ANASAYFA arrow right Güncel

Doğa yeryüzündeki yaşamın ve tüm canlıların ortak evidir

Doğa yeryüzündeki yaşamın ve tüm canlıların ortak evidir
YAYINLAMA: 16 Nisan 2020 / 04.40
GÜNCELLEME: 16 Nisan 2020 / 04.40
Gaziantep Emek, Demokrasi, Doğa ve Çevre Kuruluşları tarafından yapılan açıklamada, “Gün
Gaziantep Emek, Demokrasi, Doğa ve Çevre Kuruluşları tarafından yapılan açıklamada, “Gün Artvin’de ve ülkemizde tüm bölgelerde doğanın talanına karşı direnmek, doğamıza, geleceğimize sahip çıkma günüdür. Artvin halkı 20 yıldır direniyor. Bedenleri ile bütün canlıların yaşam hakkını savunuyorlar. Artvin halkı olağanüstü bir direniş gösteriyor. Biz de Gaziantep’te doğamıza sahip çıkan kurumlar olarak, Artvin halkının şahsında doğanın tüm değerlerine sahip çıkanları selamlıyoruz” denildi..

Ekolojik yıkıma karşı tüm yeryüzü canlılarıyla
ortak ve çoğulcu mücadele zorunlu
Gaziantep Emek, Demokrasi, Doğa ve Çevre Kuruluşları, “ Unutmayalım; Yeryüzü bir bütündür, egemen güçlerce bölünüp, sınırlandırılamaz. Coğrafyamızda ve ülkemizde yaşanan ekolojik yıkıma karşı tüm yeryüzü canlılarıyla ortak ve çoğulcu mücadele zorunlu olmuştur. Yeryüzündeki canlı ve cansız her türlü varlığı ‘kaynak’ olarak gören, daha çok para kazanmayı merkeze alan anlayışa karşı çıkmalıyız. Günümüz medeniyetinin doğayı nesneleştiren bakış algısının yerine doğa ile insanın uyum içinde yaşayacağı ‘iyi yaşam alternatifleri’ ortaya koymak hepimizin görevidir” diye açıklama yaptı.

Son elli yılda doğanın üçte ikisi geri
dönülmez bir biçimde tahrip edildi
“Doğal yaşamın tüm cömertliği ile kendini gösterdiği alanlar kültürel ve yaşamsal değerlerin alanlarıdır” denilen açıklama şöyle devam etti: “Ancak doğa ile her gün bağlarımız zayıflıyor. Son elli yılda doğanın üçte ikisi geri dönülmez bir biçimde tahrip edilmiştir.İnsanlığın sağlıklı suya, havaya, toprağa, güvenilir gıdaya ulaşma oranı her gün azalmıştır.
Rantlar, egemenlerin çıkarları uğruna, savaş tüccarlarının sermayesine sermaye katmak için doğamız, ekolojik denge, ormanlarımız, iklim ortamı yok oluyor. Dünyada, Ortadoğuda, ülkemizde yıllarca süren çatışmalar, savaşlar, bombalar doğayı, yaşam kaynağımızı yok etmeye devam ediyor.
Artvin'in Kafkasör Yaylası Cerattepe Bölgesi'nde bakır madeni çıkarmak isteyen şirketin araçlarını engellemek amacıyla bölgede sabahlayan ve barikat kuran eylemcilere polis müdahale etti. Polisin gaz bombalı müdahalesine sonrası gerginlik yaşanıyor. CHP Milletvekili Uğur Bayraktutan ise, valilik önünde açlık grevine başladı. Yeşil Artvin Derneği Başkanı Neşe Karahan ile birlikte 4 kişi gözaltına alındı.
CHP Milletvekili Uğur Bayraktutan, Artvin Cerattepe'de açılmak istenen madene karşı bugün açlık grevine başladı. Artvin Valiliği önünde oturma eylemi ve açlık grevine başlayan Bayraktutan ile birlikte çok sayıda vatandaş ve polis bulunuyor.
Artvinliler geceyi ateş yakarak yaylada geçirirken, bölgeye takviye olarak çok sayıda polis ve asker gönderilmişti. Cerattepe yolunun açılması için 6 ilden gelen çevik kuvvet ekiplerine ek olarak bu sabah bölgeye çok sayıda güvenlik görevlisi geldi. Çevik kuvvete takviye olarak gelen polislerin yanı sıra Erzurum'dan da bir askeri birliğin olay yerine uzak bir bölgeye konuşlanması dikkat çekti.
Artvin halkı ve çevre koruma dernekleri Cerrattepe'de bulunan madenin işletmeye açılmasının çevredeki zengin biyolojik çeşitliliğin yok olmasına neden olacağını bildirdi. Yeşil Artvin Derneği'nden yapılan açıklamaya göre 1992 yılında arama ruhsatı alan Cominco Madencilik Cerattepe'de altın arama çalışmalarına başladı.
Ancak Yeşil Artvin Derneği'nin çalışmaları ile Artvin halkında işletmeye karşı ciddi bir direniş oluştu ve 2004 yılının Ağustos ayında işletme ruhsatı alan ancak altın çıkarılmasının zor olacağını fark eden Cominco Madencilik, işletme hakkını Inmet Mining isimli Kanadalı bir şirkete sattı. Çayeli Bakır İşletmeleri'nin de sahibi olan Kanadalı şirket Artvin Bakır İşletmeleri adıyla kuruldu. Yeşil Artvin Derneği, altın değil bakır çıkaracağını ve rezervi Çayeli'ne taşıyacağını ifade eden şirketin ruhsatının altın, gümüş, bakır ve çinko için geçerli olduğunu vurguladı.
Biliyoruz ki, maden işletmesinin çevresel etkileri nedeniyle yaşamsal tehlikeler taşıdığını, doğal yaşlı ormanların en yoğun olduğu Kafkas ekonomik bölgesinin en önemli uzantısı olan bölgede onlarca endemik bitki türünün barındığını belirtiyor. Kendine özgü hayvan türlerini barındıran bölge, Türkiye'deki iki kuş göç yolundan birine de sahip bulunuyor.
Madenin işletmeye açılmasıyla yüzlerce bitki ve hayvan türünü yok edeceğini, onların yaşam alanlarını bitireceğini, yüksek heyelan tehlikesi bulunan bölgenin heyelandan en önemli koruyucusu olan yaşlı ormanların da yok olacağını, Artvin'in tüm su havzalarına da sahip bölgenin sularının da kullanılamayacak duruma geleceğini biliyouz.
Artvin Barosu ve Yeşil Artvin Derneği tarafından 2005 yılı Haziran ayında Erzurum İdare Mahkemesi'nde işletme ruhsatının iptali için iki ayrı dava açılmış, Mahkeme konunun önemini ve gecikme halinde telafisi imkânsız zararların doğacağını takdir ederek, "Yürütmenin durdurulması" kararı vermişti. Ancak konu ile ilgili yargı süreci devam ediyor.
Artvin halkı bundan sonraki süreçte de bütün çevre dostlarının desteğine ilgisine ve katkısına ihtiyaç duyuyor. Ülke ekonomisine hiçbir katkısı olmayan, çevreye zararları anlatmakla bitmeyecek bu işletmeye sadece Artvin halkı olarak değil bu ülkenin bütün vatandaşları olarak “dur” denilmesi gerekmektedir. Bir doğa cenneti olan Artvin, toprak üstü varlığıyla altından daha değerlidir.
Yetkilileri ve hükümeti ise yaşamımızın kaynağı, dayanağı olan doğamızı Ulusal ve Ulusulararası rant şirketlerine rant alanı haline gelmesine son vermeye, Artvin halkının sesine kulak vermeye, tüm Türkiye’de maden arama çalışmalarına son vermesi için düzenleme yapmaya çağırıyoruz.”

Yorumlar
Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *