Tabipleri Birliği (TTB) başkanı Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı, 11 kenti etkileyen Maraş merkezli depremlerin ardından bölgede incelemeler yaptı.
Deprem bölgesindeki durumunu bianet'e anlatan Prof. Dr. Korur- Fincancı, deprem bölgesinde elverişli barınma ve beslenme koşullarının bulunmaması nedeniyle birtakım sağlık sorunlarının yaşandığını fakat buna bir salgın denemeyeceğini söyledi.
"Vakalarda artış var"
Korur- Fincancı, hijyenle ilgili ciddi sorunlar olduğunu ve bölgede uyuz vakalarında artış başladığını vurguladı:
“Deprem bölgesinde genellikle üst solunum yolu enfeksiyonlarıyla karşılaştık. Isınma problemiyle ilgili özellikle çocuklarda alt solunum yolu yani zatürre gibi bir takım sağlık sorunlarıyla karşılaşabiliyoruz ama bunlara salgın değil vaka sayılarında artış diye tanımlamak daha uygun.
"Bununla beraber eğer önlemler alınmazsa barınma koşulları iyileştirilmezse tuvalet, temiz suya erişim sorunu çözülmezse elbette her zaman salgın riski var.
"Sağlık sorunlarının çözümünde ise; en önemli adımlardan biri, uygun barınma koşullarının sağlanmasıdır. Bunlar sağlanmadığında sindirim sistemiyle ilgili sıkıntılar, ishalli hastalıklar, solunum yollarına ilişkin sağlık sorunları görülebilir."
"Çocuk aşılamaları geç de olsa başladı"
Halk sağlığı merkezlerinin depremde yıkılmasından dolayı çocuk aşılamalarının gecikmeli de olsa başladığını belirten Korur- Fincancı barınma koşullarını düzeltmeden sağlık sorunlarını çözebilmenin kolay olmadığını söyledi:
“Maraş'ta, Malatya'da Sağlık Müdürlükleri saha çalışmalarına başlamış durumda. Aile Sağlığı Merkezleri de geçici yerleşim yerleri kuruyorlar. Sağlık çadırlarını kurdukça da aşılamaları yürütüyorlar.
“Hatay'da ise; Dörtyol dışındaki diğer ilçelerde sağlık kurumları yıkılmış ya da hasar görmüş durumda. Gönüllü hekimler ve sağlık çalışanları hastaneler önündeki çadırlarda birinci basamak sağlık hizmeti sunuyor.
"Aile hekimlikleri yıkıldığı için sağlık hizmetleri açısından da çok ciddi sorunlar var. Eğer geçici yerleşim alanlarına aile sağlığı merkezleri oluşturulmazsa sorun daha derinleşebilir."
"Sağlık hizmeti gönüllü ve dönüşümlü olmalı"
Doğal afet zamanlarında salgın hastalıkları ve en yaygın sağlık sorunlarını önlemek adına öncelikle sağlık hizmetlerinin sürdürülebilir olmasının önemine dikkat çeken Fincancı sözlerini şöyle sürdürdü:
“Depremzede olan sağlık çalışanlarının çalıştırılmaması gerekiyor. Gönüllülerle düzenli dönüşümlü sağlık hizmeti sunumunu sağlamak gerekiyor.
"Bunun için yapılan çalışmalar çok gecikti. İlk dört gün hekimler, sağlık çalışanları, sağlık hizmeti sunmak zorunda kaldılar. Üstelik pek çok sağlık kurumu da depremde zarar gördüğü için çok zor koşullarda bazı binaların riskli olmasına rağmen içinde sağlık hizmeti sunumu yapmak durumunda kaldılar."
Atanan validen depremzede sağlık çalışanıan tehdit
Deprem bölgesindeki depremzede sağlık çalışanlarının yaşadığı sorunlara da dikkat çeken Korur- Fincancı, Adıyaman'da koordinatör vali olarak görev yapan Ordu Valisi Tuncay Sonel'in depremzede sağlık çalışanını "tehdit" içeren bir yazı gönderdiğini belirtti:
"Atanan valiler tarafından bazı depremzede sağlık çalışanlarının tehdit edildiğini duyduk. Adıyaman'a atanan koordinatör vali depremzede sağlık çalışanına 'görevinizin başında olmanız gerekiyor' diye tehdit eden yazışmalar yapılmış.
"Sağlık Bakanı dün Adıyaman'daydı. Adıyaman'a atanan koordinatör valilinin tutumdan haberdar olunca idarecileri uyarmış ama bu böyle uyarmalarla falan olacak bir şey değil. Her yerde standart bir tavır alınması gerekir."
"Depremzede sağlık çalışanları zor durumda"
Korur- Fincancı, depremzede sağlık çalışanlarının hâlâ bazı yerlerde çalıştırıldığını ve suçlayıcı söylemlerle karşı karşıya kaldıklarını aktardı:
"Kendileri de depremzede olan sağlık çalışanları vicdansızlıkla suçlanıyor. Oysa kendileri de depremzede ve evleri yıkılmış. Örneğin Malatya'da sağlık hizmeti sunan bir meslektaşımızın çadırda kaldığını öğrendik.
"Esnek çalışmaya geçildiği için o arada annesini evden çıkarıp güvendiği gibi yere taşıyabilmiş. Sağlık çalışanları da böyle sorunlar yaşıyor, barınma alanları yok, evleri yıkılmış, zarar görmüş durumda.