ANASAYFA arrow right Güncel

Hazır giyim ürünlerinin yüzde 60’ı polyesterden oluşuyor

Hazır giyim ürünlerinin yüzde 60’ı polyesterden oluşuyor
YAYINLAMA: 17 Kasım 2025 / 13.26
GÜNCELLEME: 17 Kasım 2025 / 13.26

Sentetik tekstil ürünleri 5 ila 10 yıkamadan sonra mikroplastik kirliliğine yol açıyor

Ticaret Bakanlığı’nın 30 Mart 2022 yayımladığı Avrupa Birliği (AB) Sürdürülebilir Tekstil Stratejisi’ne göre hazır giyim ürünlerinin yüzde 60’ı polyester başta olmak üzere sentetik ürünlerden oluşuyor.

Düşük maliyeti nedeniyle özellikle ‘fast-fashion’ (hızlı moda) markaları tarafından tercih edilen sentetik tekstil ürünleri 5 ila 10 yıkamadan sonra mikroplastik kirliliğine yol açıyor ve yıllık 40 bin ton mikroplastik salınımı oluşuyor.1

Mikroplastik salınımı, küresel boyutunun yanında sentetik ürünleri kullanan kişiler için riskler barındırıyor.

Polyester kullanımı neden bu kadar yaygın?

Çanakkale 18 Mart Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Tekstil Tasarım bölümü mezunu tekstil üreticisi Ece Fikir’e göre, polyester, hafif, dayanıklı, suya karşı dirençli bir malzeme.

Giyim sektöründe polyesterin yaygın kullanımının başlıca sebebi fiyatının ciddi oranda daha uygun olması:

“Artık özellikle ülkemizde, ancak dünya genelinde de etkili olan hammadde sorunu, organik ürünlere ulaşımı zorlaştırarak onları lüks hâle getirdiği için son yıllarda birçok marka sentetik ürün kullanımını artırıyor. Özellikle seri üretimde uygun fiyatlı ve hızlı tedarik imkânı, polyesteri ön plana çıkarıyor. Ancak kumaş kalitesinin düşük olması, ürünün çabuk yıpranmasına yol açarak tüketiciyi daha sık yeni ürün almaya yönlendiriyor. Kıyafetlerdeki polyester kullanma döngüsü bu şekilde yaygınlaşıyor. Bu döngüde tüketici tarafında da ekonomik baskılar belirleyici bir rol oynuyor.

“Artan yaşam maliyetleri ve alım gücündeki düşüş, insanların uzun ömürlü; fakat pahalı organik kumaşlar yerine daha ucuz alternatiflere yönelmesine neden oluyor. Ancak bu durum, hem çevresel sürdürülebilirlik hem de ürün kalitesi açısından uzun vadede olumsuz sonuçlar doğuruyor. Yine de ekonomik koşullar, birçok kişi için tercih değil zorunluluk haline geldiğinden, polyester kullanımı giyim sektöründe yaygınlığını korumaya ve hatta artmaya devam ediyor.”

Fikir’e göre, sentetik kumaş kullanımının yol açacağı ilk sağlık sorunu, cildin hava almasını engelleyerek terleme, kötü koku oluşumu ve bakteri üremesini artırması. Öte yandan, polyester ürünler hassas ciltlerde alerjik reaksiyonlara da neden olabiliyor.

Akut etkilerinin yanı sıra, polyester ürünlerin 5-10 yıkamadan sonra mikroplastik salınımına yol açması, hem insan vücudunda hem de diğer canlılarda mikroplastik birikimine neden olarak çeşitli kronik hastalıklara zemin hazırlayabiliyor.

Mikroplastik nedir, nasıl doğaya karışıyor?

Mikroplastik, boyutu 5 milimetreden küçük olan, biçimli ya da biçimsiz, suda çözünmeyen sentetik polimer yapılara deniyor. Çok küçük boyutlarda oldukları için atık su arıtma sistemleri mikroplastikleri arıtmak için yeterli gelmiyor.

Bu durum, onların doğrudan nehir, göl ve deniz ortamlarına karışmasına neden oluyor.2

Bu parçacıklara yutma, solunum ve deri teması olmak üzere üç farklı yolla maruz kalıyoruz.3 Deri, vücudu bir çok yabancı maddeye karşı korumasına rağmen çok küçük boyutlarda olan bu parçacıklar kıyafetlerimiz ve kullandığımız tekstil ürünleri aracılığıyla deri bariyerini aşarak ya da ter kanalları gibi yan yollarla vücudumuza girebiliyor ve kan dolaşımımıza katılabiliyor; ancak deri yoluyla anlamlı miktarda mikroplastiğin vücuda girip girmediği, hangi boyut/şekil/yüzey özelliklerinin kritik olduğu konusu hâlâ tam olarak net değil.4

Tüketiciler olarak ne yapmalıyız?

Giysi, yatak takımı ve ev tekstili  alışverişlerimizde öncelikle, satın alacağımız ürünün etiketindeki kumaş bilgilerini kontrol etmeli ve sentetik olmayan, doğal kumaşlardan üretilmiş kıyafetleri tercih etmeliyiz.

Doğal lifler, polyesterin birçok olumsuz yönünü taşımaz ve eğer organik kaynaklardan elde edilmişler ise çevre açısından da çok daha uygun bir seçenek sunar.

Bununla birlikte, doğal malzemeler tercih edilirken de dikkatli olmak gerekir. Seçilen ürünlerin zararlı kimyasallar içermediğinden emin olunmalı; üretim zincirlerinin etik olup olmadığı, kimyasal kullanımına yönelik politikaların yeterliliği ve mümkünse sürdürebilirlik sertifikalı malzemelerin tercih edilmesi göz önünde bulundurulmalıdır.

Özellikle uzun süre ciltle temas eden ürünlerde; iç çamaşırları, pijamalar veya yatak takımları gibi  doğal kumaşlar seçmek büyük önem taşır. Bu durum, hassas cilde sahip kişiler ve özellikle bebekler için ürün alırken de ayrı bir öneme sahip.5 Sentetik kumaşlara alternatif olarak kullanabileceğimiz malzemeler,

Organik pamuk

Keten

Kenevir (Hemp)

Bambu lifi gibi bitkisel materyaller olabilir.

Eğer mutlaka sentetik kumaştan yapılmış bir kıyafet kullanmamız gerekiyorsa (örneğin yağmurluk gibi), doğrudan tenimize temasını önlemek için altına pamuklu bir giysi giymeyi tercih edebiliriz. Ayrıca, kıyafetleri her kullanımdan sonra yıkamak yerine havalandırarak yeniden kullanmak da hem kıyafetlerin ömrünü uzatır hem de çevresel etkileri azaltır. Yıkamamız gerekiyorsa etiketinde yazan sıcaklıkta ve talimatlara uygun yıkamak mikroplastik salınımını ve zararlı etkilerini azaltmak  açısından etkili olabilir.

Alternatif bir tüketim mümkün mü?

Fikir’e göre, polyester bazlı kıyafetlerin tüketiminin azaltılmasındaki kilit nokta, tüketici tercihlerinde yatıyor. Yeni dönem moda anlayışında giderek daha fazla önem kazanan “sürdürülebilirlik” fikri, artık müşterilerin de ilgilendiği bir alan haline gelmiş durumda.

Organik giyimi ve sürdürülebilir üretimi ön planda tutan butik markaların tercih edilmesi ya da ikinci el kıyafet alışverişine yönelmek, seri üretimdeki talebi azaltarak polyester kullanımını düşürebilir. Ancak bu durum, üretim maliyetleri açısından fiyat artışlarını da beraberinde getirebilir:

“Benim de bireysel olarak önem verdiğim bir konu olan sürdürülebilirlik, marka kurma sürecimde etkili bir faktör oldu. Gözlemlediğim en büyük problem, fast fashion nedeniyle ürünlerin hızla modasının geçmesi ve düşük kalite sebebiyle çabuk yıpranmasıydı. Bu duruma çözüm olarak zamansız ve farklı parçalarla kolayca kombinlenebilen tasarımlar üretmeye odaklandım. Bazı modellerimde brokar kumaş kullandığım için zaman zaman polyester tercih etsem de, tüm korselerimde yüzde 100 pamuklu astar kullanarak tene temasını engelliyorum. Ürünlerimin kaliteli işçiliği ve esnek bedensel uyumu sayesinde uzun ömürlü olmalarına dikkat ediyorum. Ayrıca kıyafetlerime tadilat yapmayı, giymediğim parçaları dönüştürmeyi ve yerli üreticileri desteklemeyi de önemsiyorum.”

Sürdürülebilir tüketimin yaygınlaşması için bireysel tercihler kadar toplumsal farkındalık da büyük önem taşıyor. Kadın kooperatiflerinden alışveriş yapmak, yerel üreticileri desteklemek ve ikinci el mağazaları tercih etmek hem küçük üreticilerin varlığını koruyor hem de fast fashion markalarına olan talebi azaltarak polyester kullanımının düşmesine katkı sağlıyor.

Kadın kooperatifleri ve yerel atölyeler, kadın istihdamını destekleyip el emeğine değer kazandırırken; ikinci el ve takas pazarları da hem bütçe dostu hem çevre dostu seçenekler sunuyor. Bu tür yerel girişimlerin desteklenmesi, modayı kısa ömürlü bir trend olmaktan çıkarıp daha bilinçli ve uzun vadeli bir tüketim kültürüne dönüştürebilir. Bianet

Yorumlar
Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *