“Çocuklar İçin Temiz Hava Sempozyumu” üç panel ve bir forum oturumu ile tamamlandı. Sempozyumun sonuç bildirgesinde hava kirliliğinin önlenmesi için enerji, sanayi, ulaşım, kentleşme ve sağlık politikalarında çocuk odaklı yaklaşımların benimsenmesi gerektiği savunuldu.
Temiz Hava Hakkı Platformu (THHP), kuruluşunun 10. yılında İstanbul’da “Çocuklar İçin Temiz Hava Sempozyumu” düzenledi. Sempozyumda Dünya Sağlık Örgütü’ne göre her yıl 237 binden fazla 5 yaş altı çocuk, kirli hava nedeniyle hayatını kaybettiği kaydedildi.
THHP Yürütme Kurulu Üyesi Prof. Dr. Çiğdem Çağlayan, “Ülkemizde ölüm sebepleri arasında hava kirliliği beşinci sırada. 2021’de 538 yeni doğan kirli hava nedeniyle yaşamını yitirdi. Hava kirliliği önlenebilir bir halk sağlığı sorunu" dedi.
Sempozyumda, temiz hava hakkının çocukların temel bir insan hakkı olduğu vurgulandı ve bu hakkın korunması için atılması gereken adımlar tartışmaya açıldı.
İklim krizi çocuk sağlığını olumsuz yönde etkiliyor
Sempozyum süresince öne çıkan temel değerlendirmeleri ve öneriler bir bildirge ile paylaşıldı.
İklim krizi, çocuklarda astım ve bronşiolit gibi solunum sistemi hastalıklarından ishal ve sıtma gibi bulaşıcı hastalıklara, yetersiz beslenmeden ruh sağlığı sorunlarına kadar çok boyutlu etkiler yaratmaktadır. Artan sıcaklıklar, kuraklık, orman yangınları ve hava kirliliği çocukların fizyolojik, bilişsel ve psikolojik gelişimini tehdit etmektedir.
Çocuklar fizyolojik ve metabolik özellikleri nedeniyle hava kirliliğinin olumsuz etkilerine daha açıktır. Dünya çapında beş yaş altı ölümlerin yaklaşık onda biri, yenidoğan ölümlerinin ise %10’undan fazlası hava kirliliğine atfedilmektedir.
2021’de dünya genelinde 227.616 bebek, yaşamının ilk 27 gününde bu nedenle ölmüştür. Türkiye’de aynı yıl 538 yenidoğan ölümü hava kirliliğine bağlı bulunmuş; 0–6 günlük ölümlerin %10,1’i, 7–27 günlük ölümlerin %7,52’si hava kirliliğine atfedilmiştir.
Hava kirliliği, çocukluk çağında solunum yolu hastalıklarının en önemli çevresel belirleyicilerinden biridir. PM2,5 ve PM10, akciğerlerin derin bölgelerine ulaşarak vücutta sürekli bir stres tepkisi oluşturur; bu da bağışıklık sistemini zayıflatır, çocukları zatürre, bronşiolit ve alerjik bronşit gibi hastalıklara karşı savunmasız bırakır.
Gebelik döneminde yüksek ısı ve kirleticilere maruz kalmak, erken doğum ve düşük doğum ağırlığı riskini yükseltmekte, çocukların ilerleyen yaşlarda kalıcı sağlık sorunları yaşamasına neden olmaktadır. Gebelik boyunca annenin çevresel kirliliğe maruz kalması, fetüsün gelişimini ve yaşam boyu hastalık risklerini belirler.
Çocuk işçiliği, parçacık madde (PM10/PM2,5), silika/kuvars tozu ve uçucu kimyasal buharlara maruz kalma yoluyla solunum sağlığını doğrudan tehdit eden bir hava kirliliği sorunudur. Çocukların akciğerleri hâlâ gelişim aşamasında olduğu için aynı dozdaki kirleticiler erişkinlere kıyasla daha ağır sonuçlar doğurabilir. Tekstil, metal/torna, mobilya/boya ve elektrik-inşaat gibi sektörlerde pamuk ve sentetik lif tozu, endotoksin, izosiyanatlar ve solvent aerosolleri kronik öksürük, hışıltı ve akciğer fonksiyonlarında düşüşle ilişkilidir.
İklim krizi ve hava kirliliğinin Kirliliğin önlenmesi, sadece teknik önlemlerle değil; enerji, sanayi, ulaşım, kentleşme ve sağlık politikalarında çocuk odaklı yaklaşımların benimsenmesiyle mümkündür.
"Çocuk odaklı iklim dirençliliği planları hazırlanmalı"
Sempozyumda saptanan sorunların çözümü için hayata geçirilmesi gereken önerilerden bazıları şöyle:
Çocukların temiz hava hakkını korumak için bilimsel veriye dayalı, adil ve sürdürülebilir politikalar geliştirilmelidir.
Gebeler ve çocuklar için hava kirliliği uyarı ve koruma programları birinci basamak sağlık hizmetlerine entegre edilmelidir.
Okul ortamlarında hava kalitesi izlenmeli; temiz hava odaları, bitkilendirme ve hava filtreleme sistemleri yaygınlaştırılmalıdır.
Çocuk odaklı iklim dirençliliği planları hazırlanmalı; eğitim, sağlık ve sosyal hizmet kurumları bu kapsamda yeniden düzenlenmelidir.
Enerji ve sanayi politikalarında çocuk sağlığı etkisi değerlendirmesi zorunlu hale getirilmelidir.
Ruh sağlığı hizmetleri, afet sonrası ve uzun süreli iklim stresine maruz kalan çocuklar için güçlendirilmelidir.
İklim kriziyle mücadele, çocuk hakları perspektifinden yeniden çerçevelenmelidir.bianet
