Ülkemizdeki ve bölgemizdeki gıda endüstrisinin temel sorunlardan birinin katma değerli üretimlerin yetersiz olması olduğunu belirten Gıda Mühendisleri Odası Gaziantep İl Temsilcisi Onur Aydın, “Türkiye’nin gıda ihracatında önünde duran zorlukların başında gıda işi ile uğraşan aile şirketlerinin yeterince kurumsallaşamaması ve markalaşamaması yatmaktadır. Gıda şirketlerinin üretimde bilimsel yöntemleri kullanması ve teknolojilerini iyileştirmesinde mühendislik bilgi ve becerileri gerekmektedir. Ülkemizde üretim yapan firmalar marka değerlerini yükseltmek istiyorsa daha fazla mühendis istihdam etmeleri gerekmektedir” dedi.
Buğdayın bir bölümünü
ithal eder hale geldik
İhracata bakıldığında tarımsal kökenli ham maddelerin çoğunun ya ham halde ya da düşük katma değerli değişiklikler yapılarak ihraç edildiğini vurgulayan Aydın, bu durumun ihracat geliri potansiyelimizin olduğunu ancak kullanamadığımızı gösterdiğini söyledi. Büyüme rakamlarına gıda sektörünün yüzde 8,2 ile tüm sektörlerinde üzerinde büyüdüğünü ancak ihracatın yoğunlukla un, hububat, bakliyat ve yağlı tohumlardan oluştuğuna dikkat çeken Aydın, “Un artık katma değersiz bir ürün, rekabet fazla ve ürettiğimiz unun buğdayının bir kısmını ithal eder hale geldik. Gıda ihracatında yeni teknolojiler ile yeni ürünler geliştirerek katma değeri yüksek ve ülkeye olan ekonomik katkısını arttırmak gerekli” ifadesini kullandı.
Hükümet ve sanayiciler gıda
üretip satmaya odaklanmalı
Dünyanın en değerli markası Global-500’ün raporuna göre Türkiye’den hiçbir markanın ilk 500’e giremediğinin altını çizen Aydın, Amerikalı kahve üreticisi Starbucksın 32 milyar dolarlık marka değerinin Türkiye’deki en değerli 100 markanın toplamından daha büyük olduğunu kaydederken, “Bu durum uluslararası pazarda gıda ihracatı ile ilgili potansiyelimizi kullanamadığımızın göstergesi. Üretim ve organizasyon alanlarında küresel gelişmeleri takip edemeyişimiz, hükümetimizin politika geliştirme konusundaki yetersizlikleri ve yerli sanayicimizin bilim ve teknikten uzak geleneksel bakış açısı ülkemizin gıda ürünlerinde markalaşmasını zorlaştırıyor. Ülkemiz gıda potansiyelini eğer gelişen endüstri ile birlikte dönüştürürse hem millet hem de devlet kazanır. Dünya giyilebilir hava araçları üzerinde çalışırken bizim halen fosil yakıtlı otomobil üretme sevdamız bizi ileriye taşımaz. Hükümet ve sanayiciler sermaye ve enerjisini ekilebilir arazilerin genişletilmesine ve daha fazla gıda üretip satmaya odaklamalıdır” değerlendirmesinde bulundu. Hüseyin Karataş
Buğdayın bir bölümünü
ithal eder hale geldik
İhracata bakıldığında tarımsal kökenli ham maddelerin çoğunun ya ham halde ya da düşük katma değerli değişiklikler yapılarak ihraç edildiğini vurgulayan Aydın, bu durumun ihracat geliri potansiyelimizin olduğunu ancak kullanamadığımızı gösterdiğini söyledi. Büyüme rakamlarına gıda sektörünün yüzde 8,2 ile tüm sektörlerinde üzerinde büyüdüğünü ancak ihracatın yoğunlukla un, hububat, bakliyat ve yağlı tohumlardan oluştuğuna dikkat çeken Aydın, “Un artık katma değersiz bir ürün, rekabet fazla ve ürettiğimiz unun buğdayının bir kısmını ithal eder hale geldik. Gıda ihracatında yeni teknolojiler ile yeni ürünler geliştirerek katma değeri yüksek ve ülkeye olan ekonomik katkısını arttırmak gerekli” ifadesini kullandı.
Hükümet ve sanayiciler gıda
üretip satmaya odaklanmalı
Dünyanın en değerli markası Global-500’ün raporuna göre Türkiye’den hiçbir markanın ilk 500’e giremediğinin altını çizen Aydın, Amerikalı kahve üreticisi Starbucksın 32 milyar dolarlık marka değerinin Türkiye’deki en değerli 100 markanın toplamından daha büyük olduğunu kaydederken, “Bu durum uluslararası pazarda gıda ihracatı ile ilgili potansiyelimizi kullanamadığımızın göstergesi. Üretim ve organizasyon alanlarında küresel gelişmeleri takip edemeyişimiz, hükümetimizin politika geliştirme konusundaki yetersizlikleri ve yerli sanayicimizin bilim ve teknikten uzak geleneksel bakış açısı ülkemizin gıda ürünlerinde markalaşmasını zorlaştırıyor. Ülkemiz gıda potansiyelini eğer gelişen endüstri ile birlikte dönüştürürse hem millet hem de devlet kazanır. Dünya giyilebilir hava araçları üzerinde çalışırken bizim halen fosil yakıtlı otomobil üretme sevdamız bizi ileriye taşımaz. Hükümet ve sanayiciler sermaye ve enerjisini ekilebilir arazilerin genişletilmesine ve daha fazla gıda üretip satmaya odaklamalıdır” değerlendirmesinde bulundu. Hüseyin Karataş