Çocuk, her yerde çocuktur
A-tipi cezaevinde düzenlenen 23 Nisan Ulusal egemenlik ve Çocuk Bayramı etkinlikleri sırasında konuşan Cumhuriyet Başsavcısı Ahmet Karayiğit, 2003 yılında cezaevinde eğitim seferberliği yılı ilan ettiklerini söyledi.
Başsavcı Karayiğit, “Cezaevinde eğitime önem veriyoruz” dedi.
Karayiğit, “Çocuk her yerde çocuktur. Ailede, evde, sokakta, fabrikada çocuktur, iş yerinde çocuktur ve de cezaevinde de çocuktur. Bize düşen görev, çocuklarımıza, gençlerimize, insanlarımızı cezaevinde de olsa geleceğe hazırlamaktır. Geleceğimizi onlarla garanti altına almaktır. Cezaevindeki insanları eğitmek konusunda yoğun bir çalışma içine girdik. Bu amaçla kadınlar için bitki ve nakış kursu açtık. 20 kadına, milli eğitimden gelen öğretmen tarafından kurs veriliyor. Gaziantep Üniversitesi turizm meslek yüksek okulu ile ortaklaşa düzenlediğimiz bir çalışma ile de 20 kadar gencimize garsonluk ve aşçılık kursu veriyoruz. Bunlar, kurs sonunda beş yıldızlı otellerde Bu işi yapabilecek duruma gelecekler” diye açıklama yaptı.
Temel haklar korunmalı
Fason işler alarak eldiven işleyen kadınların bütçesine katkı sağladığını belirtirken Karayiğit, okuma-yazma, üniversite hazırlık ve İngilizce kurslarına devam ettiğini kaydederken, “Yakın bir zamanda halkoyunları kursumuz açılacak. Yılbaşından beri devam eden tiyatro çalışmaları sonucu birkaç oyunu sahnelendi. Konser çalışmaları oldu. Gazianteplilere katkılarından dolayı teşekkür ediyorum” dedi.
Müdürlerin koltuğuna da çocuk mahkumlar oturdu
Bu arada cezaevi müdürü Zeki Yıldırım’ın makamına temsilen oturan ve gasp suçundan 55 gündür cezaevinde kalan Ahmet Doğan, hapishaneye yeni düşen mahkûmların temel haklarının korunması için karar alacağını söyledi. İkinci müdürün makamını devralan ve yaralamadan 32 gündür cezaevinde yatan Emrah Çapkın ise “Allah kimseyi buraya düşürmesin. Kimse buraya düşecek şeyler yapmasın” dedi. Cezaevi üçüncü müdürünün makamına ise gasp suçundan 47 gündür cezaevinde yatan Cuma Bozyılan oturdu. Karayiğit, sohbet esnasında kütüphanede 7000’e yakın kitap olduğunu, ancak kitapları raflarda durmasının bir anlamı ifade etmeyeceğini, mahkumlara ve personele kitap okuma ortamının yaratılması gerektiğinin altını çizdi.