Türk Lirasının hızlı değer kaybı, yabancı medyada haber ve yorumlara konu olmayı sürdürüyor. Financial Times, doların Perşembe günü 2.680’a kadar çıktığına işaret ederken iktisatçıların, liranın zayıflığının temelinde “siyasi kaygıların” bulunduğunu söylediklerini yazıyor.
İngiliz gazetesi “Türk Lirasını siyasi risk kaygıları vuruyor” başlığı ile verdiği geniş haberinde “Dolara karşı liranın yedi gün peş peşe düşmesine katkıda bulunan bu kaygılar büyük ölçüde bir kişiye odaklanıyor: faiz indirimleri için yürüttüğü kampanyayı şaşırtıcı biçimde hızlandıran Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan” sözlerini kullanıyor.
Liranın hızlı düşüşünün petrol fiyatlarındaki gerileme ve euro bölgesinde kantitatif gevşemeye rağmen meydana geldiğini vurgulayan gazete, liranın yılın başından bu yana dolara karşı yüzde 10’dan fazla değer kaybettiğini yazıyor.
FT, haberinde kredi derecelendirme kuruluşu Fitch’teki başlıca Türkiye analisti Paul Rawkins’in “Birçok yatırımcı siyasi risk konusunda kaygılı” sözlerine yer veriyor. Rawkins'e göre, kaygı Haziran seçimlerinden sonra ne olacağı ile ilgili. Rawkins, "Yani sistem başkanlığa kayar mı? Politika daha az öngörülebilir olur mu? Merkez Bankası daha fazla baskı altına girer mi?” sözlerini de kullanıyor.
Bunun ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Merkez Bankası Başkanı Erdem Başçı’ya yönelik ağır eleştirileri yansıtan gazete, Erdoğan’ın, Başçı’yı zor durumda bıraktığını düşünüyor.
“Ancak liranın dolara karşı zayıflığının, Türk ekonomisi için de sonuçları var” diyen gazete, 2006 yılında 28.5 milyar dolar olan Türk şirketlerinin dış para borçlarının geçen yıl sonu itibariyle 180 milyar doların üstüne çıktığının altını çiziyor.
FT, Türkiye’nin yıllık dış finansmanın 200 milyar doları aştığına, bu tutarın sadece 5.5 milyar doların net doğrudan yabancı yatarımdan sağlandığına dikkat çektikten sonra Rawkins gibi analistlerin Türkiye’nin verimlilik ve tasarrufları artıracak yapısal reformlar yoluyla ekonomisini yeniden dengeye kavuşturması gerektiğini savunduklarını belirterek “Ancak Sayın Erdoğan, bunun yerine büyümeyi daha düşük faizler ve daha zayıf bir para birimi ile sağlamaya çalışıyor gibi” diyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın başkanlık yetkilileri arayışını da önemli bir faktör olarak gören FT, Rawkins’in “Başbanlık sistemine doğru gidilirse daha az inandırıcı politikalar, daha az hukuk üstünlüğü, daha fazla kurumsal risk olması riski var” uyarısını yansıtıyor. Buna karşın Rawkins, Türkiye’nin görünümünün Brezilya veya Rusya gibi başka büyük yükselen piyasalarla karşılaştırıldığında o kadar kötü görünmediğini de söyledi.
FT, haberinin son bölümünde Londra’daki Capital Economics’ten William Jackson’un değerlendirmelerine de yer veriyor. AB’nin Türkiye’nin en büyük pazarı olduğu için euronun zayıflığının da lirayı olumsuz etkilediğini belirtti.
Buna karşın, liranın döviz sepetine karşı düşünün ise 2013 ve 2014’deki düşüşlere kadar keskin olmadığını ifade eden Jackson yine Türkiye’de verimliliğin enflasyon ve ücret artışlarının gerisinde kaldığı için liranın gerilemeye devam etmesini beklediğini belirtti. ANKA
İngiliz gazetesi “Türk Lirasını siyasi risk kaygıları vuruyor” başlığı ile verdiği geniş haberinde “Dolara karşı liranın yedi gün peş peşe düşmesine katkıda bulunan bu kaygılar büyük ölçüde bir kişiye odaklanıyor: faiz indirimleri için yürüttüğü kampanyayı şaşırtıcı biçimde hızlandıran Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan” sözlerini kullanıyor.
Liranın hızlı düşüşünün petrol fiyatlarındaki gerileme ve euro bölgesinde kantitatif gevşemeye rağmen meydana geldiğini vurgulayan gazete, liranın yılın başından bu yana dolara karşı yüzde 10’dan fazla değer kaybettiğini yazıyor.
FT, haberinde kredi derecelendirme kuruluşu Fitch’teki başlıca Türkiye analisti Paul Rawkins’in “Birçok yatırımcı siyasi risk konusunda kaygılı” sözlerine yer veriyor. Rawkins'e göre, kaygı Haziran seçimlerinden sonra ne olacağı ile ilgili. Rawkins, "Yani sistem başkanlığa kayar mı? Politika daha az öngörülebilir olur mu? Merkez Bankası daha fazla baskı altına girer mi?” sözlerini de kullanıyor.
Bunun ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Merkez Bankası Başkanı Erdem Başçı’ya yönelik ağır eleştirileri yansıtan gazete, Erdoğan’ın, Başçı’yı zor durumda bıraktığını düşünüyor.
“Ancak liranın dolara karşı zayıflığının, Türk ekonomisi için de sonuçları var” diyen gazete, 2006 yılında 28.5 milyar dolar olan Türk şirketlerinin dış para borçlarının geçen yıl sonu itibariyle 180 milyar doların üstüne çıktığının altını çiziyor.
FT, Türkiye’nin yıllık dış finansmanın 200 milyar doları aştığına, bu tutarın sadece 5.5 milyar doların net doğrudan yabancı yatarımdan sağlandığına dikkat çektikten sonra Rawkins gibi analistlerin Türkiye’nin verimlilik ve tasarrufları artıracak yapısal reformlar yoluyla ekonomisini yeniden dengeye kavuşturması gerektiğini savunduklarını belirterek “Ancak Sayın Erdoğan, bunun yerine büyümeyi daha düşük faizler ve daha zayıf bir para birimi ile sağlamaya çalışıyor gibi” diyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın başkanlık yetkilileri arayışını da önemli bir faktör olarak gören FT, Rawkins’in “Başbanlık sistemine doğru gidilirse daha az inandırıcı politikalar, daha az hukuk üstünlüğü, daha fazla kurumsal risk olması riski var” uyarısını yansıtıyor. Buna karşın Rawkins, Türkiye’nin görünümünün Brezilya veya Rusya gibi başka büyük yükselen piyasalarla karşılaştırıldığında o kadar kötü görünmediğini de söyledi.
FT, haberinin son bölümünde Londra’daki Capital Economics’ten William Jackson’un değerlendirmelerine de yer veriyor. AB’nin Türkiye’nin en büyük pazarı olduğu için euronun zayıflığının da lirayı olumsuz etkilediğini belirtti.
Buna karşın, liranın döviz sepetine karşı düşünün ise 2013 ve 2014’deki düşüşlere kadar keskin olmadığını ifade eden Jackson yine Türkiye’de verimliliğin enflasyon ve ücret artışlarının gerisinde kaldığı için liranın gerilemeye devam etmesini beklediğini belirtti. ANKA