YPG’nin elinde bulunan IŞİD militanından ilginç itiraflar: MİT yönlendirmesi ile HDP binalarını bombalamış…
Taksim İstiklal Caddesi’nde 19 Mart saldırısını gerçekleştiren isim olarak anılan, saldırganın gerçek kimliğinin belirlenmesinin ardından aranan “IŞİD canlı bombası” olarak nitelendirilen Savaş Yıldız’ın, YPG’nin elinde olduğu ortaya çıktı. ANHA’da itirafları yayımlanan Savaş Yıldız, Türkiye’deki IŞİD örgütlenmesi ve MİT bağına ilişkin bilgiler verdi. MİT yönlendirmesi ile Adana ve Mersin’de HDP binalarına yönelik bombalı saldırıları kendisinin yaptığını söyledi.
Savaş Yıldız, Türkiye’de IŞİD için merkez konumunda olan 3 il bulunduğunu, bunların da İstanbul, Konya ve Gaziantep olduğunu kaydederek şu bilgileri verdi:Taksim İstiklal Caddesi’nde 19 Mart’ta gerçekleşen saldırının ardından intihar bombacısı olarak adı ortaya atılan, saldırganın Mehmet Öztürk olduğu açıklandıktan sonra “arandığı” belirtilen Savaş Yıldız’ın YPG’nin elinde olduğu iddia edilmişti. ANHA dün (22 Mart) “AKP’nin aradığı canlı bomba MİT-DAİŞ ilişkisini anlattı” başlıklı bir haberle Savaş Yıldız olduğu belirtilen kişinin itiraflarını haberleştirdi.
Haberde “Türkiye’de sözde aranan MİT bağlantılı “DAİŞ’ın canlı bombası” Savaş Yıldız, Girê Spî (Tel Abyad) saldırısı ardından YPG tarafından sağ yakalandı. HDP’nin Adana ve Mersin’deki binalarına bombalı saldırılar düzenleyen Savaş Yıldız, DAIŞ ile MİT arasındaki ilişkilere ve birlikte planlanan Girê Spî saldırılarına dair çarpıcı itiraflarda bulundu” ifadeleri kullanıldı.
Haberde Türkiye’nin MİT aracılığıyla IŞİD, Cephet El Nusra ve Ehrar El Şam gibi cihatçı çetelere lojistik ve cephane yardımı sağladığını kanıtlayan sayısız belge ve görüntülere bugüne kadar uluslararası kamuoyunun sessiz kaldığı, ABD ve BM’nin de sessiz kaldığı bu işbirliği içinde IŞİD çetelerinin 27 Şubat’ta Girê Spî’ye saldırdığı, saldırılar kırıldıktan sonra alanda geliştirilen arama tarama faaliyetlerinde Demokratik Suriye Güçleri ve YPG tarafından esir alınan cihatçıların arasında Türkiye’de aranan MİT bağlantılı Savaş Yıldız’ın da bulunduğu vurgulandı.
İki defa yakalandı, MİT serbest bıraktırdı
Haberde, İstanbul’daki saldırıdan sonra “IŞİD’ın canlı bombası” olarak arandığı söylenen 1983 Adana/Yüreğir nüfusuna kayıtlı Savaş Yıldız’ın 2007 yılında hem Ankara’da hem de İstanbul’da iki defa gözaltına alındığı ancak her iki defasında da MİT tarafından serbest bıraktırıldığı belirtildi. ‘Abdulaziz El Turki’ ve “Cihad” kod adları kullanan Savaş Yıldız, AKP-IŞİD arasındaki ilişkilerde Antep, Adana ve sınır hattının kilit önemde olduğunu kaydetti.
İki yıl önce katıldı
2 Mart 2016 tarihinde YPG ve QSD savaşçıları tarafından Girê Spî’nin Eyn Arûs köyünde sağ yakalanan Savaş Yıldız (Abdulaziz El Turkî) Adana/Yüreğir nüfusuna kayıtlı olsa da aslen Van’lı bir Kürt. Halen birçok akrabası Van’da ikamet eden Savaş Yıldız ANHA’ya yaptığı konuşmada IŞİD çetelerine ilk ortaya çıkışıyla sempati duymaya başladığını ve MİT aracılığıyla yaklaşık 2,5 yıl önce IŞİD çetelerine katıldığını söyledi.
MİT ile IŞİD arasındaki Adana-Antep-Ankara hattı
Savaş Yıldız, IŞİD’e katılmasına eşinin kardeşi Burhanettin Sarı’nın (Muqatîl) ön ayak olduğunu ve bu kişinin Suriye savaşının başından beri sürekli olarak IŞİD, El Nusra ve diğer cihatçı çetelerle ilişkili olduğunu belirterek şöyle konuştu: “Burhanettin Sarı sürekli olarak Suriye’ye girip çıkıyordu. Bunu da Ankara, Antep ve Adana’daki geniş çevresini kullanarak yapıyordu.” Burhan’ın özellikle sınırdan rahat giriş çıkışlarına dikkat çeken Yıldız, “Burhanettin Sarı (Muqatîl), Suriye’ye her gidip gelişinde bize oradaki savaşı anlatıyor, bu yönlü de propaganda yapıyordu. Burhanettin Sarı aracılığıyla Adana’daki Selefi gruplar ile tanıştım” dedi.
Selefi grupları Adana’da MİT örgütlüyor
Yıldız’ın anlatımlarına göre, Adana MİT-IŞİD sorumlusu Eyüp Hoca, daha önce Afganistan’da savaşmış. Adana’da da DAIŞ’a eleman ve taraftar kazandırmak için çok rahat ve yoğun çalışma yürüten biri.
Adana’da sanayide tornacılık yapan Eyüp Hoca ile emlak işinden kaynaklı olarak bir arsa alım-satımı dolayısıyla tanıştıklarını aktaran Yıldız, bu kişinin aynı zamanda “cihat” dersleri de verdiğini kaydederek şunları söyledi:
“Yaklaşık 2,5 yıl önce bir Ramazan ayında Adana/Gürselpaşa taraflarında kırsal bir yerde DAIŞ Adana sorumlularından Eyüp Hoca tarafından bir yemek organize edildi. Ben de bu yemeğe katıldım. Yemeğe Selefi cemaatinden yoğun bir katılım vardı, katılanların hepsi uzun sakallıydı. Kısa sakallı olmamdan dolayı Selefi cemaati üyeleri bana çekimser ve kuşkulu yaklaştı. Eyüp Hoca’nın cemaati ile tanıştıktan sonra devamlı olarak iletişim halinde oldum.”
Cemaatler Adana’da IŞİD’a eleman kazandırıyor
MİT-IŞİD üyesi Savaş Yıldız, eşinin kardeşi Muqatîl’in (Burhanettin Sarı) daha önce El Nusra’ya yakın olduğunu, ancak DAIŞ ve El Nusra ayrışması sonrası yaşanan fikir ayrılıkları nedeniyle IŞİD çetelerine katıldığını söyledi. Burhanettin Sarı’nın birçok kez Suriye’ye gidip geldiğini ve kendi evlerinde kaldığını kaydeden Yıldız, kayınının birçok kez beraberinde “Demirci Mehmet”, “Necip” ve “Münir” adlı kuryeler ile de evlerine geldiğini vurguladı.
Her 3 kuryenin de IŞİD’e eleman gönderdiğini ve IŞİD için taraftar topladığını kaydeden Savaş Yıldız, Necip adlı kuryenin Mardin’li bir Arap, Demirci Mehmet ve Münir adlı kuryelerin de Bakur’lu olabileceğini ifade etti.
Ailece IŞİD’e katıldılar
Savaş Yıldız, Sarı Murat’tan 350 TL alarak İzmir’den yola çıkıp Adana’ya eve döndükten sonra burada Yıldız’ı ve ailesini almak için Suriye’den gelen Necip adlı kurye ile görüştü. Necip, IŞİD’in kendisine verdiği izin belgesi ile gelmişti.
Savaş Yıldız, Necip adlı IŞİD kuryesi ile yaptığı görüşmeden sonra hazırlıklarını yapmış ve sabah namazından sonra da Wolkswagen Transporter araç ile Adana-Antep hattından, Kilis’in Cerablus sınırındaki Elbeyli ilçesine geçmiş.
Kilis-Cerablus sınırı çetelere emanet
Yıldız şöyle konuştu: “Yine sabah namazı sonrası Kilis Elbeyli’den DAIŞ bağlantılı olan bir kaçakçı beni, eşimi, çocuklarımı, kaynanamı, baldızımı, kayınpederimi vd. aile üyelerini alarak Suriye’ye geçtik. Yani ailece DAIŞ’a katıldık. Sınırı geçerken hiç bir sorun yaşamadık, çok rahat geçtik. Sınır hattında Türk ordusuna ait hiçbir karakol yoktu. Sadece bir nöbetçi kulesi vardı, ancak o da boş bırakılmıştı.”Sınır hattının “DAIŞ ile Türk devleti arasındaki anlaşma(!) gereği” belli saatlerde boş bırakıldığını iddia eden Savaş Yıldız, kendisinin de, Türk Devleti ile IŞİD arasındaki bu anlaşma dahilinde, sınır hattının boş bırakıldığı saatlerde bu güzergahtan defalarca Türkiye’ye giriş yaptığını söyledi.
Cerablus’tan Tabka’ya Antep ekibi
Savaş Yıldız, sonrasını da şu sözlerle anlattı: “Sınırı geçtikten sonra bir araca binerek Cerablus’a doğru yola koyulduk. Cerablus’a varınca yaklaşık 3-4 saat bekledikten sonra eşimin kardeşi Muqatîl (Burhanettin Sarı) gelip bizi aldı. Buradan da Rakka yakınlarındaki Tabka’ya doğru yola çıktık. Tabka’da bir ev tutup yaşamaya başladık. Burada da Antep’li Abdulmuhit ile tanıştık. Abdulmuhit de DAIŞ’ın içindeki Antep grubundandır. Antep grubunda sadece Türkler bulunuyor. Antep grubundan olan Abdulmuhit beni Siluk kasabası yakınlarındaki bir bölgeye götürdü. Oradaki bir okulda bizi eğitime aldılar. Eğitimde sadece Antep cemaatinden olanlar bulunuyordu. Savaş yıldız, eğitimden sonra ‘Abdulaziz El Turki’ ve ‘Cihad’ kod isimlerini kullanmaya başladı.
‘DAIŞ’ın Antep grubu özgün ve özerk bir yapı(?)’
IŞİD içindeki Antep grubunun Rakka ve Siluk kasabası arasındaki bölgede faaliyet gösterdiğini, ancak Siluk kasabasının YPG’nin eline geçmesi ile birlikte kendileri için daha güvenli alan olan Rakka içine doğru çekildiklerini söyleyen Savaş Yıldız, Antep grubunun DAIŞ’a bağlı, ancak özgün ve özerk bir yapıda olduğunu belirtmesi dikkat çekti.
Antep grubunun ideolojik eğitmeninin Abdulmuhit adlı Antepli olduğunu söyleyen Yıldız, bu kişi daha önce Afganistan’da da savaşan biri. Şeriaat konusunda bilgili ve hatta bu konu üzerine çeşitli dersler veren biri” dedi.
Antep grubu Fursa El Xîlafe olarak örgütleniyor
Antep grubunun IŞİD çatısı altında “Fursa El Xilafe Taburları” olarak örgütlendiğini, askeri ve şeriat eğitimlerinin de “Konstantiniye” adlı eğitim kampında verildiğini kaydeden Savaş Yıldız’ın verdiği bilgilere göre, kampın eğitmeni Abdulmuhit, Fursa El Hilafe Taburlarının emiri ise, Fudayi adlı bir çete. Kampta askeri eğitimleri Ebu Talha, spor derslerini ise Ebu Nur adlı çeteler veriyor.
Fursa El Hilafe Taburlarının eğitim devresinden geçmiş olan Savaş Yıldız, eğitim devresinde kendisi ile beraber Abdurrahman, Ammar, Ebu Berad, Ebu Halit, Zerkavi, Abdulcabbar, Sufyan, Selman adlı kişilerin de yer aldığı 22 çete üyesinin bulunduğunu belirtti.
IŞİD’ın Türkiye merkezleri:
Antep, Konya ve İstanbul
Savaş Yıldız, Türkiye’de IŞİD için merkez konumunda olan 3 il bulunduğunu, bunların da İstanbul, Konya ve Antep olduğunu kaydederek şu bilgileri verdi: “Dünyanın farklı ülkelerinden gelen cihatçılar, İstanbul’daki bağlantılar ve özellikle de cemaatlerle ilişkileniyorlar. Sonra kısa bir sürede Suriye’ye gönderiliyorlar. Konya, DAIŞ’ın Anadolu’daki örgütlenmesini yürütüyor. Konya, dindar aile çocuklarını DAIŞ bağlantılı cemaatlere üye kişilerle ilişkilendirip bu çocukları kısa bir sürede Suriye’ye savaşmaya gönderecek düzeye getiriyor. Suriye’ye gönderemediklerini de DAIŞ sempatizanı haline getirip kendi amaçları doğrultusunda hareket etmesini sağlıyor.”
‘Antep DAIŞ için en
az Rakka kadar önemli’
MİT-DAIŞ üyesi Savaş Yıldız, Konya ve İstanbul’dan çok daha fazla Antep’in DAIŞ için önem arz ettiğine ısrarla vurgu yapması, Erdoğan’ın Cerablus Ezaz hattı kırmızı çizgimizdir” sözlerini anımsatırken, Antep’i neden bu kadar önemli olduğunu ise şöyle açıklıyor:
“DAIŞ için hayati olan bölge Antep’tir. Burası DAIŞ’ın hakimiyet sağladığı en büyük alanlardan biridir. Antep en az Rakka kadar önem arz ediyor DAIŞ için. Hem yurt içinden (Türkiye’den) hem yurt dışından gelen cihatçılar Antep üzerinden Cerablus, Minbic gibi alanlara kanalize ediliyor.”ANHA
Taksim İstiklal Caddesi’nde 19 Mart saldırısını gerçekleştiren isim olarak anılan, saldırganın gerçek kimliğinin belirlenmesinin ardından aranan “IŞİD canlı bombası” olarak nitelendirilen Savaş Yıldız’ın, YPG’nin elinde olduğu ortaya çıktı. ANHA’da itirafları yayımlanan Savaş Yıldız, Türkiye’deki IŞİD örgütlenmesi ve MİT bağına ilişkin bilgiler verdi. MİT yönlendirmesi ile Adana ve Mersin’de HDP binalarına yönelik bombalı saldırıları kendisinin yaptığını söyledi.
Savaş Yıldız, Türkiye’de IŞİD için merkez konumunda olan 3 il bulunduğunu, bunların da İstanbul, Konya ve Gaziantep olduğunu kaydederek şu bilgileri verdi:Taksim İstiklal Caddesi’nde 19 Mart’ta gerçekleşen saldırının ardından intihar bombacısı olarak adı ortaya atılan, saldırganın Mehmet Öztürk olduğu açıklandıktan sonra “arandığı” belirtilen Savaş Yıldız’ın YPG’nin elinde olduğu iddia edilmişti. ANHA dün (22 Mart) “AKP’nin aradığı canlı bomba MİT-DAİŞ ilişkisini anlattı” başlıklı bir haberle Savaş Yıldız olduğu belirtilen kişinin itiraflarını haberleştirdi.
Haberde “Türkiye’de sözde aranan MİT bağlantılı “DAİŞ’ın canlı bombası” Savaş Yıldız, Girê Spî (Tel Abyad) saldırısı ardından YPG tarafından sağ yakalandı. HDP’nin Adana ve Mersin’deki binalarına bombalı saldırılar düzenleyen Savaş Yıldız, DAIŞ ile MİT arasındaki ilişkilere ve birlikte planlanan Girê Spî saldırılarına dair çarpıcı itiraflarda bulundu” ifadeleri kullanıldı.
Haberde Türkiye’nin MİT aracılığıyla IŞİD, Cephet El Nusra ve Ehrar El Şam gibi cihatçı çetelere lojistik ve cephane yardımı sağladığını kanıtlayan sayısız belge ve görüntülere bugüne kadar uluslararası kamuoyunun sessiz kaldığı, ABD ve BM’nin de sessiz kaldığı bu işbirliği içinde IŞİD çetelerinin 27 Şubat’ta Girê Spî’ye saldırdığı, saldırılar kırıldıktan sonra alanda geliştirilen arama tarama faaliyetlerinde Demokratik Suriye Güçleri ve YPG tarafından esir alınan cihatçıların arasında Türkiye’de aranan MİT bağlantılı Savaş Yıldız’ın da bulunduğu vurgulandı.
İki defa yakalandı, MİT serbest bıraktırdı
Haberde, İstanbul’daki saldırıdan sonra “IŞİD’ın canlı bombası” olarak arandığı söylenen 1983 Adana/Yüreğir nüfusuna kayıtlı Savaş Yıldız’ın 2007 yılında hem Ankara’da hem de İstanbul’da iki defa gözaltına alındığı ancak her iki defasında da MİT tarafından serbest bıraktırıldığı belirtildi. ‘Abdulaziz El Turki’ ve “Cihad” kod adları kullanan Savaş Yıldız, AKP-IŞİD arasındaki ilişkilerde Antep, Adana ve sınır hattının kilit önemde olduğunu kaydetti.
İki yıl önce katıldı
2 Mart 2016 tarihinde YPG ve QSD savaşçıları tarafından Girê Spî’nin Eyn Arûs köyünde sağ yakalanan Savaş Yıldız (Abdulaziz El Turkî) Adana/Yüreğir nüfusuna kayıtlı olsa da aslen Van’lı bir Kürt. Halen birçok akrabası Van’da ikamet eden Savaş Yıldız ANHA’ya yaptığı konuşmada IŞİD çetelerine ilk ortaya çıkışıyla sempati duymaya başladığını ve MİT aracılığıyla yaklaşık 2,5 yıl önce IŞİD çetelerine katıldığını söyledi.
MİT ile IŞİD arasındaki Adana-Antep-Ankara hattı
Savaş Yıldız, IŞİD’e katılmasına eşinin kardeşi Burhanettin Sarı’nın (Muqatîl) ön ayak olduğunu ve bu kişinin Suriye savaşının başından beri sürekli olarak IŞİD, El Nusra ve diğer cihatçı çetelerle ilişkili olduğunu belirterek şöyle konuştu: “Burhanettin Sarı sürekli olarak Suriye’ye girip çıkıyordu. Bunu da Ankara, Antep ve Adana’daki geniş çevresini kullanarak yapıyordu.” Burhan’ın özellikle sınırdan rahat giriş çıkışlarına dikkat çeken Yıldız, “Burhanettin Sarı (Muqatîl), Suriye’ye her gidip gelişinde bize oradaki savaşı anlatıyor, bu yönlü de propaganda yapıyordu. Burhanettin Sarı aracılığıyla Adana’daki Selefi gruplar ile tanıştım” dedi.
Selefi grupları Adana’da MİT örgütlüyor
Yıldız’ın anlatımlarına göre, Adana MİT-IŞİD sorumlusu Eyüp Hoca, daha önce Afganistan’da savaşmış. Adana’da da DAIŞ’a eleman ve taraftar kazandırmak için çok rahat ve yoğun çalışma yürüten biri.
Adana’da sanayide tornacılık yapan Eyüp Hoca ile emlak işinden kaynaklı olarak bir arsa alım-satımı dolayısıyla tanıştıklarını aktaran Yıldız, bu kişinin aynı zamanda “cihat” dersleri de verdiğini kaydederek şunları söyledi:
“Yaklaşık 2,5 yıl önce bir Ramazan ayında Adana/Gürselpaşa taraflarında kırsal bir yerde DAIŞ Adana sorumlularından Eyüp Hoca tarafından bir yemek organize edildi. Ben de bu yemeğe katıldım. Yemeğe Selefi cemaatinden yoğun bir katılım vardı, katılanların hepsi uzun sakallıydı. Kısa sakallı olmamdan dolayı Selefi cemaati üyeleri bana çekimser ve kuşkulu yaklaştı. Eyüp Hoca’nın cemaati ile tanıştıktan sonra devamlı olarak iletişim halinde oldum.”
Cemaatler Adana’da IŞİD’a eleman kazandırıyor
MİT-IŞİD üyesi Savaş Yıldız, eşinin kardeşi Muqatîl’in (Burhanettin Sarı) daha önce El Nusra’ya yakın olduğunu, ancak DAIŞ ve El Nusra ayrışması sonrası yaşanan fikir ayrılıkları nedeniyle IŞİD çetelerine katıldığını söyledi. Burhanettin Sarı’nın birçok kez Suriye’ye gidip geldiğini ve kendi evlerinde kaldığını kaydeden Yıldız, kayınının birçok kez beraberinde “Demirci Mehmet”, “Necip” ve “Münir” adlı kuryeler ile de evlerine geldiğini vurguladı.
Her 3 kuryenin de IŞİD’e eleman gönderdiğini ve IŞİD için taraftar topladığını kaydeden Savaş Yıldız, Necip adlı kuryenin Mardin’li bir Arap, Demirci Mehmet ve Münir adlı kuryelerin de Bakur’lu olabileceğini ifade etti.
Ailece IŞİD’e katıldılar
Savaş Yıldız, Sarı Murat’tan 350 TL alarak İzmir’den yola çıkıp Adana’ya eve döndükten sonra burada Yıldız’ı ve ailesini almak için Suriye’den gelen Necip adlı kurye ile görüştü. Necip, IŞİD’in kendisine verdiği izin belgesi ile gelmişti.
Savaş Yıldız, Necip adlı IŞİD kuryesi ile yaptığı görüşmeden sonra hazırlıklarını yapmış ve sabah namazından sonra da Wolkswagen Transporter araç ile Adana-Antep hattından, Kilis’in Cerablus sınırındaki Elbeyli ilçesine geçmiş.
Kilis-Cerablus sınırı çetelere emanet
Yıldız şöyle konuştu: “Yine sabah namazı sonrası Kilis Elbeyli’den DAIŞ bağlantılı olan bir kaçakçı beni, eşimi, çocuklarımı, kaynanamı, baldızımı, kayınpederimi vd. aile üyelerini alarak Suriye’ye geçtik. Yani ailece DAIŞ’a katıldık. Sınırı geçerken hiç bir sorun yaşamadık, çok rahat geçtik. Sınır hattında Türk ordusuna ait hiçbir karakol yoktu. Sadece bir nöbetçi kulesi vardı, ancak o da boş bırakılmıştı.”Sınır hattının “DAIŞ ile Türk devleti arasındaki anlaşma(!) gereği” belli saatlerde boş bırakıldığını iddia eden Savaş Yıldız, kendisinin de, Türk Devleti ile IŞİD arasındaki bu anlaşma dahilinde, sınır hattının boş bırakıldığı saatlerde bu güzergahtan defalarca Türkiye’ye giriş yaptığını söyledi.
Cerablus’tan Tabka’ya Antep ekibi
Savaş Yıldız, sonrasını da şu sözlerle anlattı: “Sınırı geçtikten sonra bir araca binerek Cerablus’a doğru yola koyulduk. Cerablus’a varınca yaklaşık 3-4 saat bekledikten sonra eşimin kardeşi Muqatîl (Burhanettin Sarı) gelip bizi aldı. Buradan da Rakka yakınlarındaki Tabka’ya doğru yola çıktık. Tabka’da bir ev tutup yaşamaya başladık. Burada da Antep’li Abdulmuhit ile tanıştık. Abdulmuhit de DAIŞ’ın içindeki Antep grubundandır. Antep grubunda sadece Türkler bulunuyor. Antep grubundan olan Abdulmuhit beni Siluk kasabası yakınlarındaki bir bölgeye götürdü. Oradaki bir okulda bizi eğitime aldılar. Eğitimde sadece Antep cemaatinden olanlar bulunuyordu. Savaş yıldız, eğitimden sonra ‘Abdulaziz El Turki’ ve ‘Cihad’ kod isimlerini kullanmaya başladı.
‘DAIŞ’ın Antep grubu özgün ve özerk bir yapı(?)’
IŞİD içindeki Antep grubunun Rakka ve Siluk kasabası arasındaki bölgede faaliyet gösterdiğini, ancak Siluk kasabasının YPG’nin eline geçmesi ile birlikte kendileri için daha güvenli alan olan Rakka içine doğru çekildiklerini söyleyen Savaş Yıldız, Antep grubunun DAIŞ’a bağlı, ancak özgün ve özerk bir yapıda olduğunu belirtmesi dikkat çekti.
Antep grubunun ideolojik eğitmeninin Abdulmuhit adlı Antepli olduğunu söyleyen Yıldız, bu kişi daha önce Afganistan’da da savaşan biri. Şeriaat konusunda bilgili ve hatta bu konu üzerine çeşitli dersler veren biri” dedi.
Antep grubu Fursa El Xîlafe olarak örgütleniyor
Antep grubunun IŞİD çatısı altında “Fursa El Xilafe Taburları” olarak örgütlendiğini, askeri ve şeriat eğitimlerinin de “Konstantiniye” adlı eğitim kampında verildiğini kaydeden Savaş Yıldız’ın verdiği bilgilere göre, kampın eğitmeni Abdulmuhit, Fursa El Hilafe Taburlarının emiri ise, Fudayi adlı bir çete. Kampta askeri eğitimleri Ebu Talha, spor derslerini ise Ebu Nur adlı çeteler veriyor.
Fursa El Hilafe Taburlarının eğitim devresinden geçmiş olan Savaş Yıldız, eğitim devresinde kendisi ile beraber Abdurrahman, Ammar, Ebu Berad, Ebu Halit, Zerkavi, Abdulcabbar, Sufyan, Selman adlı kişilerin de yer aldığı 22 çete üyesinin bulunduğunu belirtti.
IŞİD’ın Türkiye merkezleri:
Antep, Konya ve İstanbul
Savaş Yıldız, Türkiye’de IŞİD için merkez konumunda olan 3 il bulunduğunu, bunların da İstanbul, Konya ve Antep olduğunu kaydederek şu bilgileri verdi: “Dünyanın farklı ülkelerinden gelen cihatçılar, İstanbul’daki bağlantılar ve özellikle de cemaatlerle ilişkileniyorlar. Sonra kısa bir sürede Suriye’ye gönderiliyorlar. Konya, DAIŞ’ın Anadolu’daki örgütlenmesini yürütüyor. Konya, dindar aile çocuklarını DAIŞ bağlantılı cemaatlere üye kişilerle ilişkilendirip bu çocukları kısa bir sürede Suriye’ye savaşmaya gönderecek düzeye getiriyor. Suriye’ye gönderemediklerini de DAIŞ sempatizanı haline getirip kendi amaçları doğrultusunda hareket etmesini sağlıyor.”
‘Antep DAIŞ için en
az Rakka kadar önemli’
MİT-DAIŞ üyesi Savaş Yıldız, Konya ve İstanbul’dan çok daha fazla Antep’in DAIŞ için önem arz ettiğine ısrarla vurgu yapması, Erdoğan’ın Cerablus Ezaz hattı kırmızı çizgimizdir” sözlerini anımsatırken, Antep’i neden bu kadar önemli olduğunu ise şöyle açıklıyor:
“DAIŞ için hayati olan bölge Antep’tir. Burası DAIŞ’ın hakimiyet sağladığı en büyük alanlardan biridir. Antep en az Rakka kadar önem arz ediyor DAIŞ için. Hem yurt içinden (Türkiye’den) hem yurt dışından gelen cihatçılar Antep üzerinden Cerablus, Minbic gibi alanlara kanalize ediliyor.”ANHA