ANASAYFA arrow right Ekonomi

“AKP vahşi madenciliğin önünü açılıyor”

“AKP vahşi madenciliğin önünü açılıyor”
YAYINLAMA: 23 Haziran 2025 / 16.42
GÜNCELLEME: 23 Haziran 2025 / 16.42

CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, tarım alanlarında ciddi tahribat yaratacağı gerekçesiyle TBMM’ye gelen torba yasa teklifinin geri çekilmesini istedi. Gürer, “50 bin zeytin ağacı maden uğruna feda ediliyor” dedi.

CHP Niğde Milletvekili ve Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonu Üyesi Ömer Fethi Gürer, Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonu'nda 26 saat süren müzakereler sonrası geçen Maden Kanunu, Çevre Kanunu, Mera Kanunu, Orman Kanunu, Yapı Denetim Kanunu, Yenilenebilir Enerji Kanunu ve Zeytinliklerin Islahı Kanunu'nda olumsuz değişiklikler içeren torba kanun teklifinin TBMM’de görüşülmeden geri çekilmesini istedi.

Gürer, bu düzenlemenin maden işletmeleri izin süreçlerini kolaylaştıran, ÇED sürecini işlevsizleştiren, kamu yararını sınırlayan, yalnızca zeytinliklere değil, Türkiye'nin tarımsal yapısına, çevresine ve kırsal yaşamına ciddi zararlar verebilecek düzenlemeler içerdiğini söyledi.

Düzenlemenin, çevre ve doğa katliamına yol açacağını belirten Gürer “Daha önce de bu tür tekliflerle karşılaştık. Tam 9 kez zeytine yönelik kanun teklifi meclise geldi ve muhalefet ile kamuoyunun tepkisiyle geri çekildi. AKP bu bağlamda ısrarını sürdürüyor.50 bine yakın zeytin ağacı olan bölgede ağaçların taşınması yanında, maden, çevre, mera, orman, enerji ve yapı denetim kanunları gibi geniş bir düzenleme alanı içeren kanun teklifi sorunlar üretecek düzenlemeler getiriyor” dedi.

Yasa tasarısının, vahşi madenciliğin önünü açacağını, sit alanları dahil her yerde denetimsiz madencilik yapılmasına olanak sağlayacağını belirtti.

“Kömüre değil zeytin sahip çıkılmadır”

Gürer, düzenlemenin çevresel ve ekonomik sonuçlarına değinerek şunları kaydetti:

“Kanun teklifi Çevre Etki Değerlendirme sürecini sınırlayarak işlevsiz kılmaktadır. 20 milyon hektara ulaşan ruhsatlı maden sahasının kontrolsüz genişlemesine olanak yaratabilecektir. 1,2 milyon hektar tarım alanı da kanun düzenlemesi ile risk altına girmektedir. Gıda güvenliği yanında karbon yutak alanları sorunlu kılınıyor.

Zeytinlikler, sit alanları ve kıyı alanları torba teklifte yer alan maddeler ile halkın yararına değil gözü doymayan şirketlerin taleplerine uygun kılınan düzenlemeler getiriliyor. Vahşi madenciliğin yolu açılıyor. Komisyondan geçen teklif, yönetmenlikleri etkisizleştirilen, denetimleri sınırlayan, maden çıkarmayı kolaylaştırıp hızlandıran ve zeytin alanları yok ederek ekosistemi bozan bir yaklaşım içermektedir.

İklim değişikliği ilgili düzenlemelerde yer alan doğayı koruma, ormanı koruma, ağaçlı alanları koruma ve kömürü sınırlama yaklaşımına tümden karşı duran bir anlayışta düzenlenen Bu yasa teklifi zeytin yasasının zeytin ağaçları koruma anlayışını ortadan kaldıran madde de yer almaktadır. 50 bin dolayında zeytin ağacı kömür çıkarma uğruna bulunduğu coğrafyadan yok edilmek istenmektedir.

Bu düzenleme, Türkiye’nin doğasını ve tarım alanlarını madencilik uğruna feda edilişinin son örneğidir. Oysa zeytin, bu toprakların en önemli değerlerinden biri. Zeytin ağaçları, yalnızca ekonomik bir değer değil; aynı zamanda ekosistemin temel taşlarından biridir. Zeytinliklerin yerini kömür madenleri alacaksa hem bugünümüzü hem de geleceğimizi kaybediyoruz demektir.”

“Zeytinlikler taşınabilir” diyenleri eleştirdi

Düzenlemeyi savunanların “Zeytin ağaçları taşınabilir” şeklindeki açıklamalarına da tepki gösteren Gürer, “50 bin zeytin ağacını taşımaktan söz ediyorlar. Bunun sağlıklı bir şekilde gerçekleşmesi mümkün değil. Taşınan ağaçların çoğu gittiği alana uyum sağlayamayarak yok olma riski de var. Yeni yerlerine uyum sağlayanların ise üretim kaybı yaşaması kaçınılmaz. Ayrıca ortaya çıkacak farklı sorunlarda var. Bu ağaçlar, bulundukları coğrafyanın bir parçasıdır ve o coğrafyada yaşamalıdır. Zeytin ağaçlarını taşımak, halkı da geçim kaynaklarını da kırsalı da köy yaşamını da yok etmek anlamına geliyor.” ifadelerini kullandı.

"Zeytin ve zeytinyağı üretimi olumsuz etkileyecek"

Zeytinliklerin madenciliğe açılmasının, Türkiye’nin zeytin ve zeytinyağı üretimini sorunlu kılacağına da dikkat çeken Gürer sözlerini şöyle sürdürdü:

“Türkiye, zeytin ve zeytinyağında önemli bir merkez. İhraç ettiğimiz ürünler arasında yer alıyor ve ekonomimize ciddi katkı sağlıyor. 1939’dan beri koruma altında olan zeytin ağaçları ve zeytincilik 1980 sonrası serbest piyasa ekonomisi ile risk altına girdi. Madenden önce turizm amaçlı yatırımların tehdidi altına giren zeytinlikler farklı yatırımlarda zarar gördü ve de madencilik için bu alanlara saldırılar oldu. Bu teklifte bunun genişletilmesine yöneliktir”

"Kırsal boşalıyor, tarım alanları daralıyor"

Gürer, Türkiye’de kırsal nüfusun azalmaya devam ettiğini de belirterek “Tarım alanları zaten daralmış durumda. Bu düzenleme, kırsalı özellikle kanun teklifi ile ortaya çıkacak düzenlemeler ile o bölgelerde kırsalın tamamen boşaltma riski taşıyor. Göçe yol açacaktır. Tarım alanlarımız son 20 yılda 3 ila 5 milyon hektar arasında daraldı. Şimdi de 1 milyon 200 bin hektar tarım alanı risk altında. Köylerimiz, yaşam alanlarımız birer birer yok ediliyor. Bu, yalnızca bugünün değil, geleceğin de sorunu” diye konuştu.

Madencilik faaliyetlerinin halka fayda sağlamadığını belirten Gürer, “Madenlerden elde edilen gelir, vatandaşa yansımıyor. Bu düzenleme, yalnızca belirli bir azınlık grubun çıkarına hizmet ediyor. Doğamızı ve yaşam alanlarımızı yok ederek, ülkemizin yer altı ve yer üstü varlıklarını yağmalıyorlar” dedi.

Düzenlemenin Genel Kurul’a gelmeden geri çekilmesini isteyen Gürer “Zeytinliklerin, meraların, tarım alanlarının ve doğamızın rant uğruna yok edilmesine izin vermemeliyiz” diyerek sözlerini sonlandırdı. Bianet

Yorumlar
Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *