ANASAYFA arrow right Güncel

Sahte ambulansla saldırı olabilir uyarısı

Sahte ambulansla saldırı olabilir uyarısı
YAYINLAMA: 16 Nisan 2020 / 04.41
GÜNCELLEME: 16 Nisan 2020 / 04.41
Güvenlik uzmanı emekli bordo bereli Abdullah Ağar, yaşanan son terör olaylarını değerlendirerek
Güvenlik uzmanı emekli bordo bereli Abdullah Ağar, yaşanan son terör olaylarını değerlendirerek saldırı sonrası ‘Sahte ambulansla’ yapılacak olası bir saldırıya dikkat çekti. Ağar, terör örgütleri PKK ve IŞİD’in yaptıkları tahrikle amaçlarının Türkiye’yi mezhepsel kökenli bir savaşın içine sokmak olduğunu açıkladı.
Güvenlik uzmanı Ağar, yaşanan terör olayları ile ilgili bir değerlendirmede bulundu.
Ağar, 19 Nisan’da Musul Başika’da tankımıza, 28 Nisan’da Cereblus karşısı sınırda konuşlu 155’lik obüslerimize tanksavar füzeleriyle yapılan saldırı, 18 Ocak’tan beri günbegün Kilis’e düşen havan ve katyuşalar, en nihayet yine dün Kilis’e düşen mermiler ve Gaziantep’in orta yerinde emniyet müdürlüğümüzü hedef alan bombalı araç ve silahlı intihar saldırısına dikkat çekti.
Ağar, konuşmasında, telsiz anonslarına konu olan 'Menşei belirsiz sahte bir ambulans’ ile bunlara ek 28 Nisan günü Bursa Ulu Cami bölgesinde gerçekleşen intihar saldırısını ve bunu PKK’ya müzahir TAK’ın üstlenmesini hatırlattı.
IŞİD (DAİŞ)-PKK ve bunlara müzahir diğer terör örgütleri ile alt unsurların var güçleriyle Türkiye’ye abandıklarının kaçamayacağımız bir gerçek olarak karşımızda durduğunu vurgulayan Ağar, şunları söyledi:
"Doğrusal ya da asimetrik küresel destek ve şımarıklıklarıyla arsızca saldıran etnik ve radikal kökenli bu terör canımızı yakmaya, ülkemizi sarsmaya, insicamımızı bozmaya, düşmanlık tohumlarını ekmeye, insanımızı birbirine düşürmeye ve yaptıkları tahrikle Türkiye’yi tuzak ve tuzak içinde tuzaklara çekmeye çalışıyor. Yalnız sorun sadece bunlar değil. Türkiye’nin mücadele ettikleri de! Asıl sorun IŞİD ve PKK’nın menfaatlerine hizmet ettiği iradelerdir. Sorunun büyüğü de zaten budur.”

Gaziantep Emniyet Müdürlüğüne yapılan saldırının kendi içinde bazı ilkleri barındırdığına dikkat çeken Ağar, sözlerine şöyle devam etti: “IŞİD, güvenlik kuvvetlerimizi hedef alan bu denli büyük bir saldırıyı Türkiye içinde ilk defa gerçekleştiriyor. Olayın dikkat çeken tarafı şu, saldırı 'Hem zamanda hem de alanda kademe' üretmeyi amaçlıyor. Önce silahlı saldırganlar ateş açıyor, bariyerleri aşıyor, oradan açılan gedikten sızan bomba yüklü araç intihar bombacısı tarafından patlatılıyor. Bir de telsizlerden ihtar ve ikaz anonslarıyla kendini belli eden 'Menşei belirsiz sahte bir ambulans' var. Acaba anonslara konu olan bu ambulans ne anlama geliyor? Şu ana kadar bu ambulansla ilgili telsizlerden anons edilen ikaz ve ihtarlardan başka bir veri yok. Peki ikaz ve ihtarı yapılan bu ambulans ne olabilir? Bahse konu olan ambulans büyük olasılıkla can almaya gelen bir cankurtaran(!)’dır. Bomba yüklüdür, Irak ve Suriye kokmaktadır."
Şimdiye kadar konu ile ilgili bir açıklama yapılmadığını anlatan Ağar, şunları söyledi: "Belki de hiç yapılmayacak olsa da; eylemin zaman ve alanda kademelenmesini esas alacak şekilde harekete geçen ambulansın saldırının yapıldığı emniyet müdürlüğümüzün önünde oluşan can havli ve can pazarını, karmaşa ve hengameyi, yardıma koşan insan yığınını ve araçları hedef aldığı, alabileceği anlaşılmaktadır. Benzer uygulama geçmişte ‘genel hatlarıyla’ şu şekilde gerçekleşmiştir. Bomba yüklü sahte ambulans gerçek ambulanslar içine karışarak ‘yemleme olarak kullanılan’ patlama bölgesine sızar ve orada patlatılır. Sonuçları 'tam da PKK ve DAEŞ terör örgütlerinin istediği gibi' korkunç olacaktır."
Ağar, konuşmasında bazı örnekler verdi. Ağar, bu konuda sözlerine şöyle devam etti:
"Konunun daha iyi anlaşılması, tecrübe, ders ve tedbir için bir örnek anlatmak gerekir. 30 Eylül 2013’de 126 kişinin öldüğü, 155 kişinin yaralandığı bir Irak mutadında benzer bir olay yaşanmıştır. Yine bir emniyet birimine IŞİD (DAİŞ) tarafından yapılan saldırı şu şekilde gerçekleşir: Önce şehrin emniyet müdürlüğünün önünde bir araç patlatılır ardından üzerlerinde bomba sarılı 4 intihar saldırganı ellerindeki uzun namlulu silahları kullanarak ve el bombalarını atarak binalara girmeye çalışır. Çıkan çatışmada bu 4 intihar saldırganı kendini patlatamadan öldürülür. Ancak güvenlik kuvvetlerinden de hayatını kaybeden ve yaralanan vardır. Bunları tahliye etmek üzere bölgeye ambulans sevk edilir. İşte bu ambulanslardan biri, olayı daha sonra üstlenecek olan IŞİD-DAİŞ militanları tarafından olay bölgesinde patlatılır. Ambulansın nasıl ve ne şekilde ele geçirildiği, içerisine bomba düzeneğinin nasıl ve ne zaman konulduğu bilinmemektedir. Hiç şüphe edilmeden ve bir kontrole maruz kalmadan saldırı bölgesine sızdırılan ve orada patlatılan ambulansa dair bu örnek, bundan sonra yaşanabileceklere dair pek çok kaygıyı ve dersi içinde barındırmaktadır."
Ağar, konuşmasında alınacak önlemlerden bahsetti. Ağar, saldırılara örnek olarak şunları verdi: "Diğer bir tarafıyla da kimin kimin, kimin neyin arkasına saklanabileceğini gösteren çok önemli bir örnektir. IŞİD ve PKK’nın arkasına kimlerin saklandığını, yemlemelerin kim üzerinden nasıl yapıldığını gösterir. Yaşanan bütün bu yemlemelerin beyaz renkli cankurtaranın can almaya gelmesi için olduğunu anlatır. Türkiye yaşadığı tahrikle bir tuzağa çekilmektedir. Gerekçeleri, alt yapısı, bağlantıları doğru olmayan Irak ya da bir Suriye macerası Türkiye’yi mezhepsel kökenli bir savaşın içine sokacaktır. IŞİD ve PKK’nın bir istediği de budur.”
“PKK, IŞİD yalanının rahminde yeniden doğmuş bir Gülyabani'dir” diyen Ağar, şu konuya dikkat çekti:
“PKK, IŞİD'in, IŞİD PKK'nın tamamlayıcı parçası, yani mütemmim cüzi'dir. Hacivat'la Karagöz gibi, aynı PKK ve IŞİD de perdenin önünde hep kavga eder, ama her ikisini de oynatan aynı kuklacılardır. Mütemmim cüz'lerin ana parçası da asıl o kuklacılardır. IŞİD ve PKK, 'İnsanları' katledecek bombaları bedenlerinde... Onlar ise "İnsanlığı" katledecek bombaları beyinlerinde taşır. IŞİD ve PKK'yı güden de işte o beyinlerdir. PKK ve IŞİD birer güç-denge-tehdit ve dizayn unsurudur. An ve geleceğe durmaksızın 'düşmanlık tohumu' ekerler.”İHA




Bölgeye fotolu
Dolandırıcılık olayları akıllara
durgunluk verece tarzda
Her geçen gün yeni yöntemler geliştiren dolandırıcıların son yöntemleri ise akıllara durgunluk verdi. Yasa dışı yöntemlerle ele geçirdikleri başkalarına ait kredi kartı bilgileri ile çeşitli telefon faturalarını yatıran dolandırıcılar, yanlışlıkla ödendiğini söyleyerek, paranın iade edilmesi talebiyle kredi kartı sahibinin yanında faturası ödenen kişileri de mağdurlar zincirine ekliyor.
Gaziantep'te yaşanan olayda, Gazi Yüzbaşı Hamit Yıldız, cep telefonuna kredi kartı ile faturasının ödendiğine dair bilgi SMS’si aldı. Daha sonra telefonla Gazi Yüzbaşı Hamit Yıldız’ı telefonla arayan dolandırıcılar, benzer bir numaraya sahip olduklarını ve kendi telefon numarasını ödemek isterken yanlışlıkla görüştükleri kişinin telefon numarasını ödediklerini söyledi. Yanlışlıkla yatırılan fatura bedelinin geri ödenmesini talep eden dolandırıcılar, sert kayaya çarptı. Telefon hattının sahibi Yıldız, kendisini arayan kişilerden şüphelenmesi üzerine benzer numaradan teyit SMS’i atılmasını talep etti. Kendisini Sercan M. olarak tanıtan telefondaki şahıs, gazi yüzbaşıya o telefon numarasını kapattığını ve inanmazsa hattın kapalı olup olmayacağını bayi yada müşteri temsilcisine sorabileceğini söyledi. Bu cevap üzerine ise gazi, dolandırıcılardan hesap ekstresini istedi. Dolandırıcıların gönderdiği ekstrede, bir başka telefon numarasının yazması dikkat çekti. Yanlış numara yazmasına rağmen kendisinin ikna edilmeye çalışıldığını belirten Yıldız, dolandırıcılarla olan konuşmasının ses kaydını alırken, elindeki bilgi ve belgeleri ise polise teslim etti. Olayın üzerine polis, dolandırıcıların kimliklerinin ve yerinin belirlenmesi için geniş çaplı soruşturma başlattı.
Dolandırıcılara karşı vatandaşları uyaran gazi Yıldız, “Kredi kartı dolandırıcılığı ile faturası ödenen kişiler arayarak, ‘numara benzer olduğu için yanlışlıkla ödedik. Parayı iade eder misiniz’ deniliyor. İyi niyetli vatandaşlar da durumdan şüphelenmeyip ödeme dolandırıcıların belirttikleri hesaba para yatırıyorlar. Bu durumda hem kredi kartı sahibi hem de faturası yatırılan vatandaşlar mağdur ediliyor” dedi.
Kendisinden paranın talep edilmesi durumunda defalarca kez GSM operatörünün müşteri hizmetlerini aradığını anlatan Hamit Yıldız, “Müşteri hizmetlerini aramama ve kendisinin bilgisi dışında ödenen faturanın iadesini talep etim. Telefon operatörü, bu yönde herhangi bir iade yapılmadığını, böyle bir iadenin ancak ödemeyi yapan kredi kartı sahibinin müracaatı sonucunda yapılabileceği bilgisini iletti. Bu uygulama bu tür dolandırıcılık vakalarının devam etmesine neden olur. Bunların önünün kesilebilmesi için, ilk fatura ödenmesinde gelen bildirim SMS’sinde, ‘Bu ödeme bilginiz dışında yapıldı ise ya da şüpheli bir işlem ise lütfen müşteri hizmetlerimize bildirin’ şeklinde bir bildirim yapılması gerekir. Mağduriyetlerin önlenebilmesi adına ayrıca GSM operatörlerinin, hat sahibinin talep etmesi halinde hangi kredi kartı ya da hesapla ödenmiş olursa olsun ödeme iadesini gerçekleştirmesi gerekir” diye konuştu.
Hamit Yıldız, böyle bir durumla karşılaşmaları halinde kesinlikle hiçbir hesaba ödeme iadesini yapmamaları konusunda uyararak, kendileri ile böyle bir konuda irtibata geçen kişilere iade talebini ilgili operatörden talep etmeleri gerektiğini söylemelerini istedi.
Yorumlar
Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *