Yüz yüze eğitim her çocuğumuzun temel hakkı
Parlakçı, “MEB, yüz yüze eğitimin devamını sağlamak gibi tarihi bir görevle karşı karşıyadır. Bu önemde yaklaşarak görevlerini yerine getirmek zorunda. Eğitim emekçileri, öğrenciler ve veliler yeni bir kapanmanın her boyutta ortaya çıkaracağı derin kayıplara tahammül edemeyeceklerdir. Okullarımızda ortaya çıkan vakaların en az düzeye düşürülmesi ve sınıfların kapanmasının önüne geçilmesi gerekir. Sağlıklı ve güvenli eğitim ortamlarında tam zamanlı yüz yüze eğitim her çocuğumuzun temel hakkıdır. Bu hakkı savunmaya devam edecek ve sessiz kalmayacağız” dedi.
Hijyen koşullarının iyileştirilmesi sağlanamadı
Eğitime ayrılan bütçenin çok düşük seviyede olması dolayısıyla ne ek kadro istihdamı ne okullarda fiziki yenilenmenin sağlanamadığını açıklayan Parlakçı, “Salgın koşullarında tam zamanlı yüz yüze eğitimi sürdürebilmek ciddi bir stratejiyi ve buna uygun ek bütçeyi zorunlu kılmaktadır. MEB, seyreltilmiş sınıfları hayata geçirememiş, ek derslik kazandıramamış, öğretmen odaları, öğrenci ve öğretmen tuvaletlerini çoğaltamamış, sınıfların havalandırılması için pencere sistemlerini değiştirememiş, sağlıklı ulaşım konusunda yerel yönetimlerle birlikte strateji geliştirilmesine öncülük edememiştir. İhtiyaç oranında ek kadro atamamış, her okula bir sağlık personeli görevlendirememiş, yeterli sayıda yardımcı hizmet personelinin her okula atanmasıyla hijyen koşullarının iyileştirilmesini sağlayamadı” ifadelerini kullandı.
Atıl durumdaki kamu binaları eğitimde kullanılmalı
Başkan Parlakçı, tam zamanlı yüz yüze eğitimin sürdürülebilir olmasının hayati önem taşıdığını kaydederken, “Eğitim alanına bir an önce ek derslikler kazandırılmalıdır. Bunun için atıl durumdaki kamu binalarından ve kapanan özel okul binalarından yararlanılmalıdır. Dersliğe dönüştürülebilecek büyüklükteki okul yöneticisi odaları sınıf olarak kullanılmalıdır. Kapalı köy okulları hızla tadilattan geçirilerek açılmalıdır. Taşımalı eğitimdeki okullar, diğer okullardaki derslik ihtiyacını giderecek şekilde kullanılmalıdır. Sınıf mevcutları çok az olan ve birbirine yakın imam hatip okulları birleştirilmeli, açığa çıkan okullar akademik okullara dönüştürülmelidir. İllerimizde çok sayıda okul “depreme dayanıklılığı güçlendirme çalışmaları” adı altında kapatılmış ve binlerce öğrenci başka okullara kaydırılmıştır. Güçlendirme çalışmaları bir an önce tamamlanmalı ve bu okullar açılmalı” şeklinde konuştu.
Kış aylarına girmeden pencereler yenilenmeli
Eğitim Sen Gaziantep Şube Başkanı Ömer Parlakçı, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Okullardaki hijyen ortamı için bir an önce ihtiyaç olan sayı belirlenerek kadrolu yardımcı hizmet personeli ataması yapılmalıdır. İŞKUR üzerinden geçici görevlendirmelere son verilmelidir. Ücretli öğretmen görevlendirmelerine son verilmeli ve ihtiyaç kadar öğretmen ataması bir an önce yapılmalıdır. Kış aylarına girmeden, pencereler sağlıklı havalandırma ihtiyacına göre yenilenmelidir. Ders süreleri azaltılmalı, öncelikle 30 dakikaya düşürülmelidir. Teneffüs saatleri aşırı yoğunluk olmayacak şekilde planlanmalıdır. Okul öncesi için de ders süreleri düşürülmeli, öğretmenlere teneffüs hakkı tanınacak şekilde düzenlemelere gidilmelidir. Halk eğitim merkezlerinde kursiyer yaş düzeylerinden dolayı bulaş riskinin daha yüksek olacağı düşünülmeli, mesafe kuralına uygun derslikler ayarlanmalıdır. Ders süreleri ve aralar benzer şekilde düzenlenmelidir. MEB, bu tedbirlerin hayata geçirilebilmesi için ek ödenekleri ivedilikle sağlamalıdır. Yeni merkezi bütçede eğitime ayrılan payın, sıralanan tüm tedbirlere rahatlıkla yetecek bir düzeye çıkarılması sağlanmalı.” Hüseyin Karataş