Merkez Bankası, 2014 yılı sonu enflasyon tahminini 1.3 puan yukarı yönlü güncelledi. Merkez Bankası Başkanı Erdem Başçı, enflasyonun yüzde 70 olasılıkla, 2014 yılı sonunda orta noktası yüzde 8.9 olmak üzere, yüzde 8.4 ile yüzde 9.4 aralığında gerçekleşeceğini tahmin ettiklerini belirterek, 2015 yılı sonu tahminlerinin orta noktasının ise yüzde 6.1 olmak üzere yüzde 4.6 ile yüzde 7.6 aralığında yer aldığını bildirdi. Başçı, enflasyonun orta vadede yüzde 5 düzeyinde istikrar kazanacağını ifade etti.
Merkez Bankası Başkanı Erdem Başçı, Enflasyon Raporu’nu İstanbul’da açıkladı. Bilgilendirme toplantısında bir konuşma yapan Başçı, yılın üçüncü çeyreğinde, gelişmekte olan ülkelerin para politikalarına dair belirsizliklerin etkisi ile küresel finansal piyasalarda kısmi bir oynaklık artışı yaşandığını vurguladı. ABD Merkez Bankası’nın (Fed) nicel genişleme adımlarını sonlandırırken, politika faizi artırımının zamanlamasına ve büyüklüğüne dair belirsizliklerin devam ettiğine dikkat çeken Başçı, “Avrupa Merkez Bankası (ECB) ise bu dönemde ekonomik yavaşlama ve deflasyon risklerine karşı politika faizlerinde indirime gitti ve teminatlı tahvil ile varlığa dayalı menkul alımları yoluyla bir çeşit nicel genişleme programı açıkladı. 2014 yılı ikinci ve üçüncü çeyreğinde küresel iktisadi faaliyete dair göstergeler beklentilerin altında kaldı ve yıl geneli için büyüme beklentileri aşağı yönlü güncellendi. Finansal piyasalardaki oynaklıklar ve küresel büyüme oranlarındaki düşüşler gelişmekte olan ülkelere yönelik sermaye akımlarının dalgalı bir seyir izlemesine neden oldu” diye konuştu.
Türkiye ekonomisine dair gelişmeleri değerlendirildiğinde, yakın dönemde gözlenen küresel finansal oynaklığın etkilerinin Türkiye’de de diğer gelişmekte olan ülkelerle oldukça benzer şekilde gerçekleştiğini söyleyen Başçı, “Üçüncü çeyrekte, risk primi göstergeleri Türkiye için diğer gelişmekte olan ülkelere benzer bir seyir izledi. İlk çeyrek sonrasında iktisadi faaliyette bir miktar ivme kaybı yaşandı. Avrupa Birliğinde büyümenin yavaşlaması ve jeopolitik gelişmeler dış talebi sınırlıyor. Zayıflayan dış talebe rağmen ihracat dengeli büyümeyi desteklemeye devam ediyor” dedi.
Alınan makroihtiyati önlemler ve sıkı para politikası duruşunun çekirdek enflasyon eğilimi üzerinde olumlu etkide bulunduğuna dikkat çeken Başçı, çekirdek göstergelerin enflasyon eğiliminde yılın ilk yarısında yaşanan yüksek miktarlı artışların büyük bir kısmı üçüncü çeyrek itibarı ile geri alındığını vurguladı. Döviz kuru gelişmelerinin olumsuz etkilerinin azalması ile birlikte temel mal grubu yıllık enflasyonundaki düşüşün sürdüğünü ifade eden Başçı, “Ayrıca, düşen petrol fiyatları enerji grubundaki enflasyon baskılarını sınırlıyor. Bununla birlikte, gıda fiyatlarındaki yüksek seyir nedeni ile enflasyon hedefin belirgin olarak üzerinde seyretmeye devam ediyor. Önümüzdeki yıl, enflasyonda önemli bir düşüş süreci yaşanacağını öngörüyoruz. Birikimli kur etkilerinin azalmaya devam etmesi, gıda enflasyonunun geçmiş yıllar ortalamasına dönmesi ve başta petrol olmak üzere düşen emtia fiyatları enflasyondaki düşüşe katkıda bulunacak temel unsurlar olarak sıralanabilir. Özellikle, Orta Vadeli Program (OVP)’da açıklanan sıkı maliye politikası duruşunun da enflasyondaki düşüş sürecini destekleyeceğini düşünmekteyiz” ifadelerini kullandı.
Eylül ayından itibaren jeopolitik riskler ve finansal piyasalarda yaşanan oynaklığı göz önünde bulundurarak sıkı para politikasını sıkı likidite politikasıyla desteklediklerini bildiren Başçı, “Bu çerçevede BIST gecelik repo faizleri Temmuz ve Ağustos aylarında bir hafta vadeli repo ihale faizine yakın seviyelerde oluşurken, son dönem itibarıyla faiz koridorunun üst bandına yakın bir seyir izledi. Ölçülü faiz indirimlerine gitmiş olmakla beraber, bu çeyrekte de getiri eğrisini yataya yakın tutmak suretiyle para politikasındaki sıkı duruşumuzu sürdürdük. 5 yıllık piyasa faizleriyle BIST Bankalararası Gecelik Repo Faizleri arasındaki fark Ekim ayı itibarıyla negatif değerlerde seyretti. Ayrıca son dönemde likidite politikasını sıkılaştırmamızın da etkisiyle kısa vadeli faizlerde belirgin bir artış gözledik. Böylece getiri eğrisinin yataya yakın konumunu korumaktayız. Uzun ve kısa vadeli faizler arasındaki farka baktığımızda ise bu farkın tarihsel seviyelerinin altında seyretmeye devam ettiğini görüyoruz. Önümüzdeki dönemde enflasyon beklentilerini, fiyatlama davranışlarını ve enflasyonu etkileyen diğer unsurları yakından izleyecek ve enflasyon görünümünde belirgin bir iyileşme sağlanana kadar getiri eğrisini yataya yakın tutmak suretiyle para politikasındaki sıkı duruşumuzu sürdüreceğiz” diye konuştu.
Merkez Bankası Başkanı Erdem Başçı, Enflasyon Raporu’nu İstanbul’da açıkladı. Bilgilendirme toplantısında bir konuşma yapan Başçı, yılın üçüncü çeyreğinde, gelişmekte olan ülkelerin para politikalarına dair belirsizliklerin etkisi ile küresel finansal piyasalarda kısmi bir oynaklık artışı yaşandığını vurguladı. ABD Merkez Bankası’nın (Fed) nicel genişleme adımlarını sonlandırırken, politika faizi artırımının zamanlamasına ve büyüklüğüne dair belirsizliklerin devam ettiğine dikkat çeken Başçı, “Avrupa Merkez Bankası (ECB) ise bu dönemde ekonomik yavaşlama ve deflasyon risklerine karşı politika faizlerinde indirime gitti ve teminatlı tahvil ile varlığa dayalı menkul alımları yoluyla bir çeşit nicel genişleme programı açıkladı. 2014 yılı ikinci ve üçüncü çeyreğinde küresel iktisadi faaliyete dair göstergeler beklentilerin altında kaldı ve yıl geneli için büyüme beklentileri aşağı yönlü güncellendi. Finansal piyasalardaki oynaklıklar ve küresel büyüme oranlarındaki düşüşler gelişmekte olan ülkelere yönelik sermaye akımlarının dalgalı bir seyir izlemesine neden oldu” diye konuştu.
Türkiye ekonomisine dair gelişmeleri değerlendirildiğinde, yakın dönemde gözlenen küresel finansal oynaklığın etkilerinin Türkiye’de de diğer gelişmekte olan ülkelerle oldukça benzer şekilde gerçekleştiğini söyleyen Başçı, “Üçüncü çeyrekte, risk primi göstergeleri Türkiye için diğer gelişmekte olan ülkelere benzer bir seyir izledi. İlk çeyrek sonrasında iktisadi faaliyette bir miktar ivme kaybı yaşandı. Avrupa Birliğinde büyümenin yavaşlaması ve jeopolitik gelişmeler dış talebi sınırlıyor. Zayıflayan dış talebe rağmen ihracat dengeli büyümeyi desteklemeye devam ediyor” dedi.
Alınan makroihtiyati önlemler ve sıkı para politikası duruşunun çekirdek enflasyon eğilimi üzerinde olumlu etkide bulunduğuna dikkat çeken Başçı, çekirdek göstergelerin enflasyon eğiliminde yılın ilk yarısında yaşanan yüksek miktarlı artışların büyük bir kısmı üçüncü çeyrek itibarı ile geri alındığını vurguladı. Döviz kuru gelişmelerinin olumsuz etkilerinin azalması ile birlikte temel mal grubu yıllık enflasyonundaki düşüşün sürdüğünü ifade eden Başçı, “Ayrıca, düşen petrol fiyatları enerji grubundaki enflasyon baskılarını sınırlıyor. Bununla birlikte, gıda fiyatlarındaki yüksek seyir nedeni ile enflasyon hedefin belirgin olarak üzerinde seyretmeye devam ediyor. Önümüzdeki yıl, enflasyonda önemli bir düşüş süreci yaşanacağını öngörüyoruz. Birikimli kur etkilerinin azalmaya devam etmesi, gıda enflasyonunun geçmiş yıllar ortalamasına dönmesi ve başta petrol olmak üzere düşen emtia fiyatları enflasyondaki düşüşe katkıda bulunacak temel unsurlar olarak sıralanabilir. Özellikle, Orta Vadeli Program (OVP)’da açıklanan sıkı maliye politikası duruşunun da enflasyondaki düşüş sürecini destekleyeceğini düşünmekteyiz” ifadelerini kullandı.
Eylül ayından itibaren jeopolitik riskler ve finansal piyasalarda yaşanan oynaklığı göz önünde bulundurarak sıkı para politikasını sıkı likidite politikasıyla desteklediklerini bildiren Başçı, “Bu çerçevede BIST gecelik repo faizleri Temmuz ve Ağustos aylarında bir hafta vadeli repo ihale faizine yakın seviyelerde oluşurken, son dönem itibarıyla faiz koridorunun üst bandına yakın bir seyir izledi. Ölçülü faiz indirimlerine gitmiş olmakla beraber, bu çeyrekte de getiri eğrisini yataya yakın tutmak suretiyle para politikasındaki sıkı duruşumuzu sürdürdük. 5 yıllık piyasa faizleriyle BIST Bankalararası Gecelik Repo Faizleri arasındaki fark Ekim ayı itibarıyla negatif değerlerde seyretti. Ayrıca son dönemde likidite politikasını sıkılaştırmamızın da etkisiyle kısa vadeli faizlerde belirgin bir artış gözledik. Böylece getiri eğrisinin yataya yakın konumunu korumaktayız. Uzun ve kısa vadeli faizler arasındaki farka baktığımızda ise bu farkın tarihsel seviyelerinin altında seyretmeye devam ettiğini görüyoruz. Önümüzdeki dönemde enflasyon beklentilerini, fiyatlama davranışlarını ve enflasyonu etkileyen diğer unsurları yakından izleyecek ve enflasyon görünümünde belirgin bir iyileşme sağlanana kadar getiri eğrisini yataya yakın tutmak suretiyle para politikasındaki sıkı duruşumuzu sürdüreceğiz” diye konuştu.