvancılıkta tamamen dışa bağımlı hale geleceğine dikkat çeken Polat, “1986 yılında 200 milyon dolar olan ihracat bugün 1 milyon dolara düşmüştür. AB müzakereleri sürecinde bu konuda tedbir alınmazsa, üretici daha da zor duruma düşer. Şimdi kısmen ithal ettiğimiz eti ve sütü tamamen ithal eder duruma geliriz” diye konuştu.

Çiftçi, ortalamanın altında gelire sahip

Tarım sektöründe faaliyet gösterenlerin gelirlerinin sürekli düştüğünü söyleyen Polat, “Türkiye nüfusunun yüzde 40'ı geçimini tarım sektöründen sağlamaktadır. Buna karşılık tarım kesimi milli gelirden, ancak yüzde 14 pay almaktadır. Bu gösterge çiftçinin ve köylünün Türkiye ortalamasının çok altında bir gelir düzeyine sahip olduğunun kanıtıdır. Tarımda istihdam ediliyor gibi görünen çoğu sosyal güvenceden yoksun gizli işsizlerin büyük bir bölümünün kademeli olarak başka sektörlere kaydırılması zorunluluğu vardır. Son yıllarda uygulanan yanlış tarım politikaları neticesi hayvansal üretim de büyük düşüşler yaşanmaktadır. 'Kayıt dışı üretim ve kaçak hayvan, et, girişleri önemli sorunlardır” şeklinde açıklama yaptı.

Tarım sektörü küçültülünce

göç alabildiğine artacaktır

AB sürecinde tarım sektöründe kısıtlamanın planlandığını, ancak tedbir alınmadan yapılacak böyle, bir daralmanın göçü artırabileceğine dikkat çeken Polat, “Son 2.5 yılda tarım sektöründeki büyüme ekonomik gelişmelerin gerisinde kalmıştır. Genel ekonomi yüzde 4 büyürken tarımda sadece yüzde 1 büyümüştür. Üretici ve sanayici işbirliği modern çiftliklerde sağlıklı hayvan ırklarıyla yapılacak üretim, sanayide başarı kazanmış ülkeler dünyada tarım ve hayvancılıkta da başarılı ülkelerdir. Hayvancılık tarımın katma değeridir. AB sürecinde önemli 3 hedef olmalıdır. Birincisi bilim, İkincisi örgütlenme üçüncüsü de üretimdir. 80 Bin sayfalık AB mevzuatının yarısını tarım konusu oluşturuyor. Yüzde 40’lık tarım nüfusunun yüzde 8’e çekilmesi gerekiyor. Bu durumda işsizlik ve kentlere göç kaçınılmazdır” diye konuştu.

Sektörel yapı güçlendirilmelidir

Tarım sektöründe yapısal değişiklik gerektiğini, bunun için de sektörel güçlenmeye ağırlık verilmesi gerektiğini söyleyen Polat, “Uygun politikalar üre terek kendi değerlerimizi keşfederek kooperatifleşme, ekolojik ıslah çalışmaları, ürün çeşitliliği ve eğitim stratejilerinin yeniden yapılandırılması sağlanmaktadır. Hayvancılıkta verimlilik ve karlılık temeli ile teknik ekonomimizin işletmecilik anlayışına dolaylı yapısal değişikliği özendiren teşvikler oluşturulmalıdır. Bu amaçla bölgesel farklılıklar dikkate alınarak işletmelerin büyüklükleri belirlenmeli. Kredilendirme, damızlık hayvan dağıtımı ve suni tohumlama gibi imkanlarla çeşitli destekleme tedbirleriyle sektörel yapı güçlendirilmelidir. Kendi kendine yeterlilik anlayışından çıkılarak ihracatçı bir sektörel yapı hedeflenmelidir’ şeklinde açıklama yaptı.

Çiftçi, destekten yararlanamıyor

Polat, “AB ülkelerinde ortak tarım politikaları çerçevesinde büyükbaş hayvanlar için devlet yılda 480 euro destek verirken ülkemizde sadece 43 euro civarında destek verilmektedir. Ziraat odalarının araştırmalarına göre 2003 yılı baz alındığında et tüketiminde yüzde 45 oranında azalma olmuştur. Avrupa’da sığır etinin kilosu 2.6 euro iken ülkemizde bunun kat kat üzerinde olduğu görülmektedir. Çiftçimiz destekten yararlanamıyor” diye konuştu.

 

Yorumlar
Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *