Avrupa Parlamentosu Türkiye Raportörü Hollandalı üye Kati Piri, seçimden büyük bir zaferle çıkan Adalet ve Kalkınma Partisi'nin tavrının AB'yle ilişkilerin geleceği ve ülke içinde siyasi istikrarı sağlama konusunda “kilit” olacağını söyledi.
1 Kasım seçimini BBC’ye değerlendiren Kati Piri, bundan sonraki süreçte “AKP'nin iki seçeneği olduğunu” belirterek, "Adalet ve Kalkınma Partisi tekrar güvenliği sağlamak için açık bir yetki aldı.
Birincisi siyasi istikrar, Kürtlerle çözüm süreci yeniden başlatılırsa ve kutuplaşma bir şekilde son bulursa mümkün olabilir. İkinci seçenek ise, bu sonuç eğer Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ı basın özgürlüğünü ve temel hakları sınırlama konusunda cesaretlendirirse AB ve Türkiye ilişkileri çok gergin kalacak" şeklinde konuştu.
Kati Piri, seçim sonuçlarını pek çok kişi için sürpriz olduğunu, seçmenin istikrar istediğini söylediği değerlendirmeleri sırasında son 13 yılda "AKP'nin iki yüzü"nün ortaya çıktığını söylerken "Bir tanesi Türkiye'de büyük reformlar yapan bir parti, diğeri de son yıllarda reformları yerine getirmeyen ve bizim endişe duyduğumuz bir parti" ifadesini kullandı.
Avrupa'nın da Türkiye ile ilişkilerde geçmişte hatalar yaptığını, ancak Türkiye'de Avrupa perspektifi olduğundan emin olmak istediklerini belirten Piri, Avrupa Komisyonu’nun İlerleme Raporu’nu erteleme kararı nı ise “çok kötü strateji” olarak nitelerken Brüksel’e yönelik şu eleştirilerde bulundu: "Ne yazık ki son 12 ayda Türkiye'de kilit konularda büyük bir gerileme var. Raporun içeriği bu anlamda bir sürpriz olmayacak. Ancak sürpriz olan Komisyon'un seçimlerden önce raporu yayımlamamaya karar vermesi. Bu daha önce hiç olmadı. İlk defa olarak Komisyon Türkiye'nin katılım sürecini gerçeklere dayandırmak yerine siyasi bir süreç yapma kararı almış oldu. Yani seçim kampanyasında bazı politikacıları kızdırmamak için bunu siyasi bir araca dönüştürdü. Bu bence çok kötü bir strateji ve bizi güvenilir bir ortak yapmıyor."
Kati Piri, mülteci krizinin Türkiye'nin AB süreciyle ilişkilendirilmesinden rahatsız olduğunu ise, "Avrupa seçim kampanyası sırasında değil, çok daha önce Türkiye'ye ulaşmalıydı. Üyelik süreci ve göçmen krizi bütünüyle iki ayrı konu" tepkisiyle ortaya koydu.ANKA
1 Kasım seçimini BBC’ye değerlendiren Kati Piri, bundan sonraki süreçte “AKP'nin iki seçeneği olduğunu” belirterek, "Adalet ve Kalkınma Partisi tekrar güvenliği sağlamak için açık bir yetki aldı.
Birincisi siyasi istikrar, Kürtlerle çözüm süreci yeniden başlatılırsa ve kutuplaşma bir şekilde son bulursa mümkün olabilir. İkinci seçenek ise, bu sonuç eğer Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ı basın özgürlüğünü ve temel hakları sınırlama konusunda cesaretlendirirse AB ve Türkiye ilişkileri çok gergin kalacak" şeklinde konuştu.
Kati Piri, seçim sonuçlarını pek çok kişi için sürpriz olduğunu, seçmenin istikrar istediğini söylediği değerlendirmeleri sırasında son 13 yılda "AKP'nin iki yüzü"nün ortaya çıktığını söylerken "Bir tanesi Türkiye'de büyük reformlar yapan bir parti, diğeri de son yıllarda reformları yerine getirmeyen ve bizim endişe duyduğumuz bir parti" ifadesini kullandı.
Avrupa'nın da Türkiye ile ilişkilerde geçmişte hatalar yaptığını, ancak Türkiye'de Avrupa perspektifi olduğundan emin olmak istediklerini belirten Piri, Avrupa Komisyonu’nun İlerleme Raporu’nu erteleme kararı nı ise “çok kötü strateji” olarak nitelerken Brüksel’e yönelik şu eleştirilerde bulundu: "Ne yazık ki son 12 ayda Türkiye'de kilit konularda büyük bir gerileme var. Raporun içeriği bu anlamda bir sürpriz olmayacak. Ancak sürpriz olan Komisyon'un seçimlerden önce raporu yayımlamamaya karar vermesi. Bu daha önce hiç olmadı. İlk defa olarak Komisyon Türkiye'nin katılım sürecini gerçeklere dayandırmak yerine siyasi bir süreç yapma kararı almış oldu. Yani seçim kampanyasında bazı politikacıları kızdırmamak için bunu siyasi bir araca dönüştürdü. Bu bence çok kötü bir strateji ve bizi güvenilir bir ortak yapmıyor."
Kati Piri, mülteci krizinin Türkiye'nin AB süreciyle ilişkilendirilmesinden rahatsız olduğunu ise, "Avrupa seçim kampanyası sırasında değil, çok daha önce Türkiye'ye ulaşmalıydı. Üyelik süreci ve göçmen krizi bütünüyle iki ayrı konu" tepkisiyle ortaya koydu.ANKA