Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim-Sen), yaptığı yazılı açıklamada 20-24 Eylül arasındaki vaka ve kapanan sınıf sayılarını paylaştı. COVID-19’a yakalanan öğrenci ve öğretmen sayısındaki artışa dikkat çeken Eğitim-Sen, “MEB sınıf kapanmalarının önüne geçecek tedbirleri hızla almak zorundadır” dedi.
"MEB sistemsel kriz yaşıyor"
Eğitim-Sen, Milli Eğitim Bakanlığı'nın 1,5 yıldır devam eden pandemi sürecinde yüz yüze eğitime yeterince hazırlık yapamamasının nedeninin yaşadığı sistemsel kriz olduğunu savundu:
"Bu sistemsel krizin bir sonucu olarak yeni eğitim öğretim yılının hemen öncesinde bakan değişikliğine gidilmiş, birçok bürokrat ve eğitim yöneticisi değiştirilmiştir. Tam zamanlı yüz yüze eğitime seferberlik düzeyinde yaklaşılması temel bir ihtiyaçken, bütün bir yaz dönemi MEB'deki görev değişiklikleriyle geçmiştir."
"Kapanma derin kayıplara yol açar"
AKP iktidarının eğitime ayırdığı bütçenin çok düşük seviyede olması nedeniyle ek kadro istihdamı ve okullarda fiziki yenilenmenin sağlanamadığını ifade eden Eğitim-Sen, şöyle dedi:
"Eğitim emekçileri, öğrenciler ve veliler yeni bir kapanmanın her boyutta ortaya çıkaracağı derin kayıplara tahammül edemeyeceklerdir. Okullarımızda ortaya çıkan vakaların en az düzeye düşürülmesi ve sınıfların kapanmasının önüne geçilmesi gerekmektedir. Sağlıklı ve güvenli eğitim ortamlarında tam zamanlı yüz yüze eğitim her çocuğumuzun temel hakkıdır."
Acil alınması gereken tedbirler
Eğitim-Sen, tam zamanlı yüz yüze eğitimin sürdürülebilir olması için acil alınması gereken tedbirleri şöyle sıraladı:
Eğitim alanına bir an önce ek derslikler kazandırılmalıdır. Bunun için atıl durumdaki kamu binalarından ve kapanan özel okul binalarından yararlanılmalıdır. Dersliğe dönüştürülebilecek büyüklükteki okul yöneticisi odaları sınıf olarak kullanılmalıdır.
Kapalı köy okulları hızla tadilattan geçirilerek açılmalıdır. Taşımalı eğitimdeki okullar, diğer okullardaki derslik ihtiyacını giderecek şekilde kullanılmalıdır.
Sınıf mevcutları çok az olan ve birbirine yakın imam hatip okulları birleştirilmeli, açığa çıkan okullar akademik okullara dönüştürülmelidir.
İllerimizde çok sayıda okul "depreme dayanıklılığı güçlendirme çalışmaları" adı altında kapatılmış ve binlerce öğrenci başka okullara kaydırılmıştır. Güçlendirme çalışmaları bir an önce tamamlanmalı ve bu okullar açılmalıdır.
Okullardaki hijyen ortamı için bir an önce ihtiyaç olan sayı belirlenerek kadrolu yardımcı hizmet personeli ataması yapılmalıdır. İŞKUR üzerinden geçici görevlendirmelere son verilmelidir.
Ücretli öğretmen görevlendirmelerine son verilmeli ve ihtiyaç kadar öğretmen ataması bir an önce yapılmalıdır.
Kış aylarına girmeden, pencereler sağlıklı havalandırma ihtiyacına göre yenilenmelidir.
Ders süreleri azaltılmalı, öncelikle 30 dakikaya düşürülmelidir. Teneffüs saatleri aşırı yoğunluk olmayacak şekilde planlanmalıdır.
Okul öncesi için de ders süreleri düşürülmeli, öğretmenlere teneffüs hakkı tanınacak şekilde düzenlemelere gidilmelidir.
Halk eğitim merkezlerinde kursiyer yaş düzeylerinden dolayı bulaş riskinin daha yüksek olacağı düşünülmeli, mesafe kuralına uygun derslikler ayarlanmalıdır. Ders süreleri ve aralar benzer şekilde düzenlenmelidir.
MEB, bu tedbirlerin hayata geçirilebilmesi için ek ödenekleri ivedilikle sağlamalıdır. Yeni merkezi bütçede eğitime ayrılan payın, sıralanan tüm tedbirlere rahatlıkla yetecek bir düzeye çıkarılması sağlanmalıdır.