Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, devam eden yağışlar nedeniyle üreticilerin ekim yapmakta zorlandığını belriterek, “Şubat ve Mart aylarında Akdeniz Bölgesi’nde ekim yapamayan üreticilerimiz, yağışların devam etmesi durumunda yer fıstığı veya soya fasulyesi ekilişine yöneleceklerini ifade ediyorlar” dedi.
Bayraktar, yaptığı açıklamada, Türkiye’de toplam 117 milyon dekar alanda hububat üretimi yapıldığını, toplam hububat alanının yüzde 5.6’sının mısır üretimi için ayrıldığını belirtti. Mısırın başta Akdeniz Bölgesi olmak üzere tüm bölgelerde yetiştirildiği bilgisini veren Bayraktar, Akdeniz Bölgesi’nin toplam üretimden yüzde 34 oranında pay aldığını, bu bölgeyi yüzde 27.6 oranla Güneydoğu Anadolu, yüzde 14 oranla Ege Bölgesi, yüzde 10.5 oranla Marmara Bölgesi’nin izlediğini vurguladı.
Son yıllarda ikinci ürün yetiştiriciliğinin yaygınlaşmasıyla birlikte Akdeniz, Güneydoğu Anadolu ve Ege bölgelerinde mısır üretiminin de arttığını belirten Bayraktar, “Özellikle Güneydoğu Anadolu Projesi’nin (GAP) sulanabilir tarım alanlarının sulamaya açılmasıyla birlikte Güneydoğu Anadolu Bölgesi mısır üretiminde büyük bir potansiyele ulaşmıştır. Verim artışı, destekleme ödemesi ve pamuk üretiminden vazgeçen üreticilerin mısıra yönelmesi gibi nedenler de mısır üretiminin artmasında etkili oldu.Üretim artışı mısırın hububat üretimindeki payını yüzde 18,2’ye çıkardı” ifadelerini kullandı.
Mısırda ekimlerinin başladığını, ekimlerin ilk olarak Akdeniz bölgesinde Şubat ayı ile birlikte başladığını, Mart ayında yoğunlaştığını bildiren Bayraktar, “diğer bölgelerde Mart’ta ekim başlıyor. Nisan’da ekimler artıyor. Karadeniz Bölgesi’nde Mayıs ayında da ekimler devam ediyor” dedi.
Türkiye’de birinci ürün mısır hasadının Temmuz ayında başladığı, ikinci ürün mısırla Ocak ayına kadar devam ettiği bilgisini veren Bayraktar, “Bu yıl ekim döneminin başladığı Şubat ayından bu yana yağışlar normallerin üzerinde gerçekleşti. Ekim döneminin başladığı Akdeniz Bölgesinde mısır ekilişlerinin gecikmesi verim ve kaliteye olumsuz etki yapmaktadır. Devam eden yağışlar nedeniyle bazı üreticilerimiz ekim yapmakta zorlanmaktadır. Bazı üreticilerimiz ekim yapamamıştır. Şubat ve Mart aylarında Akdeniz Bölgesinde ekim yapamayan üreticilerimiz, yağışların devam etmesi durumunda yer fıstığı veya soya fasulyesi ekilişine yöneleceklerini ifade ediyorlar. Diğer bölgelerde mısır ekilişleri başlamış olup, yağışların durduğu, arazinin uygun olduğu günlerde ekim devam etmektedir” dedi.
Mısırda kaliteli ve bol ürün alabilmek için üretimin başlangıç aşaması olan toprak işleme ve tarla hazırlığının önemli olduğunu, bunun yanı sıra ekim, bakım gibi kültürel işlemlerin tekniğine uygun yapılması gerektiğine dikkati çeken Bayraktar, “Üreticiler, ekimi uygun bir toprak işleme sonucu ve uygun tavda yapabilir. Toprak işlemeyle iyi bir tohum yatağı hazırlanmış, yabancı ot kontrolü sağlanmış olmalıdır” dedi.
Mısır üretim aşamalarında yapılan masraflar içinde en önemli tutarı gübreleme ve sulama masraflarının oluşturduğunu belirten Bayraktar, şunları kaydetti:
“Mısır fazla gübre tüketir. Bu durum gübre masrafını artırır. Mısırda sulamayı zorunlu tutan 4 dönem vardır. Bunlar; fide dönemi, tepe püskülü öncesi, koçan püskülü çıkarma ve son olarak da tane dolum (koçan dolum) dönemleridir. Bu dönemlerde mısırın su ihtiyacı yağmurla karşılanmıyorsa mutlak suretle sulama yapılmalıdır.Mısır maliyeti içinde toplam masrafların yüzde 19’unu gübre ve gübre işçiliği, yüzde 12’sini ise sulama ve sulama işçiliği masrafı oluşturmaktadır. Bu nedenle üreticilerimize ödenen gübre desteğinin önemi büyüktür. 2015 yılı gübre desteği başta olmak üzere tüm destekleme miktarlarının bir an önce açıklanması önem arz etmektedir. Sulama maliyetlerinin düşürülmesi için basınçlı sulama sistemlerinin kurulumu desteklenmeli, sulama ücretlerinin düşürülmesine yönelik tedbirler alınmalıdır.”ANKA
Bayraktar, yaptığı açıklamada, Türkiye’de toplam 117 milyon dekar alanda hububat üretimi yapıldığını, toplam hububat alanının yüzde 5.6’sının mısır üretimi için ayrıldığını belirtti. Mısırın başta Akdeniz Bölgesi olmak üzere tüm bölgelerde yetiştirildiği bilgisini veren Bayraktar, Akdeniz Bölgesi’nin toplam üretimden yüzde 34 oranında pay aldığını, bu bölgeyi yüzde 27.6 oranla Güneydoğu Anadolu, yüzde 14 oranla Ege Bölgesi, yüzde 10.5 oranla Marmara Bölgesi’nin izlediğini vurguladı.
