Güneydoğu Anadolu Bölgesi çölleşmeye doğru mu gidiyor?
Kuraklık tehlikesinin halen devam ettiğini belirten Gaziantep Ziraat Mühendisleri Odası Başkanı Kenan Seçkin, kuraklığın çölleşme anlamına geldiğine vurgu yaparak, “Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nin 50 yıl içerisinde çölleşeceğini söyleyen bilim adamları var. Mevsimlerin gidişatına bakılarak bilim adamları haklı gibi duruyor. Ama su olduğu zaman çölde bile tarım yapılır. Ancak sulu olmayan şartlarda üretim çok zor. Kadere bağlı yaşamamak lazım. Onun için tedbirlerimizi almamız gerekiyor” dedi.
Mart ve Nisan yağışları
tahıllar için çok önemli
Son yağmurların tahıllar için yeterli gibi göründüğünü kaydeden Seçkin, Mart ve Nisan aylarındaki yağmurların tahıllar için son derece önemli olduğunu dikkat çekti. İslahiye ve Nurdağı’na metrekareye 500 kilogram yağış düştüğünü ifade eden Seçkin, Karkamış’a metrekareye 90 kilogram, Nizip ve Oğuzeli’ne ise metrekareye 100-100 kilogram yağış düştüğünün altını çizdi.
Kırmızı mercimeğin yerini
yavaş yavaş nohut alıyor
Gaziantep’te yüzde 65 oranında dikili tarımın yapıldığını söyleyen Seçkin, dikili tarımda birinci sırada Antepfıstığının ve zeytinin geldiğine vurgu yaptı. Şehitkamil Bölgesi’nde kiraz ve elma, Oğuzeli’nde nar, Nurdağı ve İslahiye’de biber ve tek yıllık bitkilerin yetiştirildiğini ve sulu bölgelerde sebzeciliğin yapıldığını açıklayan Seçkin, kırmızı mercimeğin gen merkezinin Güneydoğu olduğunu, ancak kuraklıktan dolayı mercimek üretilemez duruma gelindiğini bundan dolayı da mercimeğin yerini nohudun almaya başladığını sözlerine ekledi.
Metrekareye 100 kilogram
yağışla tarım yapılamaz
Seçkin, bu yılda kuraklık beklendiğini vurgularken, son yağmurların herkesin yüzünü güldürdüğünü, ancak meteorolojiye bakıldığında Mart ve Nisan aylarının da kurak geçeceğini belirtti. Gaziantep’in her bölgesinde kuraklık tehlikesinin olmadığını ifade eden Seçkin, “Nurdağı, İslahiye, Araban, Yavuzeli ve Şehitkamil’ de kuraklıktan bahsedemeyiz. Ama Karkamış, Oğuzeli’nin doğu kısımlarında ve Nizip’in büyük bir kısmında kuraklık tehlikesi halen var. Çünkü buralar yağış almayan bölgelerimiz. Gaziantep bu sene mevsim normallerinin üzerinde yağış aldı, fakat yağışların yüzde 80’i Nurdağı ve İslahiye bölgesine yağdı. Karkamış’a metrekareye 100 kilogram yağış düşmüş bu kadar yağışla tarım yapılmaz” değerlendirmesini yaptı.
Bölgenin sulu tarıma
geçmesi gerekiyor
Bölgemizde 2004 yılından bu zamana kadar bazen periyodik bazen de üst üste kuraklığın yaşandığını hatırlatan Başkan Seçkin, iklim ve mevsimlerin değiştiğini bundan dolayı da kuraklığa karşı tedbir alınmasını istedi. GAP projesine bağlı sulama alanların halen bitmemesinden dert yanan Seçkin, sulu tarıma geçilmediği müddetçe kuraklık tehlikesinin devam ettiğini sözlerine ekleyerek konuşmasına şöyle devam etti: “Bölgemizde GAP Projesi kapsamında 6 pompajımız sulanacak. Birincisi bitti, fakat sahada sulamada büyük sıkıntılar var. Dolayısıyla bir yıldaki ürün kaybımız her yıl bir pompajımızı bitiriyor. P1 pompajının her şey dahil maliyeti 500 milyon. Tek yıllık bitkiler de kaybımız 400 milyon. Eğer pompajlarımız bitmiş ve faaliyette olsaydı, kuraklığı konuşmuyor olacaktık. Onun için bölgemizin sulu tarıma geçmesi gerekiyor.” Hüseyin Karataş
Kuraklık tehlikesinin halen devam ettiğini belirten Gaziantep Ziraat Mühendisleri Odası Başkanı Kenan Seçkin, kuraklığın çölleşme anlamına geldiğine vurgu yaparak, “Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nin 50 yıl içerisinde çölleşeceğini söyleyen bilim adamları var. Mevsimlerin gidişatına bakılarak bilim adamları haklı gibi duruyor. Ama su olduğu zaman çölde bile tarım yapılır. Ancak sulu olmayan şartlarda üretim çok zor. Kadere bağlı yaşamamak lazım. Onun için tedbirlerimizi almamız gerekiyor” dedi.
Mart ve Nisan yağışları
tahıllar için çok önemli
Son yağmurların tahıllar için yeterli gibi göründüğünü kaydeden Seçkin, Mart ve Nisan aylarındaki yağmurların tahıllar için son derece önemli olduğunu dikkat çekti. İslahiye ve Nurdağı’na metrekareye 500 kilogram yağış düştüğünü ifade eden Seçkin, Karkamış’a metrekareye 90 kilogram, Nizip ve Oğuzeli’ne ise metrekareye 100-100 kilogram yağış düştüğünün altını çizdi.
Kırmızı mercimeğin yerini
yavaş yavaş nohut alıyor
Gaziantep’te yüzde 65 oranında dikili tarımın yapıldığını söyleyen Seçkin, dikili tarımda birinci sırada Antepfıstığının ve zeytinin geldiğine vurgu yaptı. Şehitkamil Bölgesi’nde kiraz ve elma, Oğuzeli’nde nar, Nurdağı ve İslahiye’de biber ve tek yıllık bitkilerin yetiştirildiğini ve sulu bölgelerde sebzeciliğin yapıldığını açıklayan Seçkin, kırmızı mercimeğin gen merkezinin Güneydoğu olduğunu, ancak kuraklıktan dolayı mercimek üretilemez duruma gelindiğini bundan dolayı da mercimeğin yerini nohudun almaya başladığını sözlerine ekledi.
Metrekareye 100 kilogram
yağışla tarım yapılamaz
Seçkin, bu yılda kuraklık beklendiğini vurgularken, son yağmurların herkesin yüzünü güldürdüğünü, ancak meteorolojiye bakıldığında Mart ve Nisan aylarının da kurak geçeceğini belirtti. Gaziantep’in her bölgesinde kuraklık tehlikesinin olmadığını ifade eden Seçkin, “Nurdağı, İslahiye, Araban, Yavuzeli ve Şehitkamil’ de kuraklıktan bahsedemeyiz. Ama Karkamış, Oğuzeli’nin doğu kısımlarında ve Nizip’in büyük bir kısmında kuraklık tehlikesi halen var. Çünkü buralar yağış almayan bölgelerimiz. Gaziantep bu sene mevsim normallerinin üzerinde yağış aldı, fakat yağışların yüzde 80’i Nurdağı ve İslahiye bölgesine yağdı. Karkamış’a metrekareye 100 kilogram yağış düşmüş bu kadar yağışla tarım yapılmaz” değerlendirmesini yaptı.
Bölgenin sulu tarıma
geçmesi gerekiyor
Bölgemizde 2004 yılından bu zamana kadar bazen periyodik bazen de üst üste kuraklığın yaşandığını hatırlatan Başkan Seçkin, iklim ve mevsimlerin değiştiğini bundan dolayı da kuraklığa karşı tedbir alınmasını istedi. GAP projesine bağlı sulama alanların halen bitmemesinden dert yanan Seçkin, sulu tarıma geçilmediği müddetçe kuraklık tehlikesinin devam ettiğini sözlerine ekleyerek konuşmasına şöyle devam etti: “Bölgemizde GAP Projesi kapsamında 6 pompajımız sulanacak. Birincisi bitti, fakat sahada sulamada büyük sıkıntılar var. Dolayısıyla bir yıldaki ürün kaybımız her yıl bir pompajımızı bitiriyor. P1 pompajının her şey dahil maliyeti 500 milyon. Tek yıllık bitkiler de kaybımız 400 milyon. Eğer pompajlarımız bitmiş ve faaliyette olsaydı, kuraklığı konuşmuyor olacaktık. Onun için bölgemizin sulu tarıma geçmesi gerekiyor.” Hüseyin Karataş