Türkiye’nin tanınmış hukukçularından olan ve 2013’te Akil İnsanlar Güneydoğu Anadolu Komisyonu'nda yer Av. Kezban Hatemi, kadının önündeki en önemli engelin ataerkil aile yapısı olduğunu vurguladı
Av. Kezban Hatemi, “Her türlü kanuni düzenlemeyi yapsanız, bunu yürürlüğe koysanız da kanun önünde eşitlik yasalarına dikkat de etseniz, uygulamada kadınların karşılaştığı çok ciddi anlamda eşitsizlik dolayısıyla ayrımcılığı net bir şekilde ülkemizde görüyoruz” diye konuştu. Av. Hatemi, söz konusu eşitsizlik ve ayrımcılığın sadece ülkemize mahsus bir konu olmadığını, bütün dünya ölçeğinde ülkelerin gelişmişlik düzeyine bağlı olarak bu ayrımcılık ve eşitsizliğin görüldüğünü söyledi.
Kanuni düzenlemeler yapıldı
Kadın ve Demokrasi Derneği Gaziantep Temsilciği ile Gaziantep Üniversitesi (GAÜN) KADEM Kulübü tarafından düzenlenen Av. Kezban Hatemi’nin konuşmacı olarak katıldığı “Kadın ve Adalet” konulu söyleşi GAÜN Güzel Sanatlar Fakültesi Konferans Salonu’nda yapıldı. Büyük ilgi gören söylesi sırasında konuşan Av. Hatemi, son 13 yıl içerisinde kanuni anlamda pozitif ayrımcılık yapılarak, anayasanın onuncu maddesine çok önemli bir madde değişikliği eklendiğini hatırlatarak, “Pozitif ayrımcılık yani eşitler arasında eşitsizlik giderilinceye kadar kadına karşı temel hak ve özgürlüklerde öncülük tanınması, önlerinin açılması anlamında yasal düzenlemeler yapıldı. Bazı eksikliklere rağmen çok önemli büyük adımlar atıldı. İstanbul Anlaşması ile bunu ilk imzalayan ülke olarak uluslararası kadına karşı şiddetin önlenmesinde yükümlülükler ve sorumluluklar getirildi ve denetim mekanizmaları kuruldu” ifadelerini kullandı.
Ataerkil yapı kadının
önündeki en büyük engel
Ataerkil yapının, o geleneksel yapıların kadının önünde büyük engel olduğunu söyleyen Av. Kezban Hatemi, “Kadının erkekten farklı olarak gelecek nesilleri yetiştirme görevi var. Sadece anne olma, çocuk doğurma değil onu eğitme görevi de var” diyerek, bu görevde çok yalnız bırakıldığını bu bakımdan öyle bir hukuki yapılanma olmalı ki erkeğin de katkıda bulunmasının sağlanması veya iş yerinde bir takım eksikliklerin giderilmesi konusunda çözüm ve öneriler sundu.
Kadının katkı verdiği hadise
daha yetkin, daha doğru olur
Söyleşinin açılışında konuşan GAÜN Rektörü Prof. Dr. Yavuz Coşkun, “Kadın olmadan olmaz” dedi. Prof. Dr. Coşkun, sadece aile kavramı içerisinde bir üremeye veya çocuk yetiştirmeye ilişkin bir unsur olmaktan daha öte karar verme, dünyaya yön verme noktasında ama her alanda kadının mutlaka rol alması gerektiğine yürekten inananlardan biri olduğunu belirterek, kadının katkı verdiği hadisenin daha yetkin, daha doğru olacağına inandığını ifade etti.
Bize bahşedilen can, diğeri ise haktır
Coşkun, “İnsanın yaradılış olarak iki şeyi çok önemli, bize bahşedilen can diğeri ise haktır. Bunun için de bu iki temel hakkımız yaşama hakkı, beslenme hakkı gibi her alana yayabileceğiniz, daha sonra insan olma hakkından bütün bu haklardan dışarıda tutulamaz. Bunun birini tıpçılar diğerini de hukukçular korumak zorunda ama hak o kadar önemli ki, candan sonra tabiî ki onsuz yaşamak oksijensiz ve susuz yaşamak gibi bir şeydir. ‘Adalet mülkün temelidir’ diye sadece hukukçuların değil herkesin bildiği bir söylem var. Düşündüğünüz zaman ne kadar önemli, gerçekçi ve kapsayıcı olduğunu anlamak mümkün. Çünkü adalet olmadan asla olmaz” şeklinde konuştu.
Gereklilik değil sorumluluk
KADEM Gaziantep Temsilcisi Esra Ercan ise, “Kadının konumunu iyileştirmek ve hak ettiği değeri vermek üzere yapılan tüm çalışmaların sadece bir gereklilik değil sorumluluk olduğunu unutmamalıyız. Kadın bir toplumun yetişip büyümesinde, gelişmesinde, neslinin devamında ve değer aktarımında en önemli unsurlardan biridir. Kadının akademiden siyasete, ekonomiden karar alma mekanizmalarına, medyaya, toplumsal hayatın her alanında aktif olarak bulunmasına imkan tanımalıyız” dedi.
Söyleşinin sonunda Rektör Prof. Dr. Coşkun ve KADEM Gaziantep Temsilcisi Esra Ercan tarafından Av. Kezban Hatemi’ye günün anısına hediye verildi. Arzu Bulut
Av. Kezban Hatemi, “Her türlü kanuni düzenlemeyi yapsanız, bunu yürürlüğe koysanız da kanun önünde eşitlik yasalarına dikkat de etseniz, uygulamada kadınların karşılaştığı çok ciddi anlamda eşitsizlik dolayısıyla ayrımcılığı net bir şekilde ülkemizde görüyoruz” diye konuştu. Av. Hatemi, söz konusu eşitsizlik ve ayrımcılığın sadece ülkemize mahsus bir konu olmadığını, bütün dünya ölçeğinde ülkelerin gelişmişlik düzeyine bağlı olarak bu ayrımcılık ve eşitsizliğin görüldüğünü söyledi.
Kanuni düzenlemeler yapıldı
Kadın ve Demokrasi Derneği Gaziantep Temsilciği ile Gaziantep Üniversitesi (GAÜN) KADEM Kulübü tarafından düzenlenen Av. Kezban Hatemi’nin konuşmacı olarak katıldığı “Kadın ve Adalet” konulu söyleşi GAÜN Güzel Sanatlar Fakültesi Konferans Salonu’nda yapıldı. Büyük ilgi gören söylesi sırasında konuşan Av. Hatemi, son 13 yıl içerisinde kanuni anlamda pozitif ayrımcılık yapılarak, anayasanın onuncu maddesine çok önemli bir madde değişikliği eklendiğini hatırlatarak, “Pozitif ayrımcılık yani eşitler arasında eşitsizlik giderilinceye kadar kadına karşı temel hak ve özgürlüklerde öncülük tanınması, önlerinin açılması anlamında yasal düzenlemeler yapıldı. Bazı eksikliklere rağmen çok önemli büyük adımlar atıldı. İstanbul Anlaşması ile bunu ilk imzalayan ülke olarak uluslararası kadına karşı şiddetin önlenmesinde yükümlülükler ve sorumluluklar getirildi ve denetim mekanizmaları kuruldu” ifadelerini kullandı.
Ataerkil yapı kadının
önündeki en büyük engel
Ataerkil yapının, o geleneksel yapıların kadının önünde büyük engel olduğunu söyleyen Av. Kezban Hatemi, “Kadının erkekten farklı olarak gelecek nesilleri yetiştirme görevi var. Sadece anne olma, çocuk doğurma değil onu eğitme görevi de var” diyerek, bu görevde çok yalnız bırakıldığını bu bakımdan öyle bir hukuki yapılanma olmalı ki erkeğin de katkıda bulunmasının sağlanması veya iş yerinde bir takım eksikliklerin giderilmesi konusunda çözüm ve öneriler sundu.
Kadının katkı verdiği hadise
daha yetkin, daha doğru olur
Söyleşinin açılışında konuşan GAÜN Rektörü Prof. Dr. Yavuz Coşkun, “Kadın olmadan olmaz” dedi. Prof. Dr. Coşkun, sadece aile kavramı içerisinde bir üremeye veya çocuk yetiştirmeye ilişkin bir unsur olmaktan daha öte karar verme, dünyaya yön verme noktasında ama her alanda kadının mutlaka rol alması gerektiğine yürekten inananlardan biri olduğunu belirterek, kadının katkı verdiği hadisenin daha yetkin, daha doğru olacağına inandığını ifade etti.
Bize bahşedilen can, diğeri ise haktır
Coşkun, “İnsanın yaradılış olarak iki şeyi çok önemli, bize bahşedilen can diğeri ise haktır. Bunun için de bu iki temel hakkımız yaşama hakkı, beslenme hakkı gibi her alana yayabileceğiniz, daha sonra insan olma hakkından bütün bu haklardan dışarıda tutulamaz. Bunun birini tıpçılar diğerini de hukukçular korumak zorunda ama hak o kadar önemli ki, candan sonra tabiî ki onsuz yaşamak oksijensiz ve susuz yaşamak gibi bir şeydir. ‘Adalet mülkün temelidir’ diye sadece hukukçuların değil herkesin bildiği bir söylem var. Düşündüğünüz zaman ne kadar önemli, gerçekçi ve kapsayıcı olduğunu anlamak mümkün. Çünkü adalet olmadan asla olmaz” şeklinde konuştu.
Gereklilik değil sorumluluk
KADEM Gaziantep Temsilcisi Esra Ercan ise, “Kadının konumunu iyileştirmek ve hak ettiği değeri vermek üzere yapılan tüm çalışmaların sadece bir gereklilik değil sorumluluk olduğunu unutmamalıyız. Kadın bir toplumun yetişip büyümesinde, gelişmesinde, neslinin devamında ve değer aktarımında en önemli unsurlardan biridir. Kadının akademiden siyasete, ekonomiden karar alma mekanizmalarına, medyaya, toplumsal hayatın her alanında aktif olarak bulunmasına imkan tanımalıyız” dedi.
Söyleşinin sonunda Rektör Prof. Dr. Coşkun ve KADEM Gaziantep Temsilcisi Esra Ercan tarafından Av. Kezban Hatemi’ye günün anısına hediye verildi. Arzu Bulut