Çevre ve Tüketici Haklarını Koruma Derneği ÇETKODER Genel Başkanı Mustafa Göktaş, eğitim öğretim yılının başlaması ile evde özel ders verilmesi durumuna ilişkin, “Kaçak göçek, merdiven altı tabir edilen, hiçbir vergilendirmeye ve kanuni şartlara haiz olmadan çocuklarımıza dersler veriliyor. Buna derhal son verilmeli” dedi.
ÇETKODER Başkanı Mustafa Göktaş yaptığı yazılı açıklamada, 2014-2015 eğitim öğretim yılının başlamasıyla birlikte evde özel ders verilmesi durumuna ilişkin, “Ülkemizin içinde bulunduğu şartlar belli. Eğitim ve öğretim sezonu açıldı. Okullarda verilen eğitim düzeyi belli. Özellikle devlete ait okullardaki müfredat apaçık ortadadır. Öğretmen ve öğrenci ilişkileri ile öğretmenlerin üstlendikleri görevler açısından öğrencilere verdiği derslerin nitelik ve kalitesi ortada. Alınan kararlar ile dershaneler de temel liselere dönüştürüldü. Bu arada piyasada yeni bir sektör oluştu. Evde veya boş gözüken belirli ofis ve işyerlerinde özel ders verme başladı. Yani kaçak, göçek, merdiven altı tabir edilen, hiçbir vergilendirmeye ve kanuni şartlara haiz olmadan çocuklarımıza dersler veriliyor. Yurdun her yerinde bu durum mevcuttur. Özellikle Üniversiteye hazırlanan gençler açısından sınavlarda başarılı olmak adına özel ders alma furyası başlamış durumda.
Özellikle de devletin okullarında görev alanların bu işi yapmaları son derece yakışıksız ve hukuksuz durumda. Bu bağlamda hem ortaya haksız kazanç çıkmakta hem de yasal olmayan nahoş bir ortam gelişerek, öğretmen camiasını ve öğrencileri yolsuzluğa, arsızlığa, huysuzluğa, haksız kazanca yönelten bir durum söz konusudur” dedi
Göktaş, devlet memuru olup, resmi okulda görev alan bir öğretmenin hangi branşta olursa olsun evinde ya da kendine ait başka bir alanda öğrencilere özel ders vermesinin hukuki olmadığını belirterek, “Çünkü gelir elde etmektedir ve tacir ya da esnaf durumuna düşmektedir. Yani bir yerde serbest meslek kapsamına giren bir iş olmaktadır. Oysa onlar devlet memurudur. Çok yüksek meblağlar ile evinde yâda başkaca özel alanda bu işi yapan binlerce öğretmen vardır ve haksız kazanç elde ettikleri gibi, gayri ahlaki bir durumda sergilenmektedir. Zaman zamsan bizlere bu hususlarda ihbarlar gelmektedir. Bu durumun maliye bakanlığı yetkililerince kontrol ve denetimi gerektiği gibi, milli eğitim bakanlığının da bu işi sıkı takibe alması gerekmektedir. Çünkü ortada haksız kazanç vardır, memuriyete halel getirecek durum vardır. MEB’in bu hususta idari işlem yapması gerekir” ifadelerini kullandı.
“Elbette öğretmenlerde kendi mesleğini icra edecekler ve bu yolda para kazanacaklardır” diyen Göktaş, şunları kaydetti:
“Ancak mesleki faaliyetleri sürdürürken yasalarca belirlenmiş yükümlülüklerimizi yerine getirmek zorundayız. Yürürlükteki mevzuat ve yasal yükümlülükler her tür mesleki faaliyetin çerçevesini oluşturur. Yasal çerçevelerin dışında kalan her türlü faaliyet, mesleki şöhret ve vakarı ayrıca işlevi olumsuz etkiler. Nasıl ki sağlık alanında doktor evinde ya da başkaca bir kayıtsız alanda belirli bir para karşılığında ilgili alanda öğrenim gören öğrencilere ya da hastalara hizmet veremiyorsa 657 tabi öğretmende bunu yapamaz. Yapmaya hakkı yok. Kaldı ki özel ders verilir dernek, etüt adı ile hiç bir yasal dayanağı olmaksızın ve vergi mükellefiyeti olmayan, çok sayıda öğrencisi olan, bunlardan azımsanmayacak paralar elde edenlerin varlığı da ortadadır. MEB ve maliye el ele verip, ortaklaşa olarak mevcut sistemde görev alan tüm öğretmenlerin mali durumlarını, mal beyanlarını, kredi kartı harcamalarını, kullandıkları banka kredi miktarlarını, yaşam tarzlarını takibe aldıklarında gelirin büyüklüğü ortaya çıkacaktır. Ortada haksız, usulsüz, kanunsuz, bu hususlardaki örf ve âdete uygun olmayan bir kazanç söz konusudur. Elbette ki yasal çerçeveler dahilinde kişiler üzerlerine düşen mükellefiyetleri yerine getirmek sureti ile mesleki icrada bulunma hakkına sahiptir. Ama bunların yasal bir zemini mevcuttur. Bu bağlamda ilgili ve yetkililerin geçmişten bu yana giderek artan bu tür haksız uygulamanın önüne geçmesi gerekir.”ANKA
ÇETKODER Başkanı Mustafa Göktaş yaptığı yazılı açıklamada, 2014-2015 eğitim öğretim yılının başlamasıyla birlikte evde özel ders verilmesi durumuna ilişkin, “Ülkemizin içinde bulunduğu şartlar belli. Eğitim ve öğretim sezonu açıldı. Okullarda verilen eğitim düzeyi belli. Özellikle devlete ait okullardaki müfredat apaçık ortadadır. Öğretmen ve öğrenci ilişkileri ile öğretmenlerin üstlendikleri görevler açısından öğrencilere verdiği derslerin nitelik ve kalitesi ortada. Alınan kararlar ile dershaneler de temel liselere dönüştürüldü. Bu arada piyasada yeni bir sektör oluştu. Evde veya boş gözüken belirli ofis ve işyerlerinde özel ders verme başladı. Yani kaçak, göçek, merdiven altı tabir edilen, hiçbir vergilendirmeye ve kanuni şartlara haiz olmadan çocuklarımıza dersler veriliyor. Yurdun her yerinde bu durum mevcuttur. Özellikle Üniversiteye hazırlanan gençler açısından sınavlarda başarılı olmak adına özel ders alma furyası başlamış durumda.
Özellikle de devletin okullarında görev alanların bu işi yapmaları son derece yakışıksız ve hukuksuz durumda. Bu bağlamda hem ortaya haksız kazanç çıkmakta hem de yasal olmayan nahoş bir ortam gelişerek, öğretmen camiasını ve öğrencileri yolsuzluğa, arsızlığa, huysuzluğa, haksız kazanca yönelten bir durum söz konusudur” dedi
Göktaş, devlet memuru olup, resmi okulda görev alan bir öğretmenin hangi branşta olursa olsun evinde ya da kendine ait başka bir alanda öğrencilere özel ders vermesinin hukuki olmadığını belirterek, “Çünkü gelir elde etmektedir ve tacir ya da esnaf durumuna düşmektedir. Yani bir yerde serbest meslek kapsamına giren bir iş olmaktadır. Oysa onlar devlet memurudur. Çok yüksek meblağlar ile evinde yâda başkaca özel alanda bu işi yapan binlerce öğretmen vardır ve haksız kazanç elde ettikleri gibi, gayri ahlaki bir durumda sergilenmektedir. Zaman zamsan bizlere bu hususlarda ihbarlar gelmektedir. Bu durumun maliye bakanlığı yetkililerince kontrol ve denetimi gerektiği gibi, milli eğitim bakanlığının da bu işi sıkı takibe alması gerekmektedir. Çünkü ortada haksız kazanç vardır, memuriyete halel getirecek durum vardır. MEB’in bu hususta idari işlem yapması gerekir” ifadelerini kullandı.
“Elbette öğretmenlerde kendi mesleğini icra edecekler ve bu yolda para kazanacaklardır” diyen Göktaş, şunları kaydetti:
“Ancak mesleki faaliyetleri sürdürürken yasalarca belirlenmiş yükümlülüklerimizi yerine getirmek zorundayız. Yürürlükteki mevzuat ve yasal yükümlülükler her tür mesleki faaliyetin çerçevesini oluşturur. Yasal çerçevelerin dışında kalan her türlü faaliyet, mesleki şöhret ve vakarı ayrıca işlevi olumsuz etkiler. Nasıl ki sağlık alanında doktor evinde ya da başkaca bir kayıtsız alanda belirli bir para karşılığında ilgili alanda öğrenim gören öğrencilere ya da hastalara hizmet veremiyorsa 657 tabi öğretmende bunu yapamaz. Yapmaya hakkı yok. Kaldı ki özel ders verilir dernek, etüt adı ile hiç bir yasal dayanağı olmaksızın ve vergi mükellefiyeti olmayan, çok sayıda öğrencisi olan, bunlardan azımsanmayacak paralar elde edenlerin varlığı da ortadadır. MEB ve maliye el ele verip, ortaklaşa olarak mevcut sistemde görev alan tüm öğretmenlerin mali durumlarını, mal beyanlarını, kredi kartı harcamalarını, kullandıkları banka kredi miktarlarını, yaşam tarzlarını takibe aldıklarında gelirin büyüklüğü ortaya çıkacaktır. Ortada haksız, usulsüz, kanunsuz, bu hususlardaki örf ve âdete uygun olmayan bir kazanç söz konusudur. Elbette ki yasal çerçeveler dahilinde kişiler üzerlerine düşen mükellefiyetleri yerine getirmek sureti ile mesleki icrada bulunma hakkına sahiptir. Ama bunların yasal bir zemini mevcuttur. Bu bağlamda ilgili ve yetkililerin geçmişten bu yana giderek artan bu tür haksız uygulamanın önüne geçmesi gerekir.”ANKA