ANASAYFA arrow right Güncel

Dünya nüfusunun 9’da 1’i yeterli gıdaya erişemiyor

Dünya nüfusunun 9’da 1’i yeterli gıdaya erişemiyor
YAYINLAMA: 16 Nisan 2020 / 05.24
GÜNCELLEME: 16 Nisan 2020 / 05.24
Ülkemiz ve dünyada önümüzdeki yıllarda yaşanacak sağlıklı ve güvenli gıdaya erişim konusunda zorluklar var
Ülkemiz ve dünyada önümüzdeki yıllarda yaşanacak sağlıklı ve güvenli gıdaya erişim konusundaki zorlukları öngörmek için kahin olmaya gerek olmadığını belirten Gıda Mühendisleri Odası Gaziantep İl Temsilcisi Onur Aydın, “Şu an petrol için yapılan savaşlar yakın gelecekte başta içilebilir su olmak üzere besin kaynakları için gerçekleşecek. Ulusal ve küresel ölçekte yaşanan ekonomik ve politik krizler ile birlikte gelen savaşlar sağlıklı ve güvenli gıdaya erişimi giderek zorlaştırıyor. Özellikle savaş bölgesi başta olmak üzere dünya nüfusunun 9’da 1’i yeterli gıdaya erişemiyor, yeterli gıdaya erişen kısımlarda ise çok ciddi potansiyel riskler mevcut. Bu risklerin etkilerini önümüzdeki yıllarda yaşanacak halk sağlığı sorunları ile daha çok anlayacağız” değerlendirmesinde bulundu.
Canlılar insanlara her yıl
90 milyon ton gıda sağlıyor
“GDO, pestisit ve ağır metal kalıntıları derken son günlerde denizlerdeki plastik kirliliği ile ilgili araştırmalar yayınlanmakta ve sonuçlar geleceğimiz ile ilgili karamsar bir tablo çizmektedir”diyen Aydın, “Her yıl 500 milyar ila 1 trilyon arasında naylon poşet üretiliyor, bunların üretimi esnasında 200-400 milyon varil petrol kullanılırken dünyanın ve denizlerin temiz kalması mümkün mü? Bu miktar 2,5 milyar arabanın bir yılda kullandığı yakıta eşit. Yaşamın ve varlığımızın kaynağı olan suyun kirleniyor olması bizim de kirleniyor olmamız anlamına geliyor. Deniz canlıları da ekosistemdeki kirlenme ve bozulmayla birlikte tükeniyor. Oysa denizlerden elde edilen canlılar insanlara her yıl 90 milyon ton gıda sağlıyor. Üstelik dünya üzerinde yaklaşık bir milyar insan balıkçılığa bağımlı bir hayat sürdürüyor. Bu balıkçılıktan geçinen bir milyar insanın da bildiği yaşam biçimleri yavaş yavaş yok oluyor” ifadelerini kullandı.
Denizlerdeki tek kirlilik
kaynağı plastik değil
Denizlerdeki tek kirlilik kaynağının plastik olmadığını, ancak yine de en önemli kirlilik kaynağının plastikler olduğuna dikkat çeken Aydın, “Peki, bu plastikler nereden geliyor? Plastik atıkların yüzde 80’i kara kaynaklı, geriye kalanı ise yolcu ve balıkçı gemilerinden geliyor. Örneğin balıkçı ağları birbirlerine takılıp karıştığı zaman genelde denizin dibinde kalıyor. Bu birikime neden olduğu kadar yavru balıkların bile ağların içinde mahkûm kalıp ölmesine neden oluyor. Plastikler deniz dibinde biriktikçe bütün ekosistemi bölüp alt üst ettiklerini unutmamak gerek. Plastik bir poşetin doğada çözünmesi 20 yıl sürüyor. Plastik şişelerinse 450 yıl. Misina 600 yıl, çocuk bezi 450 yıl, lastik ayakkabı tabanı 50-80 yıl, naylon kumaş 30-40 yıl çözünmeden denizde kalabiliyor” şeklinde açıklama yaptı.
Gıda egemenliği çevre
kirliliğine bağlı
Gıda Mühendisleri Odası Gaziantep İl Temsilcisi Onur Aydın, gıda egemenliğinin çevre kirliliğine bağlı olduğunu kaydederken, konuşmasına şöyle devam etti: “Toprağımızı, suyumuzu ve gıdamızı zehirleyen kirliliğe karşı ülkemizde farkındalık ve cezai yaptırımların caydırıcılığı yetersiz. Tarımsal arazilerin korunması, havza, yayla ve meraların iyileştirilmesi, denizlerimizdeki kirliliğin azaltılmasına dönük yakın zamanda bir program geliştirmek ve uygulamaya geçirmek elzem niteliktedir. Eğer toprak, su ve hava kirliliğini engelleyemezsek çocuklarımızın sağlıklı ve güvenli gıdaya erişme haklarını da ellerinden almış oluruz. Eğer kirlilikle mücadeleyi, insanlığa karşı işlenen suçlarla mücadele kapsamına genişletmezsek geleceğimizi ipotek altına vermiş oluruz. Gıda egemenliğini sağlamayan devletler ve toplumlar geleceğin bilimini ve teknolojisini kuramazlar.” Hüseyin Karataş
Yorumlar
Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *