ANASAYFA arrow right Güncel

4+4+4 ile Eğitim sistemi büyük bir kaosun içine itildi

4+4+4 ile Eğitim sistemi büyük bir kaosun içine itildi
YAYINLAMA: 16 Nisan 2020 / 03.56
GÜNCELLEME: 16 Nisan 2020 / 03.56

Eğitim Sen, eğitim-öğretim yılı değerlendirmesinde, “4+4+4 dayatması ile “zorunlu seçmeli” derslerin getirilmesi ve buna bağlı olarak eğitim müfredatında din derslerinin ağırlığının arttırılması, kılık kıyafet serbestliği konusunun hükümet ve yandaş sendikalar tarafından “özgürlük” adına istismar edilmesi muhafazakârlaştırmanın en belirgin örnekleridir” denildi

Eğitim Sen Şube Başkanı Ömer Faruk Koç, 2012-2013 eğitim-öğretim yılının sona ermesi nedeniyle yaptığı değerlendirmede, “2012-2013 eğitim öğretim yılı, geçtiğimiz yıllardan farklı olarak, AKP iktidarının siyasal-ideolojik hedefleri doğrultusunda yasalaşan ve uygulanmaya başlanan eğitimde 4+4+4 dayatması ile eğitim sistemi büyük bir kaosun içine itilmiştir” dedi.
Kaygılarımızın haklılığı ortaya çıktı
AKP’nin yangından mal kaçırır gibi gündeme getirdiği 4+4+4 dayatması nedeniyle, 2012-2013 eğitim öğretim yılı gerek öğrenciler, gerek öğretmenler açısından tam bir kâbus olarak yaşanmış, eleştirileri görmezden gelen hükümet ve Milli Eğitim Bakanlığı, geçmiş yıllarda olduğu gibi, eğitimin giderek büyüyen sorunları karşısında resmen sınıfta kalmıştır. 2012-2013 eğitim öğretim yılına genel olarak bakıldığında, eğitimde 4+4+4 dayatmasının yasalaşması sürecinde ve sonrasında sendikamız Eğitim Sen başta olmak üzere, üniversitelerin bilimsel kürsüleri ve eğitim bilimciler tarafından yapılan eleştirileri ve dile getirilen kaygıların ne kadar haklı ve yerinde olduğu bir kez daha olduğunu açık bir şekilde görülmüştür” şeklinde konuştu.
Din içerikli seçmeli dersler
fiilen “zorunlu seçmeli” hale getirildi
Koç, “2012-2013 eğitim yılının başından bugüne kadar okullarda en çok gözlenen sorunların başında okulların dönüştürülmesi kararları ile açığa çıkan mağduriyetler gelmektedir. 72 ay öncesi çocukların okula uyum sağlayamamaları, okula giriş çıkış saatlerinde yaşanan sorunlar, aşırı kalabalık sınıflar, öğretmen yetersizliği, fiziki koşullar, imam hatiplerle ortak binaları paylaşan okullarda öğrencilere yönelik çeşitli baskılar, din içerikli seçmeli derslerin fiilen “zorunlu seçmeli” hale getirilmesi vb gibi sorunlar, 2012-2013 eğitim öğretim yılında eğitim gündeminde öne çıkan temel sorunlar olmuştur. Zorunlu din dersleri uygulamasına ek olarak, 4+4+4 dayatması ile “zorunlu seçmeli” derslerin getirilmesi ve buna bağlı olarak eğitim müfredatında din derslerinin ağırlığının arttırılması, kılık kıyafet serbestliği konusunun hükümet ve yandaş sendikalar tarafından “özgürlük” adına istismar edilmesi muhafazakârlaştırmanın en belirgin örnekleridir. Son olarak okullarda ibadet yerleri açmaya yönelik zorlayıcı tutumlar, eğitim sistemini dört bir yandan kuşatmış ve eğitimde yaşanan en temel sorunların üzerini örten bir örtü işlevi görmüştür” dedi.

Okula başlama yaşının geri çekilmesi 1.
sınıflarda yığılmalara neden olmuştur
2011-2012 eğitim öğretim yılında 1. sınıfa başlayan çocuk sayısı 1 milyon 404 bin 857 iken, 4+4+4 sonrasında okulöncesi çağdaki çocukların zorla ilkokula kaydedilmesi nedeniyle 1.sınıfa başlayanların sayısı 465 bin 848 arttığına dikkat çeken Koç, “1. sınıfa giden öğrenci sayısı olması gerekenin çok üzerinde artarak 1 milyon 870 bin 705’e çıkmıştır. Bu durum okullarda yeterli altyapının olmaması ve derslik yetersizliği nedeniyle pek çok sorunu beraberinde getirmiştir.
2012-2013 eğitim öğretim yılı boyunca 60-66 aylık çocuklarla 72-83 aylık çocukların aynı sınıflarda eğitim alması nedeniyle yaşanan pek çok sorun öğretmenleri, öğrencileri ve velileri çok zor durumlara düşürmüştür. AKP’nin eğitim biliminin en temel ilkelerini yok sayarak eğitime başlama yaşını erkene çekmesi nedeniyle kendilerinden yaşça büyük olanlarla aynı eğitimi almak zorunda bırakılan on binlerce çocuk, fiziksel, zihinsel ve sosyal olarak ciddi zorluklarla karşı karşıya kalmış, okulöncesi çağdaki çocukların ve velilerin önemli bölümü, 4+4+4 dayatması nedeniyle psikolojik travma yaşayacak kadar olumsuz etkilenmişlerdir” diye açıklamada bulundu..

Okulöncesi eğitimde okullaşma oranları düşmüştür
Eğitimde 4+4+4 dayatmasına karşı çıkanların en önemli itirazlarından birisi olan 72 aydan küçük çocukların ilkokula başlatılmamasına yönelik itirazlar, Milli Eğitim Bakanlığı tarafından dikkate alınmadığına dikkat çekilirken, “ Okulöncesi çağda olan ve okulöncesi eğitime gitmesi gereken 60-71 ay grubundaki çocukların ilkokula otomatik kayıtlarının yapılması nedeniyle okulöncesi eğitimde okullaşma oranları ülke genelinde ortalama yüzde 10 düşmüştür.
Okulöncesi eğitimde, 60-71 ay yaş grubundaki çocukların ilkokula yönlendirilmesine ve okullaşma oranlarında yüzde 10-12 oranında bir azalma olmasına karşın, bu yıl yeniden açılan ilkokullardaki okullaşma oranlarında dikkate değer bir artıştan bahsetmek mümkün değildir. 2011-2012 eğitim öğretim yılında ilköğretimde yüzde 98,67 olan okullaşma oranı, bu yıl ilkokul ve ortaokul olarak bölünen temel eğitimde belirgin bir değişime neden olmamıştır.
2012-2013 eğitim öğretim yılında ilkokulda okullaşma oranı yüzde 98,86 (Erkek: 98,81; Kız: 98,92) iken; ortaokulda bu oran yüzde 93,09 (Erkek: 93,19; Kız: 92,98) gibi düşük sayılabilecek bir seviyede gerçekleşmiştir. Geçen yılın verileri ile kıyasladığımızda 4+4+4 ile 12 yıla çıktığı iddia edilen zorunlu eğitimin ilk 4 yıllık ilkokul bölümünden ikinci dört yıllık ortaokul bölümüne geçerken bile ortalama yüzde 5 oranında bir kayıp yaşandığı, bu oranın kız çocuklarının ortaokula devamında yüzde 6 civarında olduğu anlaşılmaktadır” denildi.
İmam Hatip Okullarındaki artış oranı yüzde 35’tir
Eğitimde 4+4+4 düzenlemesinin ortaya çıkardığı en belirgin sonuçlardan birisinin, okul dönüşümleri sonrasında ilkokul ortaokul ayrışmasının ardından yeniden açılan imam hatip ortaokulları ve imam hatip liselerinin sayısındaki belirgin artış olduğunu vurgulayan Ömer Faruk Koç, “ 2011-2012 eğitim öğretim yılında 537 olan İmam Hatip Lisesi sayısı, bir yıl gibi kısa bir süre içinde de 708’e çıkmıştır. 2012-2013 eğitim öğretim yılında Türkiye’de 730 bağımsız imam hatip ortaokulu bulunuyorken, 369 imam hatip ortaokulu İmam hatip liseleri bünyesinde açılmıştır. MEB verilerine göre Türkiye’de toplam imam hatip ortaokulu sayısı 1.099’dur.Din Öğretimi Genel Müdürlüğünün verilerine göre, 2011-12 eğitim yılı sonunda 537 faal imam hatip lisesinde 9.616 derslikte 268.245 öğrenci öğrenim görmekte ve 15.049 öğretmen görev yapmıştır. 2012-13 eğitim yılında ise okul sayısı 708’e, derslik sayısı ise 13 bine, öğrenci sayısı 380 bine, öğretmen sayısı ise 23 bine çıkmıştır. Bu okulların tamamında tam gün eğitim yapılmaktadır” diye konuştu.

