Yaşlanmayı geciktiren buluşuyla bilim dünyasını heyecanlandıran Gaziantepli bilim adamı Önder Albayram, hücre gruplarında yaşla beraber kaybolan genleri metabolik ilaçlarla canlandırarak, insanların acı çekmeden ölmesini sağlayacağını söyledi.
Kayı Karakeçili Alibayramoğulları Aşireti'ne mensup Gaziantepli bilim adamı Önder Albayram için ailesi ve yakınları onur yemeği düzenledi. Gaziantep'e gelerek mensup olduğu aşiretin davetine katılan genç bilim adamına program sonunda plaket takdim edildi. Önemli bir buluş için hazırlık yaptığını söyleyen Albayram, "Birkaç yıl içinde çok ilginç bir çalışmam var. Bu çalışma birazcık gen terapisine dayanıyor. Özellikle bulduğumuz bazı genler beyin kanserinde aşırı derecede aktifleşiyor. Bu aktifleşme
noktalarında beyinin bağışıklık sistemi hücrelerinde büyük bir fonksiyon bozukluğu gördük. Bu fonksiyon bozukluğu, kanser patolojisi dışında beyin yaşlanmasında da ciddi bir hızlandırıcı etki gösterdi. Biz özellikle bu hücre gruplarında yaşla beraber kaybolan bu genleri metabolik bir takım ilaçlarla canlandırmayı düşünüyoruz. Bu açıkçası son buluşumuzdan daha önemli bir buluş. Çünkü, gen terapisi şu anda dünyada çok tartışılan bir konu. Çok ciddi maddi kazançlar sağlayabilir. Hem yapan kişilere, hem ona öncü
olan insanlara ve insanlık alemi açısından çok önemlidir. Bizim amacımız beyinin yaşlanmasını durdurmak değil, yanlış anlaşılmasın, sadece sağlıklı yaşlanmak için çalışıyoruz. Tek amacımız insanlar ölürken acı çekmesin" dedi.
Yaşlanmayı geciktiren buluşuyla uzun süre dünya gündeminde yer alan genç bilim adamı, Türkiye'de bulunan hiçbir üniversiteden davet almadığını belirterek, şu an için Türkiye'de çalışmama kararı aldığını bildirdi. Almanya ve Amerika'da bulunan üniversitelerle görüşmesinin devam ettiğini dile getiren Albayram, Türkiye'de bilim yapmak istemediğini söyledi. Albayram, şunları kaydetti: "Türkiye'den hiçbir üniversiteden şu an için olumlu veya olumsuz hiçbir tepki gelmedi. Sadece birkaç araştırma merkezindeki profesörler davet etti. Türkiye'deki üniversitelerden teklif almazken, Almanya'daki birçok üniversiteden teklifler aldım. Türkiye'deki bir üniversitede bu işi yapmakta zor. Ama en azından denenebilir. Bu projeye benim harcadığım sadece 250 bin euro. Bu para Türkiye için çok da büyük bir rakam değil. Sonuçta bu çalışma dünya çapında bir proje oldu. Amerikan Bilimler Akademisi onayladı. Türkiye için büyük bir referans olabilir, mutlaka böyle bir şans tanınsaydı ama ne yazık ki şu an için çok sıcak bakmıyorum. Türkiye bizim gibi genç insanlar için açıkçası rahat değil. Genç olarak Türkiye'de bilim yapmak istemem. Belli bir yere geldikten sonra düşünebilirim. Dokunulmazlığımı almak isterim. Çünkü bizim için saniyeler bile değerli, burada kaybettiğim 1 sene bile benim hayatımda çok önemli olabilir."
Çalışmalarını beyin üzerinde yoğunlaştıracağını ifade eden Önder Albayram, "Şu anda Almanya benim için doçentlik başvurusu yapıyor. Almanya'da kalıp kalmayacağım kesin değil. Birkaç üniversite ile görüşmelerim devam ediyor. Mümkün olduğu kadar beyin ve beyinin yaşlanması üzerine yoğunlaşacağım. Özellikle yaşlılıkla beraber hafıza kaybını anlamaya çalışırken, hafızanın kendisini de anlamak için hafızanın oluşumu, öğrenmenin oluşumunu, onları da anlamak için çaba sarf edeceğim. Sadece beynin yaşlanmasından
ziyade, genel olarak beyinin fonksiyonlarının içinde yapmak istediğim çok şey var. Ama daha yolun başındayım. 30 yaşındayım. 30 bilim için çok genç bir yaş. Bilim ilginç bir şey. Bir kapı açınca karşınıza 10 tane kapı daha çıkıyor. Cevapladığın sorular, beraberinde birçok soruyu daha getiriyor. Bu birazcık risk yönetimi diyebilirim. Belki de harcanmış uykusuz geceler de diyebilirim. İnsan tabii bazı işleri yaparken heyecanını gizleyemiyor. Birkaç gün uyumadığım da oldu ve ben buna borçluyum. Çalışmak;
istek, hevesle olur. Türkiye'nin vermiş olduğu bir takım birikimler var. Bunları ne şekilde kendi yaptığın işte üretken hale getirebilirsen, bu da yaptığın işteki başarının anahtarı olabilir. Doğu ve batı tarafta bulunan bilim adamlarının farkını tek bir kelime ifade eder. O da, irfandır. İrfan kelimesini her zaman ışık olarak gördüm" şeklinde konuştu.
Yaşlanmayı geciktiren buluşuyla ilgili çalışmalarından da bahseden Albayram, "Çalışma yaklaşık 3 yıllık bir projeydi. Almanya'da iki üniversitenin önderliğini yaptığı bir projeydi. Çalışmanın başında ben bulunuyordum hocam ile beraber. Ama çalışma tamamen bana ait. Çalışma beynin erken yaşlanmasıyla ilgili ilginç bir mekanizmanın keşfine dayanıyor. Beyindeki bir takım hücreler arasındaki ilişkiyi aydınlattık. Proje tamamlandı. Yaklaşık 4-5 ay önce Amerikan Uluslararası Bilimsel Akademi'de yayınlandı.
Daha sonra yabancı bilimsel dergilerde konuşuldu. 2 ay sonra Türk basını bir şekilde haber alarak yayınladılar. Herkese teşekkür ederim. Çalışmanın devamı, değişik olarak mevcut mekanizma üzerinde ciddi manipülasyonlar yapmaya çalışıyoruz. Amacımız yaşlılıkla beraber kaybolan bazı fonksiyon ve genlerin belirli gen terapi yöntemleriyle tekrar uyandırılması. Özellikle bu genler sadece beyin yaşlanmasına değil, beyin kanseri gibi beynin patolojisini bozan sorunlarda da bize yardımcı olabilecek niteliktedir"
dedi.
Doktorasını birkaç ay içinde alacağını ifade eden Albayram, sözlerini şöyle tamamladı:
"Beynin yapısı çok ilginç, özellikle emolojik gelişim sırasındaki bir takım genler yaşla beraber sessizleşiyor. Bunu birçok bilim adamı yaşlanmaya bağlıyor. Bu sessizleşen genlerin tekrar aktifleşmesi de başta beynin yaşlanması olmak üzere, yaşlılıkla beraber değişen birçok beyin fonksiyonunda yararlı olabilecek nitelikte. Çalışma tamamlandı. Doktorayı birkaç ay içinde alacağım. Daha sonra Almanya'da veya Amerika'da birkaç üniversiteye gitme durumum olabilir."İHA
Kayı Karakeçili Alibayramoğulları Aşireti'ne mensup Gaziantepli bilim adamı Önder Albayram için ailesi ve yakınları onur yemeği düzenledi. Gaziantep'e gelerek mensup olduğu aşiretin davetine katılan genç bilim adamına program sonunda plaket takdim edildi. Önemli bir buluş için hazırlık yaptığını söyleyen Albayram, "Birkaç yıl içinde çok ilginç bir çalışmam var. Bu çalışma birazcık gen terapisine dayanıyor. Özellikle bulduğumuz bazı genler beyin kanserinde aşırı derecede aktifleşiyor. Bu aktifleşme
noktalarında beyinin bağışıklık sistemi hücrelerinde büyük bir fonksiyon bozukluğu gördük. Bu fonksiyon bozukluğu, kanser patolojisi dışında beyin yaşlanmasında da ciddi bir hızlandırıcı etki gösterdi. Biz özellikle bu hücre gruplarında yaşla beraber kaybolan bu genleri metabolik bir takım ilaçlarla canlandırmayı düşünüyoruz. Bu açıkçası son buluşumuzdan daha önemli bir buluş. Çünkü, gen terapisi şu anda dünyada çok tartışılan bir konu. Çok ciddi maddi kazançlar sağlayabilir. Hem yapan kişilere, hem ona öncü
olan insanlara ve insanlık alemi açısından çok önemlidir. Bizim amacımız beyinin yaşlanmasını durdurmak değil, yanlış anlaşılmasın, sadece sağlıklı yaşlanmak için çalışıyoruz. Tek amacımız insanlar ölürken acı çekmesin" dedi.
Yaşlanmayı geciktiren buluşuyla uzun süre dünya gündeminde yer alan genç bilim adamı, Türkiye'de bulunan hiçbir üniversiteden davet almadığını belirterek, şu an için Türkiye'de çalışmama kararı aldığını bildirdi. Almanya ve Amerika'da bulunan üniversitelerle görüşmesinin devam ettiğini dile getiren Albayram, Türkiye'de bilim yapmak istemediğini söyledi. Albayram, şunları kaydetti: "Türkiye'den hiçbir üniversiteden şu an için olumlu veya olumsuz hiçbir tepki gelmedi. Sadece birkaç araştırma merkezindeki profesörler davet etti. Türkiye'deki üniversitelerden teklif almazken, Almanya'daki birçok üniversiteden teklifler aldım. Türkiye'deki bir üniversitede bu işi yapmakta zor. Ama en azından denenebilir. Bu projeye benim harcadığım sadece 250 bin euro. Bu para Türkiye için çok da büyük bir rakam değil. Sonuçta bu çalışma dünya çapında bir proje oldu. Amerikan Bilimler Akademisi onayladı. Türkiye için büyük bir referans olabilir, mutlaka böyle bir şans tanınsaydı ama ne yazık ki şu an için çok sıcak bakmıyorum. Türkiye bizim gibi genç insanlar için açıkçası rahat değil. Genç olarak Türkiye'de bilim yapmak istemem. Belli bir yere geldikten sonra düşünebilirim. Dokunulmazlığımı almak isterim. Çünkü bizim için saniyeler bile değerli, burada kaybettiğim 1 sene bile benim hayatımda çok önemli olabilir."
Çalışmalarını beyin üzerinde yoğunlaştıracağını ifade eden Önder Albayram, "Şu anda Almanya benim için doçentlik başvurusu yapıyor. Almanya'da kalıp kalmayacağım kesin değil. Birkaç üniversite ile görüşmelerim devam ediyor. Mümkün olduğu kadar beyin ve beyinin yaşlanması üzerine yoğunlaşacağım. Özellikle yaşlılıkla beraber hafıza kaybını anlamaya çalışırken, hafızanın kendisini de anlamak için hafızanın oluşumu, öğrenmenin oluşumunu, onları da anlamak için çaba sarf edeceğim. Sadece beynin yaşlanmasından
ziyade, genel olarak beyinin fonksiyonlarının içinde yapmak istediğim çok şey var. Ama daha yolun başındayım. 30 yaşındayım. 30 bilim için çok genç bir yaş. Bilim ilginç bir şey. Bir kapı açınca karşınıza 10 tane kapı daha çıkıyor. Cevapladığın sorular, beraberinde birçok soruyu daha getiriyor. Bu birazcık risk yönetimi diyebilirim. Belki de harcanmış uykusuz geceler de diyebilirim. İnsan tabii bazı işleri yaparken heyecanını gizleyemiyor. Birkaç gün uyumadığım da oldu ve ben buna borçluyum. Çalışmak;
istek, hevesle olur. Türkiye'nin vermiş olduğu bir takım birikimler var. Bunları ne şekilde kendi yaptığın işte üretken hale getirebilirsen, bu da yaptığın işteki başarının anahtarı olabilir. Doğu ve batı tarafta bulunan bilim adamlarının farkını tek bir kelime ifade eder. O da, irfandır. İrfan kelimesini her zaman ışık olarak gördüm" şeklinde konuştu.
Yaşlanmayı geciktiren buluşuyla ilgili çalışmalarından da bahseden Albayram, "Çalışma yaklaşık 3 yıllık bir projeydi. Almanya'da iki üniversitenin önderliğini yaptığı bir projeydi. Çalışmanın başında ben bulunuyordum hocam ile beraber. Ama çalışma tamamen bana ait. Çalışma beynin erken yaşlanmasıyla ilgili ilginç bir mekanizmanın keşfine dayanıyor. Beyindeki bir takım hücreler arasındaki ilişkiyi aydınlattık. Proje tamamlandı. Yaklaşık 4-5 ay önce Amerikan Uluslararası Bilimsel Akademi'de yayınlandı.
Daha sonra yabancı bilimsel dergilerde konuşuldu. 2 ay sonra Türk basını bir şekilde haber alarak yayınladılar. Herkese teşekkür ederim. Çalışmanın devamı, değişik olarak mevcut mekanizma üzerinde ciddi manipülasyonlar yapmaya çalışıyoruz. Amacımız yaşlılıkla beraber kaybolan bazı fonksiyon ve genlerin belirli gen terapi yöntemleriyle tekrar uyandırılması. Özellikle bu genler sadece beyin yaşlanmasına değil, beyin kanseri gibi beynin patolojisini bozan sorunlarda da bize yardımcı olabilecek niteliktedir"
dedi.
Doktorasını birkaç ay içinde alacağını ifade eden Albayram, sözlerini şöyle tamamladı:
"Beynin yapısı çok ilginç, özellikle emolojik gelişim sırasındaki bir takım genler yaşla beraber sessizleşiyor. Bunu birçok bilim adamı yaşlanmaya bağlıyor. Bu sessizleşen genlerin tekrar aktifleşmesi de başta beynin yaşlanması olmak üzere, yaşlılıkla beraber değişen birçok beyin fonksiyonunda yararlı olabilecek nitelikte. Çalışma tamamlandı. Doktorayı birkaç ay içinde alacağım. Daha sonra Almanya'da veya Amerika'da birkaç üniversiteye gitme durumum olabilir."İHA