ANASAYFA arrow right Yaşam

Doğayı, çevreyi ve havayı kirleten asıl etken: İNSAN

Doğayı, çevreyi ve havayı kirleten asıl etken: İNSAN
YAYINLAMA: 07 Haziran 2020 / 20.37
GÜNCELLEME: 07 Haziran 2020 / 21.04
TMMOB Makina Mühendisleri Odası Gaziantep Şube Yönetim Kurulu Başkanı Aykut Kocalar, Dünya Çevre Günü nedeniyle açıklama yaptı. Doğanın salgın öncesinden daha da kötü yöne gittiğine dikkat çeken Kocalar, “Dünyamızda yaygınlaşan kirlilik/kirleticiler; başta insanlar olmak üzere tüm çevreyi ve tüm doğayı tehdit eder duruma geldi” dedi.

Kocalar, “Daha fazla kazanma hırsının, insanlığı ve canlı-cansız tabiatın geleceğini tehdit ettiği günümüzde, dünyamız ve insanlık başka bir tehdit ile Covid - 19 salgını ile karşı karşıya kalmıştır. Salgının ortaya çıkması ve hızla yayılmayası ile birlikte dünyanın dört bir yanında fabrikaların durması, iş yerlerinin kepenk kapatması, insanların evlerine kapanması, ekonomik aktivitelerin ve trafik yoğunluğunun azalması hava kirliliğini önemli ölçüde azaltmıştır. Kısacası fosil yakıt kullanımının azalması doğanın rahat bir nefes almasına olanak tanımıştır. Sonuç olarak doğayı, çevreyi ve havayı kirleten asıl etkenin insanlar olduğu gerçeğini de gün yüzüne çıkarmıştır” ifadelerini kullandı.

‘Ranta dayalı imar ve yapılaşmaya son verilmeli’

Doğaya ve çevreye zarar verilmeye devam edilirse tüm canlılar için yaşam alanın kalamayacağına dikkat çeken Kocalar, bu nedenle çevre kirliliği ile mücadele üzerine durulması gerektiğini söyledi. Kocalar, “Çevre kirliliği ile mücadele, bizim ve gelecek kuşaklarımızın sağlığı yönünden üzerinde önemle durulması gereken çok hassas bir konudur. Kapitalizmin daha fazla kazanma hırsı ile sanayi, tarım, ulaşım, enerji, maden, orman, doğal kaynaklar, yeraltı-yerüstü su kaynakları gibi birçok alanda yanlış politikalar neticesinde doğa ve çevre tahrip edilmeye devam edilmektedir. Bu çerçevede endüstriyel ve nükleer atık ve kirliliğine, su kaynaklarının yanlış ve aşırı kullanımına, ormansızlaşmaya, çarpık-sağlıksız kentleşmeye, ranta dayalı imar ve yapılaşmaya son verilmelidir” çağrısı yaptı.

‘Alınan tedbirler sonuçlarına göre değerlendirilmeli’

Salgın sürecinde kullanılan maske, eldiven ve diğer tek kullanımlık kişisel koruyucu donanımların rasgele ortalığa atılmasını da ciddi bir sorun olduğunu belirten Kocalar, “Virüsün canlı kaldığı ortamlar sadece yaşam alanlarımız değil aynı zamanda atıklarımız olduğu da bilinmektedir. Atık toplama, aktarma, geri kazanım bertaraf süreçlerinde belli bir yol alınmış olmasına karşın henüz gerçek bir atık yönetimi sağlanamamaktadır. Toplama ayırma, geri kazanım ve geri dönüşüm tesislerinde, atık aktarma istasyonları ve düzenli atık depolama sahalarında, atıkların üzerinde Covid-19 virüsünün bulunması ve bulaşması olasıdır. Sonuç olarak tedbirlerin salgın sürecine ve sonuçlarına göre de değerlendirilmesi gerekmektedir” şeklinde konuştu.

Kocalar, “Çevre politikaları bütünsel olarak sanayi, enerji, ulaşım politikalarıyla birlikte değerlendirilmelidir. Su kirliliği ve kontrolü, katı ve tehlikeli atıkların kontrolü, toprak kirliliği ve kontrolü, erozyon kontrolü, sera gazı salınımının kontrolü, deniz kirliliğinin kontrolü ile birlikte değerlendirilmelidir. Biyolojik çeşitliliğin korunması ve geliştirilmesi, temiz üretim teknolojilerinin kullanılması, doğal kaynakların korunması, çevre dostu yerli, yeni ve yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımı ön plana çıkarılmalıdır” dedi. Esra Aydın

Yorumlar
Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *