ANASAYFA arrow right Güncel

Şiddet cahillik göstergesinin en üst sınırıdır ve insanlık suçudur

Şiddet cahillik göstergesinin en üst sınırıdır ve insanlık suçudur
YAYINLAMA: 16 Nisan 2020 / 04.37
GÜNCELLEME: 16 Nisan 2020 / 04.37
25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Günü değişik etkinliklerle
25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Günü değişik etkinliklerle kutlandı.. Gaziantep Barosu’nda düzenlenen toplantıda, kadına yönelik şiddetin insan hakları ihlali olduğuna vurgu yapıldı

Gaziantep Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürlüğü, Şiddeti Önleme ve izleme Merkezince 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Günü Etkinliği düzenlendi. Programın açılışında konuşan Gaziantep Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürü İsmet Zor, “25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü” kadınlarımızın sorunlarının paylaşıldığı, maruz kaldıkları kötü tavır ve davranışların engellenebilmesi için çözüm yollarının arandığı ve tüm dünyada kadına yönelik şiddete karşı farkındalığın oluşturulmaya çalışıldığı önemli bir gün olduğunu belirtti. Kadına yönelik şiddetin cahillik göstergesi olduğuna dikkat çekildi.

Kadına yönelik şiddet asla kabul edilemez
Dinimizde, kültürümüzde ve toplumsal hayatımızda çok özel ve önemli bir yer tutan, hayatımızın her döneminde bizlere sevgi, hoşgörü ve özveriyle destek olan kadınlarımızın her zaman el üstünde tutulmayı, sevgiyi ve saygıyı fazlasıyla hak ettiğini dile getiren Zor, “Toplumun temel yapı taşını oluşturan aile ve toplumdaki tüm fertlerin sevgi, saygı, huzur ve birlik içerisinde yaşamalarına önemli katkıları olan kadınlarımız nitelikleri, üstlendikleri misyon ve başarılarıyla tarih boyunca toplumsal hayatta her zaman önemli bir yere sahip olmuşlardır. Bir insan hakkı ihlali ve ciddi bir toplumsal sorun olarak kültürel, ekonomik ve coğrafi anlamda sınır tanımaksızın tüm dünyada varlığını sürdüren kadına yönelik şiddet asla kabul edilemez ve tolerans gösterilemez bir konudur. Cenneti anaların ayakları altında gören, kadınları yerde sürüklenmeye değil, omuzlar üzerinde göklere yükselmeye layık bulan bir ecdanın temsilcileri olarak sadece 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele ve Dayanışma Gününde değil her daim tüm kadınlarımızın yanında ve destekçisiyiz. Mutlu ve özgüvenli bireylerden oluşan, huzurlu ve güçlü bir aile ve gelişmiş bir toplum için; kadına yönelik her türlü şiddeti kınıyor, bu önemli günün toplumda yarattığı farkındalıkla tüm kadınlarımızın mutlu, sağlıklı ve sevgi dolu bir dünyada hiçbir şekilde şiddete maruz kalmadan yaşamalarına vesile olmasını diliyorum”dedi.

Sorunu yalnızca kadın ve erkek
sorunu olarak ele almamak lazım
Zor, “Aslında kadına yönelik şiddet konusu sadece Türkiye’ye özgü bir sorun değil, dünyanın genel bir problemi. Gönül ister ki bu konu konuşulmasın ve tekrarı edilmesin. Bu günlere de ihtiyaç kalmasın ama bu da bir gerçektir. Ancak şunu ifade etmek istiyorum. Bu sorunu sadece bir kadın sorunu, bir erkek sorunu, insan sorunu olarak görmek tek başına sorunu çözmüyor. Hatta bazen sorunu derinleştirebiliyor. Ben bu sorunların aile içi bir iletişim sorunu, aile problemi olarak görülmesi ve aile içerisindeki bu sorunun çözülmesi ailenin güçlendirilmesi ile ancak bu sorunların temelden çözüleceğinden yana olanlardanım. Biz tek başına bunu sadece bir erkek sorunu bir kadın sorunu olarak ele aldığımızda hakikaten bazen sorun derinleşiyor. Sorunun gerçek niteliğini ve kimliğini görme analiz yapma şansına sahip olamıyoruz. Kanunlar çıkartıyoruz, kanunlar istediğimiz kadar hayata yansımayabiliyor. Kadını tek başına güçlendirdiğinizde kanunların altını doldurduğunuzda bunun tek başına kadın sorunu çözmeye yeterli olmayabiliyor. Dolayısıyla dediğim gibi bunu bir kadın, erkek, kişi sorunu olarak ele almaktan ziyade bir aile, toplum sorunu olarak ele almak daha sağlıklı olabileceğini düşünüyorum” şeklinde konuştu.

Zor konuşmasında, “Şiddet cahillik göstergesinin en üst sınırıdır ve insanlık suçudur. Şiddet, güç ve baskı uygulayarak insanların bedensel ve ruhsal açıdan zarar görmesine neden olan bireysel veya toplu hareketlerin tümüdür. Kadına yönelik şiddet ister kamusal isterse özel yaşam da meydana gelsin, kadınları fiziksel, cinsel, psikolojik açıdan veya ıstırap veren ya da verebilecek olan cinsiyete dayalı bir eylem uygulama ya da bu tür eylemlerle tehdit etme, zorlama veya keyfi olarak özgürlüğünden yoksun bırakma şeklinde tanımlanmaktadır. Bugün insanlara biraz daha farkındalık artması ve şiddetin farkında olunması gereken bir gün. Biz de bugüne dikkat çekmek, kadına yönelik şiddete karşı birlikte hareket etmek ve bu konuda bir başlangıç yapmak istiyoruz. Şimdi sözleri şiddetin rengi mor eldivenlerinizi takıp ellerinizi havaya kaldırarak hep birlikte 1 dakika boyunca şiddete dur demeye ve bu konuda interaktif bir etkinlik oluşturmaya davet ediyorum” diye konuştu.

Gaziantep Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürlüğü, Şiddeti Önleme ve İzleme Merkezince 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Günü kapsamında düzenlenen program kapsamında domino taşı gösterisi yapıldı, günün anlam ve önemine dikkat çekmek ve bir farkındalık oluşturmak amacıyla katılımcılara dağıtılan mor eldivenlerin takıldı, Şehitkamil Halk Eğitim Merkezi tarafından hazırlanan müzik dinletisi sergilendi, Gaziantep H Tipi Ceza İnfaz Kurumu tarafından 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Günü nedeniyle bağışta bulunulan kitaplar katılımcılara dağıtılarak okuma etkinliğinin yapıldı ve kitap okuma etkinliğine katılan davetlilere günün anlam ve önemine istinaden beyaz kelebek şeklindeki kitap ayraçlarının verildi.

Şiddet insan hakları ihlalidir
Gaziantep Barosu Kadın Hakları Komisyonu Başkanı Günay Kaplan da, "Kadın cinayetlerinde 'haksız tahrik indirimi' ya da 'iyi hal indirimi', toplumsal cinsiyet bakış açısından kurtulmuş olarak uygulanmalıdır" dedi.
Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü dolayısıyla Gaziantep Barosu Kadın Hakları Komisyonu üyeleri Baro'da bir araya geldi. Grup adına açıklama yapan Kaplan, kadına yönelik şiddetin insan hakları ihlali olduğunu belirtti.
Risk gruplarına, şiddetle sık karşılaşan meslek gruplarına ve kamuoyuna yönelik eğitim ve bilinçlendirme çalışmalarına hız verilmesi gerektiğini ifade eden Kaplan, "Erkek egemen zihniyet, kadın erkek eşitliğini gözardı eden yönetim anlayışı, şiddetin önlenmesi konusunda yasaların yaşama geçirilmemesi karşısında, kadına yönelik şiddetle mücadele için hazırlanan Ulusal Eylem Planı, hızla ve kararlı bir devlet politikasıyla hayata geçirilmelidir. Kadın cinayetlerinde 'haksız tahrik indirimi' ya da 'iyi hal indirimi', toplumsal cinsiyet bakış açısından kurtulmuş olarak uygulanmalıdır" diye konuştu.
Türkiye'nin utanç haritası
Baro Konferans Salonu'ndaki panelin açılışında konuşan Baro Başkanı Bektaş Şarklı, kadın cinayetlerinin Türkiye'nin utanç haritası olduğunu ifade etti.
İstatistiklerde Doğu ve Güneydoğu'daki cinayet sayılarına intihar sayılarının da eklenmesi gerektiğini kaydeden Şarklı, kadın cinayetlerinin faillerinin de eski kocası, arkadaşı ya da yakın aile bireyleri olduğuna, iki kadın cinayetinden birinin failinin ise kocası ya da eski koca olduğuna dikkat çekti.
Gaziantep Barosu Kadın Hakları Komisyonu Başkanı Günay Kaplan'ın moderatörlüğündeki panelde Eğitim-İş Eğitim Sekreteri Önder Yılmaz "Cumhuriyetin eğitim anlayışı, eğitim ve cinsiyet ayrımcılığı", Kadın Hakları Komisyon Üyesi Serpil Yılmaz da kadına yönelik şiddetle ilgili kanunlar hakkında sunumlar gerçekleştirdi. Çiçek BAYRAM
Yorumlar
Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *