Türkiye ekonomisinin yüzde 30’u kayıt dışı çalışıyor
Dün Resmi Gazete’de yayımlanan Uluslararası İşgücü Kanunu Uygulama Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik ile 6458 sayılı Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanununun 48. Maddesine yapılan ek ile 6458 sayılı Kanunun 46’ncı ve 91’inci maddeleri kapsamındaki “insani ikamet izni olanlar ve geçici koruma” altında sayılanlar “çalışma izni muafiyetine” dahil edildi.
CHP İçişleri Politikalarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı ve İzmir Milletvekili Murat Bakan, “Başta Suriyeliler olmak üzere yönetmelik kapsamında sözü edilen tüm yabancılar artık aynı Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları gibi, çalışma izni için başvurmadan çalışma hakkına sahip olacak” dedi ve sordu: “Türkiye ekonomisinin yüzde 30’unun, yani 10 milyon Türk vatandaşının kayıt dışı çalıştığı bir yerde Suriyeliler nasıl ve neden kayıtlı, sigorta ödeyerek çalışacaklar?”
CHP’li Bakan, “Türkiye, Geçici Koruma Altındaki Suriyelilerin çalışmaları ilk olarak Ocak 2016’da düzenlendi. Sorunlu ve işlemesi mümkün olmayan bir sistem kurdular. Tarım sektöründe çalışanlara çalışma izni muafiyeti getirdiler ve iş insanları Suriyelileri ucuz işgücü olarak sömürdü. Geçen yıl 108 bin çalışma izni verilmiş, ama çalışma izni alanların yüzde 80’inden fazlası bu izni aldıktan hemen sonra iptal ettirmiş ya da çalışmayı sonlandırmış. Yani 108 bin verisi de gerçeği yansıtmıyor aslında. Suriyelilerin çalışma izni alma süreçleri tamamen işverenin inisiyatifine bırakıldığından; zaten Suriyeliyi ucuz işçi olarak gören küçük ve orta büyüklükteki işverenin izne başvurmamasını sağlıyordu. Sıkı denetim de olmayınca, rahatça çalıştırdılar. Bu denetimsizlik bilinçli bir politikaydı. Şimdi neden bu düzenleme yapıldı, amaç ve niyet sorguluyoruz. Ve soruyoruz; Türkiye ekonomisinin yüzde 30’unun, yani 10 milyon Türk vatandaşının kayıt dışı çalıştığı bir yerde Suriyeliler nasıl ve neden kayıtlı, sigorta ödeyerek çalışacaklar?” diye konuştu.
‘İnsani ikamet’ uyarısı
‘İnsani ikamet’ konusuna dikkat çeken CHP’li Bakan sözlerini şöyle sürdürdü: “Yeni düzenleme ile Çalışma Bakanlığı’nın inisiyatifi de ortadan kaldırılıyor, bütün Suriyelilere otomatik bir biçimde çalışma izni alma hakkı tanınıyor, sadece İçişleri Bakanlığı’nın onay vermesi yetecek. ‘İnsani ikamet’ sahibi olan, yani Türkiye’ye yasadışı giriş yapan ve deport edilemeyen çok sayıdaki kişi de bu kapsama dahil edildi. Geçici koruma ve insani ikamet sorunu çok büyük bir sorun. Mesela Türkiye’ye son 10 senede 1.5 milyon Afgan ‘düzensiz göçmen’ diye yakalandı, bunların en fazla yüzde 20’si deport edildi, geri kalan 1 milyonun üzerindeki Afgan, 500 binin üzerindeki Pakistanlı hızlıca ‘insani ikamet’e alınır ve bu haklar olanlar tanınırsa ortaya iki büyük sorun çıkar. Biri; işverenler sigortalarını maaşlarından keserek öder, onları yine ucuz çalıştırır, ama Türkler aleyhine bir haksız rekabet oluşur. Diğeri ve daha da önemlisi, vatandaşlık yolu açılabilir. Normalde 5 yıl ikamet ile Türkiye’de kalanlar vatandaşlığa başvurabiliyor. Bu yol geçici koruma için kapalı. Onlara istisnai vatandaşlık veriliyor. Ama diğer ikamet türleri için yani insani ikamet için bu yol açılabilir. Hatta şöyle bir ihtimal de olabilir; Hükümet, eleştirilerin baskısı ile geçici korumayı iptal edip, insani ikamet veriyorum der ve başta Suriyeliler olmak üzere birçok yabancıya doğal vatandaşlık yolu açılabilir. Hiçbirimiz bunlar için ‘yok olmaz’ diyemeyiz. Biliyorsunuz, sonradan bir kısmı iptal edilmiş olsa da Süleyman Soylu döneminde binlerce yabancıya ikamet izni dağıtıldı. İstisnai bir düzenleme olan ‘insani ikamet’ sahipleri de bu yönetmelik sayesinde çok rahat suiistimal edilebilir. Çünkü Türkiye’ye yasadışı giriş yapan ve deport edilemeyen çok yüksek sayıdaki kişi de bu kapsama girecektir. . Hatırlayalım; trafik kazası yapan Somali Cumhurbaşkanının oğluna da ‘insani ikamet’ verilmişti. Siyasi ya da ‘kişisel’ çıkar söz konusu olduğunda AKP’nin yapabileceklerinin sınırı yok biliyorsunuz… Rahip Brunson Davası, Cemal Kaşık Cinayeti, Gazeteci Deniz Yücel Davası gibi örnekler çok yakın tarihte yaşandı. Bu düzenleme göç krizinin derinleşmesine, ülkemize yönelik göç akınının artmasına sebep olacak.”