Son yıllarda ikinci ürün yetiştiriciliğinin yaygınlaşmasıyla birlikte Akdeniz, Güneydoğu Anadolu ve Ege bölgelerinde mısır üretiminin de arttığını belirten Bayraktar, “Özellikle Güneydoğu Anadolu Projesi’nin (GAP) sulanabilir tarım alanlarının sulamaya açılmasıyla birlikte Güneydoğu Anadolu Bölgesi mısır üretiminde büyük bir potansiyele ulaşmıştır. Verim artışı, destekleme ödemesi ve pamuk üretiminden vazgeçen üreticilerin mısıra yönelmesi gibi nedenler de mısır üretiminin artmasında etkili oldu.Üretim artışı mısırın hububat üretimindeki payını yüzde 18,2’ye çıkardı” ifadelerini kullandı.
Mısırda ekimlerinin başladığını, ekimlerin ilk olarak Akdeniz bölgesinde Şubat ayı ile birlikte başladığını, Mart ayında yoğunlaştığını bildiren Bayraktar, “diğer bölgelerde Mart’ta ekim başlıyor. Nisan’da ekimler artıyor. Karadeniz Bölgesi’nde Mayıs ayında da ekimler devam ediyor” dedi.
Türkiye’de birinci ürün mısır hasadının Temmuz ayında başladığı, ikinci ürün mısırla Ocak ayına kadar devam ettiği bilgisini veren Bayraktar, “Bu yıl ekim döneminin başladığı Şubat ayından bu yana yağışlar normallerin üzerinde gerçekleşti. Ekim döneminin başladığı Akdeniz Bölgesinde mısır ekilişlerinin gecikmesi verim ve kaliteye olumsuz etki yapmaktadır. Devam eden yağışlar nedeniyle bazı üreticilerimiz ekim yapmakta zorlanmaktadır. Bazı üreticilerimiz ekim yapamamıştır. Şubat ve Mart aylarında Akdeniz Bölgesinde ekim yapamayan üreticilerimiz, yağışların devam etmesi durumunda yer fıstığı veya soya fasulyesi ekilişine yöneleceklerini ifade ediyorlar. Diğer bölgelerde mısır ekilişleri başlamış olup, yağışların durduğu, arazinin uygun olduğu günlerde ekim devam etmektedir” dedi.
Mısırda kaliteli ve bol ürün alabilmek için üretimin başlangıç aşaması olan toprak işleme ve tarla hazırlığının önemli olduğunu, bunun yanı sıra ekim, bakım gibi kültürel işlemlerin tekniğine uygun yapılması gerektiğine dikkati çeken Bayraktar, “Üreticiler, ekimi uygun bir toprak işleme sonucu ve uygun tavda yapabilir. Toprak işlemeyle iyi bir tohum yatağı hazırlanmış, yabancı ot kontrolü sağlanmış olmalıdır” dedi.
Mısır üretim aşamalarında yapılan masraflar içinde en önemli tutarı gübreleme ve sulama masraflarının oluşturduğunu belirten Bayraktar, şunları kaydetti:
“Mısır fazla gübre tüketir. Bu durum gübre masrafını artırır. Mısırda sulamayı zorunlu tutan 4 dönem vardır. Bunlar; fide dönemi, tepe püskülü öncesi, koçan püskülü çıkarma ve son olarak da tane dolum (koçan dolum) dönemleridir. Bu dönemlerde mısırın su ihtiyacı yağmurla karşılanmıyorsa mutlak suretle sulama yapılmalıdır.Mısır maliyeti içinde toplam masrafların yüzde 19’unu gübre ve gübre işçiliği, yüzde 12’sini ise sulama ve sulama işçiliği masrafı oluşturmaktadır. Bu nedenle üreticilerimize ödenen gübre desteğinin önemi büyüktür. 2015 yılı gübre desteği başta olmak üzere tüm destekleme miktarlarının bir an önce açıklanması önem arz etmektedir. Sulama maliyetlerinin düşürülmesi için basınçlı sulama sistemlerinin kurulumu desteklenmeli, sulama ücretlerinin düşürülmesine yönelik tedbirler alınmalıdır.”ANKA