Türkiye’nin ormanları karbon tutma kapasitesi ve sera gazı azaltım miktarı ile gelişmiş ülkeleri geride bıraktı. Türkiye’nin Ulusal Sera Gazı Envanter Raporu’nun sonuçlarına göre, Türkiye’deki ormanlar yıllık 51.1 milyon tonluk sera gazı azaltım miktarı ile gelişmiş ülkeler içerisinde ABD, Rusya ve Japonya’nın ardından dördüncü sırada yer aldı.
Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi (BMİDÇS) ve Kyoto Protokolü gereği Türkiye’nin de yer aldığı gelişmiş ülkeler her yıl sera gazı salım oranlarını açıklıyor. Türkiye de 2015 yılı karnesini geçtiğimiz günlerde ortaya koydu. Türkiye’nin Ulusal Sera Gazı Envanter Raporu’nun sonuçlarına göre; Türkiye’deki ormanlar yıllık 51.1 milyon tonluk sera gazı azaltım miktarı ile gelişmiş ülkeler içerisinde ABD, Rusya ve Japonya’nın ardından dördüncü sırada yer aldı. Sürdürülebilir Üretim ve Tüketim Derneği (SÜT-D) Ormanlar ve Arazi Kullanım Kurulu Başkanı ve İstanbul Üniversitesi Orman Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Yusuf Serengil, Almanya’nın Bonn şehrinde halen devam eden BMİDÇS Ulusal Raporlamalar toplantısında, 21 Mart Dünya Ormancılık Günü ve Orman Haftası kapsamında Türkiye raporuyla ilgili çarpıcı değerlendirmelerde bulundu.
Prof. Dr. Yusuf Serengil rapora göre, 2013 yılı itibarıyla 21.9 milyon hektara çıkan Türkiye’deki orman alanlarının karbon tutma kapasitesinin tüm Avrupa ülkelerini geride bıraktığını açıkladı. Prof. Dr. Serengil, Türkiye’deki ormanların iklim değişikliği ile mücadele kapasitesini daha da artırmanın mümkün olduğunu belirterek şunları söyledi:
“Türkiye’nin orman karnesinde notunun şu anda ‘iyi’ olduğunu söyleyebiliriz; ancak bunu ‘pekiyi’ yapmak da elimizde. Şu anda ormanlarımızın halen yarısına yakını bozuk, kapalılığı ve sıklığı da az. Bozuk ormanların iyileştirilmesi, orman alanlarının yol ve benzeri yapılarla parçalanmasının önlenmesi ve ormancılık sektörüne desteğin artırılması ile iklim değişikliğiyle daha güçlü mücadele edebiliriz.”
Hem dünyanın hem de Türkiye’nin daha fazla yeşil bir doğaya ihtiyaç olduğunu belirten Serengil, “Bir orman ekosistemi hektar başına 350 ton CO2 eşdeğerine kadar karbon tutabilmektedir. Dolayısıyla 10 hektarlık bir orman, birçok fabrikanın veya sanayi tesisinin yıllık sera gazı salımlarını sıfırlayabilir. İklim değişikliği ile mücadeleye destek vermek isteyen özel sektör kuruluşları için bu iyi bir olasılık olarak görülmektedir. Bu mücadele beraberinde, orman yetiştirerek biyoçeşitliliği korumak, su üretimini iyileştirmek, yaban hayatı desteklemek, istihdam oluşturmak gibi birçok pozitif katkıyı da sağlayacaktır” diye konuştu. ANKA
Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi (BMİDÇS) ve Kyoto Protokolü gereği Türkiye’nin de yer aldığı gelişmiş ülkeler her yıl sera gazı salım oranlarını açıklıyor. Türkiye de 2015 yılı karnesini geçtiğimiz günlerde ortaya koydu. Türkiye’nin Ulusal Sera Gazı Envanter Raporu’nun sonuçlarına göre; Türkiye’deki ormanlar yıllık 51.1 milyon tonluk sera gazı azaltım miktarı ile gelişmiş ülkeler içerisinde ABD, Rusya ve Japonya’nın ardından dördüncü sırada yer aldı. Sürdürülebilir Üretim ve Tüketim Derneği (SÜT-D) Ormanlar ve Arazi Kullanım Kurulu Başkanı ve İstanbul Üniversitesi Orman Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Yusuf Serengil, Almanya’nın Bonn şehrinde halen devam eden BMİDÇS Ulusal Raporlamalar toplantısında, 21 Mart Dünya Ormancılık Günü ve Orman Haftası kapsamında Türkiye raporuyla ilgili çarpıcı değerlendirmelerde bulundu.
Prof. Dr. Yusuf Serengil rapora göre, 2013 yılı itibarıyla 21.9 milyon hektara çıkan Türkiye’deki orman alanlarının karbon tutma kapasitesinin tüm Avrupa ülkelerini geride bıraktığını açıkladı. Prof. Dr. Serengil, Türkiye’deki ormanların iklim değişikliği ile mücadele kapasitesini daha da artırmanın mümkün olduğunu belirterek şunları söyledi:
“Türkiye’nin orman karnesinde notunun şu anda ‘iyi’ olduğunu söyleyebiliriz; ancak bunu ‘pekiyi’ yapmak da elimizde. Şu anda ormanlarımızın halen yarısına yakını bozuk, kapalılığı ve sıklığı da az. Bozuk ormanların iyileştirilmesi, orman alanlarının yol ve benzeri yapılarla parçalanmasının önlenmesi ve ormancılık sektörüne desteğin artırılması ile iklim değişikliğiyle daha güçlü mücadele edebiliriz.”
Hem dünyanın hem de Türkiye’nin daha fazla yeşil bir doğaya ihtiyaç olduğunu belirten Serengil, “Bir orman ekosistemi hektar başına 350 ton CO2 eşdeğerine kadar karbon tutabilmektedir. Dolayısıyla 10 hektarlık bir orman, birçok fabrikanın veya sanayi tesisinin yıllık sera gazı salımlarını sıfırlayabilir. İklim değişikliği ile mücadeleye destek vermek isteyen özel sektör kuruluşları için bu iyi bir olasılık olarak görülmektedir. Bu mücadele beraberinde, orman yetiştirerek biyoçeşitliliği korumak, su üretimini iyileştirmek, yaban hayatı desteklemek, istihdam oluşturmak gibi birçok pozitif katkıyı da sağlayacaktır” diye konuştu. ANKA