Zorunlu din dersi ve zorunlu seçmeli
din dersleri dayatması artmıştır
Koç, “Yıllardır zorunlu din derslerin kaldırılması için ileri sürülen taleplere ve yüksek yargı kararlarına rağmen, AKP iktidarı zorunlu din derslerine ek olarak 4+4+4 düzenlemesiyle üç farklı din dersinin daha okullarda okutulmasını dayatmıştır. Seçmeli olduğu iddia edilen bu dersler, ülkenin pek çok yerinde zorunlu seçmeli hale getirilmiştir. Bu derslerin seçimi sırasında veliler öğretmen yokluğu gibi nedenlerle Kuran-ı Kerim, Hz. Muhammed’in Hayatı ve Temel Dini Bilgiler derslerini seçmeye zorlanmıştır” dedi.

Eğitimde sansürcü zihniyet
dünya klasiklerini sansürledi
Türkiye`de örgütlenme ve düşünceyi ifade özgürlüğü önündeki engeller artarak sürerken, 2012-2013 eğitim öğretim yılında, Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı okullarda okutulan 10. sınıfa yönelik edebiyat kitabında Yunus Emre’nin “Aşkın Aldı Benden Beni Bana Seni Gerek Seni” isimli şiirinden bir dörtlük Talim Terbiye Kurulu tarafından “sakıncalı” bulunarak resmen sansür edilmiştir. Eğitimde sansür uygulamalarının sadece Yunus Emre ile sınırlı olmamıştır.
4+4+4’ün öğrencilerle birlikte en büyük
mağduru eğitim emekçileri olmuştur
Hiçbir hazırlık ve altyapı yatırımı yapılmadan hayata geçirilmeye çalışılan 4+4+4 kademeli eğitim dayatması, bir taraftan eğitimi tamamen piyasalaştırıp, toplumun geleceğini ipotek altına alırken; diğer taraftan on binlerce öğretmeni ciddi anlamda mağdur etmiştir.
Hükümetin 4+4+4 sistemine yönelik aceleciliği yüzünden okulların plansız ve programsız dönüştürülmesi sonucu 30 bini sınıf öğretmeni olmak üzere, 70 bine yakın öğretmen norm fazlası durumuna düşürülmüştür. 4+4+4 ile birlikte çok sayıda ilköğretim okulu yaz döneminde ilkokula, ortaokula ve imam hatip ortaokuluna dönüştürülmüş, dönüştürülen okullardaki sınıf öğretmenleri eğitim-öğretim yılının başlaması ile birlikte göz göre göre norm fazlası durumuna düşürülmüş ve bu arkadaşlarımız okullarından ve öğrencilerinden ayrılmak zorunda bırakılmıştır. Bu duruma paralel olarak düz liselerin 2013-2014 eğitim öğretim yılından itibaren tamamen kaldırılarak bir bölümünün Anadolu Lisesine, büyük bölümünün ise meslek liselerine dönüştürülecek olması, benzer sorunların artarak devam edeceğini göstermektedir.

Eğitim sisteminde yaşanan başlıca sorunlar şöyle sıralandı:
*Okula başlama yaşının geri çekilmesi 1.
sınıflarda yığılmalara neden olmuştur
*Okul öncesi eğitimde okullaşma oranları düşmüştür
*Okullaşma oranlarında bir iyileşme söz konusu değildir
*İmam Hatip Okullarındaki artış oranı yüzde 35’tir
*Zorunlu din dersi ve zorunlu seçmeli din dersleri dayatması artmıştır
*Öğrencilerin okul devamsızlığı artmıştır
*Anadilinde eğitim hakkının önündeki engeller sürmüştür
*Açık lise kayıtları arttı, örgün lise kayıtları azaldı
*Taşımalı eğitim uygulamasındaki artış endişe verici boyutlara ulaşmıştır
*4+4+4 sonrasında özel okul kayıtları yüzde 15 artmıştır
*Eğitimde sansürcü zihniyet dünya klasiklerini sansürledi
*Eğitim sistemi sınav odaklı olmaktan çıkarılmalıdır
*4+4+4’ün öğrencilerle birlikte en büyük
mağduru eğitim emekçileri olmuştur


Yorumlar
Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *