ANASAYFA arrow right Güncel

Otoriterleşmeye karşı en iyi çözüm demokratik, güçlü bir anayasadan geçiyor

Otoriterleşmeye karşı en iyi çözüm demokratik, güçlü bir anayasadan geçiyor
YAYINLAMA: 16 Nisan 2020 / 04.40
GÜNCELLEME: 16 Nisan 2020 / 04.40
Türkiye’deki başkanlık sistemi tartışmaları Almanya’da da yakından izleniyor. Humboldt
Türkiye’deki başkanlık sistemi tartışmaları Almanya’da da yakından izleniyor. Humboldt Üniversitesi'nden siyaset bilimi uzmanı Prof. Dr. Silvia von Steinsdorff, Türkiye’deki başkanlık sistemi tartışmalarına ilişkin “ister parlamenter ister başkanlık sistemi olsun otoriterleşmeye karşı en iyi çözümün demokratik, güçlü bir anayasadan geçtiğini” söyledi. AB’nin mülteciler anlaşması ile Cumhurbaşkanı Erdoğan ve diğer politik kurumları “desteklemeye başladığını ve demokratikleşme konusunda hiçbir talepte bulunmadığını” savunan Steinsdorff, AB'nin yeni anayasa üzerinde “yapıcı bir etkisi olmayacağı" eleştirisinde de bulundu.

Humboldt Üniversitesi'nden siyaset bilimi uzmanı Prof. Dr. Silvia von Steinsdorff, DWelle’ye yaptığı değerlendirmesinde Türkiye'deki mevcut anayasanın askeri darbe döneminden kaldığını ve otoriter özellikler taşıdığını, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın da dahil bunun zaman zaman yürütme erki tarafından kullanıldığını belirterek bu nedenle ister parlamenter ister başkanlık sistemi olsun otoriterleşmeye karşı en iyi çözümün demokratik, güçlü bir anayasadan geçtiğini söyledi.
"Yeni anayasa yapıldığı takdirde, sistemde güçler ayrılığı dengesi varsa bana göre başkanın oynayacağı rol de bir problem teşkil etmeyecektir” diyen Steinsdorff dünyada, demokratik şekilde işleyen çok sayıda başkanlık sisteminin mevcut olduğunu, rollerin dağılımından çok, paketin bütününün önem taşıdığını vurguladı.

Steinsdorff, "Eğer anayasal kurumlar karşılıklı kontrol ve denge mekanizmasını işletebilirse, parlamento yeterince güçlü olursa o zaman başkan da dengede ve güçlü olur. Ancak yaptığı açıklamalara bakarsak, Cumhurbaşkanı Erdoğan işin bu kısmıyla o kadar ilgilenmiyor” görüşünü öne sürdü.
Demokratikleşme çerçevesinde Türkiye AB ilişkilerine değinen Steinsdorff, AB'nin Türkiye'de demokrasi için çaba sarf eden ve Avrupa kurumlarına inanan kesimlerinin hayal kırıklığına uğrattığını belirtiyor. Alman uzmanı AB'nin Türkiye ilişkilerine dün olduğu gibi bugün de pragmatik yaklaştığını savunduktan sonra şöyle devam ediyor:

"AB'nin şu andaki tutumunun Türkiye'de artan anti demokratik uygulamalara olumsuz etkiler yaptığını düşünüyorum. Türkiye’de demokratikleşme konusunda çabalar sürerken AB bunu önemsemedi, takdir edip yeterli desteği sunmadı. Şimdi ise birden bire Türkiye'yi yeniden gündemine aldı " diyor.
AB’nin mülteciler konusunda yaptığı anlaşma ile “Erdoğan ve diğer politik kurumları desteklemeye başladığını ve demokratikleşme konusunda hiçbir talepte bulunmadığını” savunan Steinsdorff, bu nedenle AB'nin yeni anayasa üzerinde “yapıcı bir etkisi olmayacağını” kaydediyor.ANKA
Yorumlar
Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *